Konuya cevap cer

Aile, çocuklar ve namaz eğitimi


İnsanı yaratan, onu yaratılmışların en üstünü kılan Allah (cc), onu yalnız bırakmamıştır. İnsanlık tarihinde peygamberlerin getirdiği ilahi mesajlar, insanın sınırlı dünya hayatını ebedi mutluluğa vesile kılma imkânını sunmaktadır. Onun yaratılış gayesi doğrultusunda hayatını sürdürmesi doğal olarak yine Yaratıcı’nın çizdiği sınırlar çerçevesinde mümkün olabilecektir. Bütün mesele bunun kendi benliğimizde, aile hayatımızda ve yetiştirmekle sorumlu olduğumuz nesillerin dünyasında nasıl gerçekleştirilebileceğinde düğümlenmektedir. Zaten hayat imtihanı da bu meselenin etrafında şekillenmektedir. Kendi inanç değerlerimize göre düzenlenmemiş hayat şartlarında kendimizi, ailemizi ve çocuklarımızı koruma hedefini gütmeye başlamakla aynı zamanda büyük bir mücadeleyi göze almış olmaktayız. Bu mücadelede yalnız ve yardımsız bırakılmamış olmak ne büyük bir nimettir.



http://www.igmg.de/tr/haberler/yazi/2010/02/04/index.php?eID=tx_cms_showpic&file=uploads/pics/betender_mann_04.jpg&md5=c4fb6d3b5b894933a19541cf6516012a13534bfd&parameters[0]=YTo0OntzOjU6IndpZHRoIjtzOjQ6IjUwMG0iO3M6NjoiaGVpZ2h0IjtzOjM6IjUw&parameters[1]=MCI7czo3OiJib2R5VGFnIjtzOjI0OiI8Ym9keSBiZ0NvbG9yPSIjZmZmZmZmIj4i&parameters[2]=O3M6NDoid3JhcCI7czozNzoiPGEgaHJlZj0iamF2YXNjcmlwdDpjbG9zZSgpOyI+&parameters[3]=IHwgPC9hPiI7fQ==


Kur’an-ı Kerim’in emrettiği ibadetlerin insan için hayati öneme sahip oldukları her inanan için kolay idrak edilebilecek bir husustur. Yukarıda çizilen çerçeve içinde hayatını sürdürmek durumunda olan insan, ibadetleri bir yük, zorunluluk olmaktan öte yaratılışa uygun en doğal ödevler olarak görecektir. Bu ödevler insanı insan eden, onu benliğinin esiri olmaktan kurtarıp özgürleştiren vazgeçilmez kurtuluş, çözüm reçeteleridir.

 

İmandan sonra en büyük hakikat olarak nitelenen namaz ibadeti, öncelikle müslüman ferdin hayatında tartışılmaz yerini kazanmalıdır. Bir şeyi bilmeyenin başkasına öğretmesi, o şeyin bilincine ulaşamamış kimsenin başkasını bilinçlendirmesi söz konusu olamaz.

 

Aile hayatında namazı, çocukları namaza alıştırmayı, onlara namazı öğretmeyi konu edindiğimizde gayet tabii olarak ferdin hayatında namazın olması gereken yerini bulduğunu, alıştırma ve öğretme konumunda olan kimsenin namazının bilincinde olduğunu, onu koruduğunu farzetmek durumundayız. Namazın utanmazlıklardan ve kötülüklerden alıkoyduğunu (Ankebut Suresi, [29:45]), insanı Allah’ın yardım ve desteğine ulaştırdığını (Bakara Suresi, [2:45]), ona rızık kapılarını açtığını (Taha Suresi, [20:132]), Allah’ın rızasına ulaştırdığını (Meryem Suresi, [19:55]), imanın göstergesi olduğunu (Enfal Suresi, [8:3-4]), insanı kurtuluşa (A’la Suresi, [87:14-15]) ve Firdevs cennetlerine ulaştırdığını kavrayan, bunlara inanan kimseye göre namaz; aile hayatında ve çocukların eğitiminde en önemli konuma sahip olacaktır.

