Konuya cevap cer

Birinci Kısım - Sayfa 99


taltifleri, hususuyla bu asrımıza bakan tehdidatı içinde zâlimlerine misli görülmemiş bir hâlette, sanki feza-i ekberden bir nümuneyi andıran semâvî bir cehennemle altı-yedi seneden beri mütemadiyen feryad ü figan ettirmesi ve kezâ mazlumlarının bu asırdaki küllî fertleri başında Risale-i Nur talebelerinin bulunması ve hakikaten bu talebeleri de ümem-i sâlifenin enbiyalarına verilen necatlar gibi pek büyük umumî vehususî necatlara mazhar etmesi ve muarızları olan dinsizlerin cehennemî azapla tokatlanmalarını göstermesi, hem iki güzel ve lâtif hâşiyelerle hâtime verilmeksuretiyle çiçeğin tamam edilmesi, bu fakir talebeniz Hüsrev’i o kadar büyük bir sürurla sonsuz bir şükre sevk etti ki, bu güzel çiçeğin verdiği sevinç ve süruru müddet-i ömrümde hissetmediğimi sevgili üstadıma arz ettiğim gibi, kardeşlerime de kerratla söylemişim. Cenâb-ı Hak, zayıf ve tahammülsüz omuzlarına pek azametli bâr-ı sakîltahmil edilen siz sevgili üstadımızdan ebediyen razı olsun ve yüklerinizi tahfif etmekle yüzlerinizi ebede kadar güldürsün. Âmin.


Evet, sevgili Üstadım. Biz Allah’tan, Kur’ân’dan, Habib-i Zîşandan ve Risale‑i Nur’dan ve Kur’ân dellâlı siz sevgili Üstadımızdan ebediyen razıyız. Veintisabımızdan hiçbir cihetle pişmanlığımız yok. Hem kalbimizde zerre kadar kötülük etmek için niyet yok. Biz ancak Allah’ı ve rızasını istiyoruz. Gün geçtikçe, rızası içinde Cenâb-ı Hakka vuslat iştiyaklarını kalbimizde teksif ediyoruz. Bilâ istisna bizefenalık edenleri Cenâb-ı Hakka terk etmekle affetmek ve bilakis bize zulmeden o zâlimler de dahil olduğu halde herkese iyilik etmek, Risale‑i Nur talebelerinin kalblerine yerleşen bir şiar-ı İslâm olduğunu, biz istemeyerek ilân eden Hazret-i Allah’a hadsiz hudutsuz şükürler ediyoruz.



Çok kusurlu talebeniz

Hüsrev








Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan, sonsuz şeref ve yücelik sahibi AllahHabib-i Zîşan: şan ve şeref sahibi, Allah’ın en sevdiği kul olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (a.s.m.)
Hüsrev: (bk. bilgiler – Hüsrev Altınbaşak)azametli: büyük
bilâ istisna: istisnasızbilâkis: aksine, tersine
bâr-ı sakîl: ağır yükcihetle: bakımdan
dellâl: davetçi, ilân ediciebediyen: sonsuza dek
enbiya: nebiler, peygamberlerfenalık: kötülük
feryad ü figan: bağırıp çağırma, ağlayıp sızlamafeza-i ekber: uzay
hadsiz: sayısız, sınırsızhakikaten: gerçekten
hudutsuz: sınırsızhususî: özel
hâlet: durum, hâlhâtime vermek: son vermek
intisab: bağlanma, mensup olmaiştiyak: arzu, istek
kerrat: defalarcakezâ: bunun gibi
küllî: büyük, kapsamlılâtif: güzel, hoş, şirin
mazhar etmek: eriştirmekmazlum: zulme uğramış
misl: benzermuarız: karşı gelen
müddet-i ömür: yaşam süresimütemadiyen: sürekli olarak
necat: kurtuluşnümune: örnek, misal
semâvî: gökle ilgilisûret: şekil, biçim
sürur: mutluluk, sevinçtahammül: katlanma, dayanma
tahfif etmek: hafifletmektahmil etmek: yüklemek
taltif: iyilik ve güzellikle muamele etmektehdidat: tehditler
teksif etmek: yoğunlaştırmakumumî: genel, herkese ait
vuslat: kavuşmakzerre miktar: en ufak, çok az miktar
âmin: “Allahım kabul eyle”ümem-i sâlife: geçmişteki milletler
şiar-ı İslâm: İslâma sembol olmuş iş ve ibadetler


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst