Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan, sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah | Denizli: (bk. bilgiler) |
Emirdağ: (bk. bilgiler) | Hüsrev: (bk. bilgiler – Hüsrev Altınbaşak) |
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan: açıklamalarıyla ve anlatımıyla benzerini yapmakta akılları âciz bırakan, mu’cize olan Kur’ân | beraat: temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması |
bilhassa: özellikle | celâl: yücelik, haşmet |
cihandeğer: dünyalara değer | dehşetli: korkunç, ürkütücü |
ehemmiyet: önem | elhak: gerçekten |
fevkalâde: olağanüstü | güya: sanki |
hadsiz: sınırsız | hikmet-i tekrar: tekrarın hikmeti, sebebi |
iftirak: ayrılık | ihdâ etmek: sunmak, hediye etmek |
inkıyad etmek: boyun eğmek | izah etmek: açıklamak |
izzetli: şerefli, üstün, yüce | iştiyak: arzu, istek |
i’câz: mu’cize oluş | letafet: güzellik, hoşluk |
mazlum: zulme uğramış | mehâsin: güzellikler |
metanet: sağlamlık | muhaberesizlik: haberleşememe |
muhtevî: ihtiva eden, içine alan | mukàbil: karşılık |
müdafaa: savunma | mükerrer: tekrar tekrar |
münasebet: bağlantı, ilişki | mütalâa: dikkatle okuma, inceleme |
nam: ad | nazar: bakış, dikkat |
nazar-ı beşer: insanın bakışı | nazil olmak: inmek |
nehiy: yasak | nesîm: hoş ve hafif rüzgâr |
nisbet: kıyas, ölçü | rahmet: merhamet, şefkat, ihsan |
sâfî: duru, katıksız, temiz | sâlik: yol alan, bir yol veya meslekte yürüyen |
tahsin: beğenme, güzelliğini ilân etme | tekrarat: tekrarlar |
tâdât etmek: saymak | ulviyet: yücelik, yükseklik |
âdileştirilmek: basitleştirmek, sıradanlaştırmak | îcaz: az sözle çok mânâlar anlatma, özlü söz |
şefkat: acıma, merhamet | şefkatli: merhametli
|