Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun | Mecusî: ateşperest, ateşe tapan |
Nasranî: Hıristiyanlık dinine mensup olan kimse | Yahudi: (bk. bilgiler – Yahudilik) |
alâkadar: ilgili, alakalı | a’mâl-i saliha: dinin emir ve yasaklarına uygun davranışlar |
cânî: cinayet işlemiş | hakikat: doğru, gerçek |
hakiki: gerçek | hâlet: durum, hal |
hülya: hayal | istifade etmek: faydalanmak, yararlanmak |
istikamet: doğruluk, doğru yol | istikbal: gelecek |
kat’î: kesin bir şekilde | kaza etmek: vaktinde kılınamayan namazı sonradan kılmak |
kemâlât: mükemellikler, kusursuzluklar | medrese-i Yusufiye: Hz. Yusuf’un (a.s.) hapiste kalmasına benzetilerek, iman ve Kur’ân hizmetinden dolayı tutuklananların hapsedildiği yer mânâsında kullanılan hapishane |
menfaat: yarar, fayda | muannid: inatçı, inanmamakta direnen |
muzır: zararlı | mübarek: bereketli, hayırlı |
müstakim: doğruluk üzere olan, doğru yolda olan | mütemerrid: inatçı, inançsızlıkta direnen |
nezaret etmek: bakmak, gözetmek | seciye: üstün özellik, karakter |
selâmet: esenlik, rahatlık | umumî: bütün |
zebâni: cehennemlikleri cehenneme atmakla vazifeli cehennem memuru | Âhirzaman Peygamberi: son peygamber olan ve dünya hayatının kıyamete yakın son devresinde gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.) |
âhir: son |
|