Konuya cevap cer

Birinci Kısım - Sayfa 42


hayatını ve ona temas eden hadsiz hâdisâtı o kuvvecikte yazıp, onu bir kütüphane hükmüne getirip ve insanın haşirde muhakemesi için neşir olacak olan defter-i a’mâlinin bir küçük senedi olarak her vakit hatırlatmak sırrıyla her insanın eline vererek dimağının cebine koyan bir ezelî hikmet; ve bütün masnuatta gayet hassasmizanlarla âzâlarını yerleştiren, mikroptan gergedana, sinekten simurg kuşuna, bir çiçekli nebattan milyarlar, trilyonlarla çiçekler açan bahar çiçeğine kadar, israfsız ölçülerle bir tenasüp, bir muvazene, bir intizam ve bir cemâl içinde masnuatı birhüsn-ü san’at yapan ve her zîhayatın hukuk-u hayatını kemâl-i mizanla veren, iyiliklere güzel neticeler ve fenalıklara fena neticeler verdiren ve Âdem zamanından beri tâği ve zâlim kavimlere vurduğu tokatlarla kendini pek kuvvetli ihsas ettiren biradalet-i sermediye, elbette ve hiç şüphe getirmez ki, güneş gündüzsüz olmadığı gibi, o hikmet-i ezeliye, o adalet-i sermediye âhiretsiz olmazlar ve ölümde en zâlimlerin ve en mazlumların bir tarzda gitmelerindeki âkıbetsiz bir dehşetli haksızlığa, adaletsizliğe ve hikmetsizliğe hiçbir vechile müsaade etmezler diye, Hakîmve Hakemve AdlveÂdilisimleri bizim sualimize kat’î cevap veriyorlar.


Hem madem bütün zîhayat mahlûkların, elleri yetişmediği ve iktidarları dairesinde olmayan bütün hâcâtlarını, bütün fıtrî matlaplarını bir nevi dua bulunan istidad-ı fıtrîve ihtiyac-ı zarurî dilleriyle istedikleri vakitte, gayet rahîm ve işitici ve şefkatli bir dest-i gaybî tarafından verildiğinden ve ihtiyarî olan daavât-ı insaniyenin, hususanhavasların ve nebîlerin dualarının on adetten altı yedisi hilâf‑ı âdet makbulolmasından kat’î anlaşılıyor ki, her dertlinin âhını, her muhtacın






Adl: her hak sahibine hakkını veren, sonsuz adalet sahibi olan AllahHakem: her şeyi gayelerine adaletle sevk eden Allah
Hakîm: hikmet sahibi; herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allahadalet-i sermediye: sonsuz, daimî adalet
cemâl: güzellikdaavât-ı insaniye: insanların duaları
defter-i amel: insanın iyi ve kötü işlerinin kaydedildiği defterdehşetli: korkunç, ürküntü
dest-i gaybî: görünmeyen eldimağ: akıl, bilinç, beyin
ezelî: başlangıcı olmayan, sonsuzfenalık: kötülük
fıtrî: doğal, yaratılıştan gelengayet: son derece
hadsiz: sayısız, sınırsızhavas: seçkinler sınıfı, bilginler
haşir: insanların öldükten sonra âhirette diriltilerek tekrar Allah’ın huzurunda toplanmasıhikmet: fayda, gaye; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratma sıfatı
hikmet-i ezeliye: Allah’ın ezelî hikmeti, herşeyi yerli yerinde ve bir gaye ve faydaya yönelik yapmasıhilâf-ı âdet: kuraldışı olarak
hukuk-u hayat: hayat hakkıhususan: bilhassa, özellikle
hâcât: ihtiyaçlarhâdisât: hâdiseler, olaylar
hüsn-ü san’at: san’atın güzelliğiihsas etmek: hissettirmek
ihtiyac-ı zarurî: yaratılıştan gelen zorunlu ihtiyaçihtiyarî: isteğe ve tercihe bağlı, iradeyle yapılan
iktidar: güç, kudretintizam: düzen, tertip
istidad-ı fıtrî: doğal yetenek, kàbiliyetkat’î: kesin bir şekilde
kemâl-i mizan: mükemmel ve kusursuz bir ölçümahlûk: yaratık
makbul: kabul gören, geçerlimasnuat: san’at eseri varlıklar
matlap: istekmazlum: zulme uğramış
mizan: ölçümuhakeme: değerlendirme, yargılama
muvazene: denge, tartmanebat: bitki
nebî: peygambernevi: tür
neşir: yayma, yayılmarahîm: özel şefkat ve merhamet sahibi
simurg: efsanevî zümrüd-ü anka kuşutarihçe-i hayat: hayat hikâyesi, biyografi
tenasüp: uygunluk, uyumtâği: azgın, zulmeden
vech: şekil, yönzîhayat: canlı, hayat sahibi
Âdem: [bk. bilgiler – Âdem (a.s.)]Âdil: sonsuz adalet sahibi, herşeye hakkını veren Allah
âh: inlemeâzâ: azalar, organlar


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst