Normal
Birinci Kısım - Sayfa 123Haddimden yüz derece ziyade olan bu mektup muhteviyatını tevazu ile reddetmek bir küfran-ı nimet ve umum şâkirtlerin hüsn-ü zanlarına karşı bir ihanet olması ve aynen kabul etmek bir gurur, bir enâniyet ve benlik bulunması cihetiyle, umum namına Risale-i Nur kâtibinin yazdığı bu uzun mektubu, on üç fıkraları ilâve edip, hem bir şükr-ü mânevî, hem gururdan, hem küfran-ı nimetten kurtulmak için size bir suretini gönderiyorum ki, Meyvenin On Birinci Meselesinin âhirinde “Risale-i Nurun Isparta ve civarı talebelerinin bir mektubudur” diye ilhak edilsin. Ben bu mektubu, bu tâdilâtile yazdığımız halde, iki defa bir güvercin yanımızdaki pencereye geldi. İçeriye girecekti. Ceylân’ın başını gördü girmedi. Birkaç dakika sonra başkası aynen geldi. Yine yazanı gördü, girmedi. Ben dedim: “Herhalde evvelki serçe ve kuddüs kuşu gibi müjdecileridir. Veyahut bu mektup gibimüteaddit mektupları yazdığımızdan, mübarek mektubun tâdili ilemübarekiyetini tebrik için gelmişler” kanaatimiz geldi.Said NursîCeylân: (bk. bilgiler)Isparta: (bk. bilgiler)cihet: taraf, yönenâniyet: benlik, gururfıkra: bölümhüsn-i zan: güzel, iyi düşünceilhak etmek: eklemek, ilâve etmekkanaat: inançkuddüs kuşu: kumrukâtib: yazan, yazıcıküfran-ı nimet: nimete karşı nankörlükmuhteviyat: içerikmübarek: bereketli, hayırlımübarekiyet: bereketlilik, hayırlı olmamüteaddit: bir çok, çeşitlinam: adsuret: biçim, şekiltevazu: alçakgönüllülüktâdil: düzeltme, değiştirmetâdilât: değişiklik, düzeltmeumum: bütünziyade: çok, fazlaâhir: sonşükr-ü mânevî: mânevî şükür
Birinci Kısım - Sayfa 123
Haddimden yüz derece ziyade olan bu mektup muhteviyatını tevazu ile reddetmek bir küfran-ı nimet ve umum şâkirtlerin hüsn-ü zanlarına karşı bir ihanet olması ve aynen kabul etmek bir gurur, bir enâniyet ve benlik bulunması cihetiyle, umum namına Risale-i Nur kâtibinin yazdığı bu uzun mektubu, on üç fıkraları ilâve edip, hem bir şükr-ü mânevî, hem gururdan, hem küfran-ı nimetten kurtulmak için size bir suretini gönderiyorum ki, Meyvenin On Birinci Meselesinin âhirinde “Risale-i Nurun Isparta ve civarı talebelerinin bir mektubudur” diye ilhak edilsin. Ben bu mektubu, bu tâdilâtile yazdığımız halde, iki defa bir güvercin yanımızdaki pencereye geldi. İçeriye girecekti. Ceylân’ın başını gördü girmedi. Birkaç dakika sonra başkası aynen geldi. Yine yazanı gördü, girmedi. Ben dedim: “Herhalde evvelki serçe ve kuddüs kuşu gibi müjdecileridir. Veyahut bu mektup gibimüteaddit mektupları yazdığımızdan, mübarek mektubun tâdili ilemübarekiyetini tebrik için gelmişler” kanaatimiz geldi.
Said Nursî