 

Niyet ve amaç açıkça belirlendikten sonra başarıya ulaşmada gerekli olan uygun yöntemleri bulmak ve sabırla uygulamaktır. Ancak ulaşmak istediğimiz hedeflerin  hidayet boyutu da göz ardı edilmemelidir. Allah Teâla’nın yardımını dilemek, sabırlı ve hikmetli davranma konusunda dikkatli olmamızı sağlayacaktır. Lakin Mü’minler önce kendilerini, sonra eş ve çocuklarını yakıtı insanlar ve taşlar olan ahiret azabından korumakla emrolunmuşlardır. (Tahrim Suresi, [66:6])

 

Kur’an-ı Kerim’in hatırlattığı Nuh (as)’ın oğlunun tavrı her meselede olduğu gibi, bu meselede de gayret ve çalışmalarımızın sonucunun yüzde yüz elimizde olmadığını hatırlamamızı ve aşırılıklardan kendimizi korumamızı kolaylaştıracaktır. (Hud Sûresi, [11:42-43])

 

Yukarıda geçen kişinin kendisini ve ailesini dünyada kötülüklerden dolayısıyla da ahirette ateşten koruması hedefine ancak devamlı bir terbiye ile ulaşılabilir. İyilikleri hatırlatma, güzel örnekler olma/ bulma/ getirme, sevdirme, teşvik etme, korkutma, hikâyeler anlatma, alışkanlık kazandırma, izleyip takip etme bu terbiyenin yöntemleri arasında olabilecektir.

 

İyiyle kötüyü, hayırla şerri birbirinden ayıramayacak yaşlarda çocuklara kazandırılan güzel alışkanlıklar, onların ileriki yaşlarda iyiye ve hayırlıya yönelmelerini kolaylaştıracaktır. Şayet çocuk hareketlerine yön verecek otoriteyi bulamazsa endişeli, şaşkın, iradesi ve şahsiyeti zayıf birisi olarak yetişecektir.

Çocukları Namazla Yetiştirmek


Çocukları namaza alıştırmada sünnetin işaret ettiği metod üç aşamalı olarak ele alınabilir (Ebu Davud, Ahmed bin Hanbel): Yedi yaşından önceki dönem, yedi-on yaş arası dönem, on yaş ve sonrası dönem. Namaz terbiyesi ile ilgi her üç aşamada uygulanacak yöntemler çocuğun yaş özelliklerine göre şekillenecektir. Bununla beraber bütün aşamalarda genel olarak zamana, izlemeye, sabra ihtiyaç olduğu göz önünde tutulmalıdır. Yine çocukların anlayışlarına hitap etmek, onlara söylenenlere dikkat edebilmelerini öğretmek, onların kişilik özelliklerini dikkate almak ve bütün süreçlerde anne-babanın fikir ve eylem birliğinde olmaları genel kurallar arasında sayılabilir. Çocukların etraflarında güzel örnekleri görmeleri ve niçin namaz sorusuna seviyelerine göre cevap verebilmelerini sağlamak işi kolaylaştıracaktır. Bu arada anne- babanın namaz eğitimi dışında çocuklara yaklaşımı da pedagojik prensiplere uygun olmalıdır ki; namaz konusundaki çabalar çocuklar tarafından itici bulunmasın. Onları güzel davranışlarından dolayı taktir etmek, usulünce övmek de ihmal edilmemelidir. Bayram ve cuma günlerinin özellik ve farklılıklarından istifade edilmelidir. Yine genel olarak çocuklara sevdikleri  şeylerle uğraşırlarken başka emirler verilmemeli, istenilen işin açık ve basit olmasına gayret edilmeli ve onlardan bir anda birden çok istekte bulunulmamalıdır. Ve nihayet her işte olduğu gibi bu hususta da çokça dua etmelidir. Bilindiği gibi ana babanın çocuğuna yaptığı dua makbuldür.

 

Bu genel hususlardan sonra yedi yaş öncesi merhalede şu hususlara dikkat edilmesi gerektiği söylenebilir: Bu dönemdeki çocuklara tekrar tekrar namaz emredilmemeli, onların  sadece namazın vakitlerini ve hareketlerini algılamalarına yardımcı olmalı,  yani anne-baba namazları onların gözü önünde kılmalıdır. Bu hususta Peygamber aleyhisselam:

 

‘Namazlarınızdan bir pay da evlerinize ayırın, evlerinizi kabirlere çevirmeyin. (Buhari, Müslim)‚ ve ‘ Farzın dışında kişinin kıldığı en efdal namaz, evinde kıldığı namazdır., (Buhari) şeklinde buyurmaktadır. Böylelikle çocukların o masum dimağlarında namaz tabii bir gereklilik olarak yer bulacaktır. Bu yaştaki çocukların abdest almaları ve avret yerlerini örtmeleri konusunda ısrarcı davranmak gereksizdir. Henüz mükellef olmamış çocuğu azarlamak, ona sert ve katı davranmak, onun namazdan nefret etmesine sebep olacaktır. Onlara zor gelmeyecek kısa dua, sûre ve namaz tesbihatını tekrarlatarak öğretmeye çalışmak, abdest ve namazla ilgili boyama kitaplarıyla, bunlarla alakalı çocuk şarkılarıyla onları meşgul etmek  bu dönemde yeterli olabilecektir.

 

Yedi- on yaş arası dönem ise; alıştırma merhalesi olarak adlandırılabilir. Artık okul çağına giren çocuk öğrenme konusunda da mesafe katetmektedir. O artık anne-babanın terbiyesiyle namaz için hazırlık olarak temizlik prensiplerini; tuvalette su ile temizlenmeyi, abdest almayı öğrenmelidir. Ancak diğer ibadetlerde de olması gerektiği gibi kuru şekilcilikten ziyade temizliğin ve abdestin manevi taraflarından da söz edilmelidir.Bu hususta  Peygamber aleyhisselam: ‘ Müslüman abdest aldığında kulağı, gözü, elleri ve ayaklarıyla işlediği günahları dökülür...’ (Ahmed bin Hanbel) buyurmaktadır. Yine bu dönemde namazın şartları ( dışındaki farzları)  ve rükunları (içindeki farzları) tek tek belletilmeye, ezberletmekten ziyade sıkmadan anlamları öğretilmeye çalışılmalıdır. Cami adabı öğretilmeli, cuma namazlarının ortamından yararlanılmalıdır. Cuma namazından sonra çocuğun dikkatini çekmek maksadıyla hutbenin konusu hakkında onunla konuşulmalıdır. Ancak asla çocuğu zorla cumaya götürmeye çalışmamalı, onun henüz mükellef olmadığı, cuma namazının süresinin onu sıkabileceğini unutmadan cumaya ve cemaate ilgi duymasına yardımcı olmalıdır. Çocuğun sevdiği şeyler ve onunla yapılan randevüler namaza bağlanmalıdır ki, namaz  ve vakitleri iyice onun hayatına yerleşsin. Çocuğun kılacağı ilk farz namazda veya daha öncesinde, mesela yaş gününü namaza başlamaya bağlayarak bir kutlama yapmak çocuğun dünyasında önemli bir etki oluşturabilecektir. Terbiyede ödül ve övgü araçları da usulüne uygun, ölçülü bir tarzda namaza alıştırma konusunda kullanılmalıdır. Meselâ ödül verilirken çocuklara ödülün en büyüğünün Allah katında olacağı, namazın kişiyi cennete ulaştıracağı hatırlatılmalıdır. Ödülü onlar namaz kılmaya başlamadan vaadetmek yerine, namazı kılmaya başlamalarından sonra  vererek ödülün sadece davranışı pekiştirici bir unsur olması sağlanmalıdır.Yine onları aşırı öğerek davranışlarını sırf onay almak için yapmalarına sebep olunmamalıdır.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst