Konuya cevap cer

Birinci Kısım - Sayfa 86


olan öyle bir hakikattir ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiyaç var. Değil yalnız ekmek gibi hergün, belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiyaç ve iştiyak vardır.


Hem meselâ, Sûre-i طٰسۤمۤ de sekiz defa tekrar edilen şu


إِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ âyeti, o sûrede hikâye edilen peygamberlerin necatlarını ve kavimlerinin azaplarını, kâinatın netice-i hilkati hesabına ve rububiyet-i âmmeninnâmına o binler hakikat kuvvetinde olan âyeti tekrar ederek izzet-i Rabbâniye, o zâlim kavimlerin azabını ve rahîmiyet-i İlâhiye dahi enbiyanın necatlarını iktizaettiğini ders vermek için binler defa tekrar olsa yine ihtiyaç ve iştiyak var ve i’cazlı,îcazlı bir ulvî belâğattır.


Hem meselâ, Sûre-i Rahmân’da tekrar edilen 2 فَبِأَىِّ اٰلاَءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ  âyeti ileSûre-i Mürselât’ta 3 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ âyeti, cin ve nev-i beşerin, kâinatı kızdıran ve arz ve semâvâtı hiddete getiren ve hilkat-ı âlemin neticelerini bozan vehaşmet-i saltanat-ı İlâhiyeye karşı inkâr ve istihfafla mukabele eden küfür veküfranlarını ve zulümlerini ve bütün mahlûkatın hukuklarına tecavüzlerini asırlara vearz ve semâvâta tehditkârâne haykıran bu iki âyet, böyle binler hakikatlerle alâkadarve binler mesele kuvvetinde olan bir ders-i umumîde binler defa tekrar edilse yine lüzum var ve celâlli bir îcaz ve cemâlli bir i’câz-ı belâğattır.


Hem meselâ, Kur’ân’ın hakiki ve tam bir nevi münâcâtı ve Kur’ân’dan çıkan bir çeşit hülâsası olan Cevşenü’l-Kebîr namındaki münâcât-ı Peygamberîde (a.s.m.) yüz defa



[NOT]Dipnot-1

 “Rabbin ise, şüphesiz ki, kudreti herşeye galip olan ve rahmeti herşeyi kuşatan Allah’tır.” Şuarâ Sûresi, 26:9.

Dipnot-2

 “Ey insanlar ve cinler, Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edersiniz?” Rahmân Sûresi, 55:13.

Dipnot-3

 “Yazıklar olsun o gün yalanlayanlara!” Mürselât Sûresi, 77:15.[/NOT]






Cevşenü’l-Kebir: büyük zırh anlamında Peygamberimize vahiyle gelen büyük ve önemli bir duaSûre-i Mürselât: Kur’ân-ı Kerimin 77. sûresi
Sûre-i Rahmân: Kur’ân-ı Kerimin 55. sûresialâkadar: alâkalı, ilgili
arz: dünyabelâğat: sözün düzgün, kusursuz, yerinde, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesi
celâl: büyüklük, haşmet, yücelikcemâl: sonsuz güzellik
ders-i umumî: genel dersenbiya: nebiler, peygamberler
haşmet-i saltanat-ı İlâhiye: Allah’ın saltanatının ihtişamı ve görkemihilkat-i âlem: âlemin yaratılışı
hülâsa: öz, özet, esasiktiza etmek: gerektirmek
istihfaf: hafife alma, küçük görmeizzet-i Rabbâniye: Rab olan Allah’ın haysiyeti, şeref ve yüceliği
iştiyak: arzu, isteki’câz: mu’cizelik özelliği
i’câz-ı belâğat: sözün düzgün, kusursuz, yerinde, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesindeki mu’cizelikkâinat: evren, yaratılan herşey
küfran: iyilik bilmeme, nankörlükmahlukât: yaratılmışlar
mukabele etmek: karşılık vermekmünâcât: Allah’a yakarış, dua
münâcât-ı Peygamberî: Peygamberimizin Allah’a olan yakarışı, duasınam: ad
necat: kurtuluşnetice-i hilkat: yaratılışın gayesi
nev-i beşer: insan türü, insanlarnevi: tür
rahîmiyet-i İlâhîye: Allah’ın şefkat ve merhameti ediciliğirububiyet-i âmme: umumî Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması
semâvât: göklertehditkârane: tehdit ederek
ulvî: yüce, yüksekîcaz: az sözle çok mânâlar anlatma


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst