Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan, sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah | Habib-i Zîşan: şan ve şeref sahibi, Allah’ın en sevdiği kul olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (a.s.m.) |
Hüsrev: (bk. bilgiler – Hüsrev Altınbaşak) | azametli: büyük |
bilâ istisna: istisnasız | bilâkis: aksine, tersine |
bâr-ı sakîl: ağır yük | cihetle: bakımdan |
dellâl: davetçi, ilân edici | ebediyen: sonsuza dek |
enbiya: nebiler, peygamberler | fenalık: kötülük |
feryad ü figan: bağırıp çağırma, ağlayıp sızlama | feza-i ekber: uzay |
hadsiz: sayısız, sınırsız | hakikaten: gerçekten |
hudutsuz: sınırsız | hususî: özel |
hâlet: durum, hâl | hâtime vermek: son vermek |
intisab: bağlanma, mensup olma | iştiyak: arzu, istek |
kerrat: defalarca | kezâ: bunun gibi |
küllî: büyük, kapsamlı | lâtif: güzel, hoş, şirin |
mazhar etmek: eriştirmek | mazlum: zulme uğramış |
misl: benzer | muarız: karşı gelen |
müddet-i ömür: yaşam süresi | mütemadiyen: sürekli olarak |
necat: kurtuluş | nümune: örnek, misal |
semâvî: gökle ilgili | sûret: şekil, biçim |
sürur: mutluluk, sevinç | tahammül: katlanma, dayanma |
tahfif etmek: hafifletmek | tahmil etmek: yüklemek |
taltif: iyilik ve güzellikle muamele etmek | tehdidat: tehditler |
teksif etmek: yoğunlaştırmak | umumî: genel, herkese ait |
vuslat: kavuşmak | zerre miktar: en ufak, çok az miktar |
âmin: “Allahım kabul eyle” | ümem-i sâlife: geçmişteki milletler |
şiar-ı İslâm: İslâma sembol olmuş iş ve ibadetler |
|