Konuya cevap cer

Birinci Kısım - Sayfa 43


duasını işiten ve dinleyen bir Semî’ ve Mücîb perde arkasında var, bakar ki, en küçük bir zîhayatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir âhını işitir, şefkat eder, fiilen cevap verir, memnun eder. Elbette ve herhalde hiçbir şüphe ihtimali kalmaz ki, mahlûkların en ehemmiyetlisi olan nev-i insanın en ehemmiyetli ve umumî ve umumkâinatı ve umum esmâ ve sıfât-ı İlâhiyeyi alâkadar eden bekà-i uhreviyeye ait dualarını içine alan ve nev-i insanın güneşleri ve yıldızları ve kumandanları olan bütün peygamberleri arkasına alıp onlara duasına âmin, âmin dedirten ve ümmetinden hergün her ferd-i mütedeyyin, hiç olmazsa kaç defa ona salâvatgetirmekle onun duasına âmin, âmin diyen ve belki bütün mahlûkat o duasına iştirakederek “Evet ya Rabbenâ! İstediğini ver; biz de onun istediğini istiyoruz” diyorlar. Bütün bu reddedilmez şerait altında bekà-i uhrevî ve saadet-i ebediye için Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın, haşrin hadsiz esbâb-ı mûcibesinden yalnız tek duası, Cennetin vücuduna ve baharın icadı kadar kudretine kolay olan âhiretinicadına kâfi bir sebeptir diye, Mücîbve Semî’ve Rahîmisimleri bizim sualimize cevap veriyorlar.


Hem madem, gündüz bedahetle güneşi gösterdiği gibi, zemin yüzünde, mevsimlerintebeddülünde küllî ölmek ve dirilmekte, perde arkasında bir Mutasarrıf, gayetintizamla koca küre-i arzı bir bahçe, belki bir ağaç kolaylığında ve intizamında veazametli baharı bir çiçek suhuletinde ve mîzanlı ziynetinde ve zemin sahifesinde üç yüz bin haşir ve neşrin nümune ve misallerini gösteren üç yüz bin kitap hükmündekinebatat ve hayvanat taifelerini onda yazar, beraber ve birbiri içinde şaşırmayarak, karışık iken karıştırmayarak, birbirine benzemekle beraber iltibassız, sehivsiz, hatasız, mükemmel, muntazam, mânidar yazan bir kalem-i kudret, bu azameti içinde hadsizbir rahmet, nihayetsiz bir hikmetle işlediği gibi;




Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsunMutasarrıf: sonsuz tasarruf hakkı olan, mülkünde dilediği gibi tasarruf eden, her işi kendi istek ve kurallarına göre idare eden Allah
Mücîb: bütün dualara, isteklere cevap veren AllahRahîm: rahmetinin çok özel tecellîleri olan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah
Semî’: herşeyi duyan ve işiten Allahalâkadar: alakalı, ilgili
azamet: büyüklükbedâhet: açıklık, aşikâr olma
bekà-i uhreviye: âhiretteki devamlılık, kalıcılıkehemmiyetli: önemli
esbab-ı mucibe: gerektirici sebepleresmâ: Allah’ın isimleri
ferd-i mütedeyyin: dindar şahısgayet: son derece
hadsiz: sınırsızhayvanat: hayvanlar
haşir ve neşir: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilerek muhakeme için Allah’ın huzurunda toplanma ve tekrar dağılıp yayılmahaşr: insanların öldükten sonra tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanması
hikmet: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yapma sıfatıicad: var etme, vücuda getirme
iltibassız: karıştırmadanintizam: disiplin, düzen
iştirak etmek: katılmakkalem-i kudret: Allah’ın kudret kalemi
kudret: Allah’ın bütün varlığı kuşatan güç ve iktidarıkâfi: yeterli
kâinat: evren, yaratılan herşeyküllî: bütün fertleri içine alan; tür, cins; kapsamlı varlık
küre-i arz: yerküre, dünyamahlûkat: yaratılmışlar
misal: benzer, örnekmuntazam: düzenli, intizamlı
mânidar: anlamlımîzan: ölçü, tartı
nebâtât: bitkilernev-i insan: insan türü, insanlık
nihayetsiz: sonsuznümune: örnek, misal
rahmet: İlâhî şefkat, merhametsaadet-i ebediye: sonsuz mutluluk
salâvat: Peygamberimize rahmet ve esenlik dilemesehivsiz: yanılmaksızın
suhulet: kolaylıksıfat-ı İlâhiye: Allah’ın sıfatları, vasıfları, nitelikleri
taife: grup, topluluktebeddül: değişme
umum: bütünumumî: genel, herkese ait
vücud: varlıkzemin: yer
ziynet: süszîhayat: canlı, hayat sahibi
âmin: “Allah’ım kabul eyle”


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst