Ey Allah’ım, mademki kulunuz, sırtındaki heybesinde sizin Kuran’ınızın tefsirleri olan kırmızı kitapları taşıyor. Hem yükü ağır, hem yolu uzun. Öyleyse Allah’ım ne olur kulunuzu yolda koymayın.
Ey her şeyi bilen Allah’ım, kulunuzu, manevi ağırlığı maddi ağırlığından daha fazla olan o kıymetli kitapların altında ezdirme. O kitapların hatırı için onun ayaklarını tökezletme. O yük o kadar ağırdır ki kulunuz yıkılırsa bir daha kalkamayabilir.
Ya rabbi sen kulunu aç susuz da bırakma. Çünkü güçsüz olan bir vücut bu kitapları nasıl taşır?
Ya rabbi sen kulun ayaklarını da koru. Çünkü bu ayaklar olmazsa bu kitapları bu taşlı, dikenli yollarda kim taşınır?
Ya rabbi sen bu kulun karşısına aç kurtları da çıkartma. Bu ıssız bucaksız korkunç yollarda değil üç beş kurt, bir kurt bile onu kolayca parçalar da o güzelim kitaplar o korkunç yollara yeksan olur.
Ya rabbi sen bu kulun gözünü de kör etme. O zaman yolunu göremez de yanlış yollara sapar.
Ya rabbi sen bu kulun kulağını da sağır yapma. O zaman sahibinin sesini işitemez de yanlış seslere yönelir ve yanlış yollara sapar.
Ya rabbi ne olur, sen bu kulun aklına da zeval verme. Kimin yolunda neyin hamallığını yaptığını unutur da her şeyi alt üst eder.
Ya rabbi o güzel emanetini taşıyan bu kulunu bu tehlikeli yollarda kırk haramilerden de koru. Sadece kırk haramilerden değil elli eşkıyadan, yüz teröristten ve satılmış beş yüz gizli hainden de koru.
Ya rabbi aynı zamanda bu kulu, siyasi düzenbazlardan, haramhor zevatlardan, çıkarcılardan, fırsatçılardan ve her çeşit sahtekârdan da koru.
Ya rabbi ne olur sen bu kulu sırtında taşıdığı kırmızı kitapların yüzü suyu hürmetine gideceği yere kadar götür, varacağı menzile kadar ulaştır.
Onu yıkma.
Onu yolda koyma.
Onun yolunu şaşırtma.
Onu yolda aç kurtlardan,
Onu yolda kırk haramilerden,
Onu yolda eşkıya çetelerinden,
Ve onu yolda düzenbaz fırsatçılardan,
Koru Allah’ım. Koru Allah’ım. Koru. Koru.
Ey her şeyi bilen Allah’ım, kulunuzu, manevi ağırlığı maddi ağırlığından daha fazla olan o kıymetli kitapların altında ezdirme. O kitapların hatırı için onun ayaklarını tökezletme. O yük o kadar ağırdır ki kulunuz yıkılırsa bir daha kalkamayabilir.
Ya rabbi sen kulunu aç susuz da bırakma. Çünkü güçsüz olan bir vücut bu kitapları nasıl taşır?
Ya rabbi sen kulun ayaklarını da koru. Çünkü bu ayaklar olmazsa bu kitapları bu taşlı, dikenli yollarda kim taşınır?
Ya rabbi sen bu kulun karşısına aç kurtları da çıkartma. Bu ıssız bucaksız korkunç yollarda değil üç beş kurt, bir kurt bile onu kolayca parçalar da o güzelim kitaplar o korkunç yollara yeksan olur.
Ya rabbi sen bu kulun gözünü de kör etme. O zaman yolunu göremez de yanlış yollara sapar.
Ya rabbi sen bu kulun kulağını da sağır yapma. O zaman sahibinin sesini işitemez de yanlış seslere yönelir ve yanlış yollara sapar.
Ya rabbi ne olur, sen bu kulun aklına da zeval verme. Kimin yolunda neyin hamallığını yaptığını unutur da her şeyi alt üst eder.
Ya rabbi o güzel emanetini taşıyan bu kulunu bu tehlikeli yollarda kırk haramilerden de koru. Sadece kırk haramilerden değil elli eşkıyadan, yüz teröristten ve satılmış beş yüz gizli hainden de koru.
Ya rabbi aynı zamanda bu kulu, siyasi düzenbazlardan, haramhor zevatlardan, çıkarcılardan, fırsatçılardan ve her çeşit sahtekârdan da koru.
Ya rabbi ne olur sen bu kulu sırtında taşıdığı kırmızı kitapların yüzü suyu hürmetine gideceği yere kadar götür, varacağı menzile kadar ulaştır.
Onu yıkma.
Onu yolda koyma.
Onun yolunu şaşırtma.
Onu yolda aç kurtlardan,
Onu yolda kırk haramilerden,
Onu yolda eşkıya çetelerinden,
Ve onu yolda düzenbaz fırsatçılardan,
Koru Allah’ım. Koru Allah’ım. Koru. Koru.