Konuya cevap cer

Birinci Kısım - Sayfa 85


Tekrarı iktiza eden dua ve dâvet ve zikir ve tevhid kitabı dahi olduğunu bildirmek sırrıyla, güzel, tatlı tekraratıyla birtek cümlede ve birtek kıssada ayrı ayrı çok mânâları, ayrı ayrı muhatap tabakalarına tefhim etmekte ve cüz’î ve âdi bir hâdisede en cüz’î ve ehemmiyetsiz şeyler dahi nazar-ı merhametinde ve daire-i tedbir ve iradesinde bulunmasını bildirmek sırrıyla tesis-i İslâmiyette ve tedvin-i şeriattaSahabelerin cüz’î hâdiselerini dahi nazar-ı ehemmiyete almasında, hem küllîdüsturların bulunması, hem umumî olan İslâmiyetin ve şeriatın tesisinde o cüz’îhâdiseler, çekirdekler hükmünde çok ehemmiyetli meyveleri verdikleri cihetinde de bir nevi i’câz gösterir.


Evet, ihtiyacın tekerrürüyle tekrarın lüzumu haysiyetiyle, yirmi sene zarfında pek çok mükerrer suallere cevap olarak ayrı ayrı çok tabakalara ders veren ve kocakâinatı parça parça edip kıyamette şeklini değiştirerek, dünyayı kaldırıp onun yerineazametli âhireti kuracak ve zerrattan yıldızlara kadar bütün cüz’iyat ve külliyatı tek bir Zâtın elinde ve tasarrufunda bulunduğunu ispat edecek ve kâinatı ve arz ve semâvâtı ve anâsırı kızdıran ve hiddete getiren nev-i beşerin zulümlerine, kâinatın netice-i hilkati hesabına gazab-ı İlâhîyi ve hiddet-i Rabbâniyeyi gösterecek hadsiz, harika venihayetsiz, dehşetli ve geniş bir inkılâbın tesisinde, binler netice kuvvetinde bazı cümleleri ve hadsiz delillerin neticesi olan bir kısım âyetleri tekrar etmek, değil bir kusur, belki gayet kuvvetli bir i’caz ve gayet yüksek bir belâğat ve mukteza-yı hâlegayet mutabık bir cezâlettir, bir fesâhattir.


Meselâ, birtek âyet iken yüz on dört defa tekrar edilen Bismillâhirrahmânirrahîmcümlesi, Risale-i Nur’un On Dördüncü Lem’asında beyan edildiği gibi, Arşı ferş ile bağlayan ve kâinatı ışıklandıran ve her dakika herkes ona muhtaç




Arş: göğün en yüksek katı; Cenâb-ı Hakkın sınırsız egemenliğinin ve büyüklüğünün tecellî ettiği yerBismillâhirrahmânirrahîm: Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
Sahabe: Hz. Peygamberi (a.s.m.) dünya gözüyle görüp onun yolundan giden Müslümanlaranâsır: unsurlar, elementler
arz: dünyaazametli: büyük
belâğat: sözün düzgün, kusursuz, yerinde, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesibeyan etmek: açıklamak
cezâlet: akıcı ve güçlü ifade, güzel anlatımcihet: şekil, yön
cüz’iyat: ferdî, küçük şeylercüz’î: ferdî, az, küçük
daire-i tedbir: tedbir, idare ve yönetim dairesidehşetli: korkunç, ürkütücü
düstur: kâide, kuralehemmiyetli: önemli
ferş: yerfesâhat: dilin doğru, düzgün, açık ve akıcı şekilde kullanılması
gayet: son derecegazab-ı İlâhî: Allah’ın gazabı, kahrı
hadsiz: sınırsızhaysiyetiyle: özelliğiyle
hiddet-i Rabbâniye: Rab olan Allah’ın hiddeti, gazabıiktiza etmek: gerektirmek
inkılâb: değişim, dönüşümi’câz: mu’cize oluş
kâinat: evren, yaratılan herşeykülliyât: türler, cinsler, kapsamlı varlıklar
küllî: büyük, kapsamlıkıssa: ibretli hikâye
kıyamet: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması, kâinatın ölümünden sonra, bütün ölülerin dirilip ayağa kalkmaları, mahşerde toplanmalarımuhatap: hitap edilen
mukteza-yı hâl: hâlin gereğimutabık: uygun
mükerrer: tekrar tekrar, defalarcanazar-ı ehemmiyete almak: dikkate almak, önemsemek
nazar-ı merhamet: merhametli bakışnetice-i hilkat: yaratılış neticesi
nev-i beşer: insanlarnevi: tür
nihayetsiz: sınırsız, sonsuzsemâvât: gökler
tasarruf: dilediği gibi kullanma ve yönetmetedvin-i şeriat: İslâmî hükümlerin bir araya getirilmesi, yazılması
tefhim etmek: anlatmaktekerrür: tekrarlanma
tekrarat: tekrarlartesis: kurma, yerleştirme
tesis-i İslâmiyet: İslâmiyetin yapılandırılmasıtevhid: birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma
umumî: genel, herkese aitzarfında: içinde
zerrat: zerreler, atomlarâdi: basit, kıymetsiz
âhiret: öteki dünya, öldükten sonraki ebedî hayat


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst