Birinci Kısım - Sayfa 48
sair maddî ve mânevî in’ikâs âyinelerinde kaydeder, yazdırır, zaptederek muhafaza altına alır. Sonra, mevsimi geldikçe bütün o mânevî yazıları maddî bir tarzda da gözümüze gösterip milyonlarla misâller ve deliller ve nümuneler kuvvetiyle
1 وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ âyetindeki en acip bir hakikat-ı haşriyeyi, kudretin bir çiçeği olan her bahar, kendi çiçek-i ekberinde milyarlar dille kâinata ilân eder. Ve başta nev-i insanolarak eşya, fenaya düşmek ve ademe sukut etmek ve hiçlikte mahvolmak ve baştanev-i beşer olarak zîhayatlar idam edilmek için yaratılmamışlar. Belki bekàya terakkiile ve devama tasaffi ile ve sermedî vazifeye istidadıyla girmek için halk olunduklarınıgayet kuvvetli ispat eder.
Evet, her baharda müşahede ediyoruz ki, güz mevsimi kıyametinde vefat eden hadsiz nebatat, bahar haşrinde herbir ağaç, herbir kök, herbir çekirdek, herbir tohum وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ âyetini okuyup bir mânâsını, bir ferdini kendi diliyle, geçmiş senelerde gördüğü vazifenin misalleriyle tefsir ederek o azametli hafîziyete şehadeteder,
2 هُوَ اْلأَوَّلُ وَاْلاٰخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ âyetindeki dört muazzam hakikatleri herşeyde gösterip hafîziyeti âzami derecede ve haşri bahar kolaylığında vekat’iyetinde bizlere ders verir.
Evet, bu dört ismin cilveleri en cüz’îden en küllîye kadar cereyan ederler. Meselâ, nasıl ki bu ağacın menşei olan bir çekirdek, اَ ْلأَوَّلُ
3 ismine mazhariyetle o ağacıngayet mükemmel programını ve icadının noksansız cihazatını ve teşekkülünün bütünşeraitini câmi’ bir kutucuktur ki, hafîziyetin azametini ispat eder.
[NOT]Dipnot-1
“Amel defterleri açılıp yayınlandığı zaman.” Tekvir Sûresi, 81:10.
Dipnot-2
“O Evveldir; başlangıcı olmadığı gibi, bütün varlıkların başlangıcı da Onun ilim vekudretine bağlıdır. O Âhirdir; sonu olmadığı gibi bütün varlıkların neticesi Ona bakar ve dönüşü Onadır. O Zâhirdir; varlık ve birliğinin delilleri herşeyde ap açık görünür ve bütün varlıklar dış görünüşleri ve san’atlı yapılışlarıyla Onun kudret ve sanatına şâhitlik eder. O Bâtındır; herşeyin hakikatine vâkıftır ve herşeyin içyüzü Onun kudretve hikmetine şâhitlik eder.” Hadîd Sûresi, 57:3.
Dipnot-3
Evvel: her şeyin aslını ve başlangıcını ezelî ilmiyle tespit eden ve Kendisinden önce hiçbir şey var olmayan Allah.[/NOT]
acip: hayret verici, şaşırtıcı | adem: hiçlik, yokluk |
azamet: büyüklük | bekà: kalıcılık, devamlılık |
cereyan etmek: meydana gelmek | cihazat: cihazlar, âletler |
cilve: görüntü, yansıma | câmi’: kapsamlı, birçok şeyi içine alan |
cüz’î: küçük, ferdî | fena: yokluk, gelip geçicilik |
gayet: son derece | hafîziyet: koruyuculuk |
hakikat-i haşriye: haşir gerçeği | halkolunmak: yaratılmak |
haşr: insanların öldükten sonra âhirette diriltilip muhakeme için Allah‘ın huzurunda toplanması | icad: var etme, vücuda getirme |
idam edilmek: yok olmak | in’ikâs: yansıma |
istidad: kàbiliyet, ruhsal özellik, yetenek | kat’iyet: kesinlik |
kudret: Allah’ın bütün varlığı kuşatan güç ve iktidarı | küllî: tür, cins; büyük ve kapsamlı, varlıklar |
mazhariyet: sahip olma, üzerinde gösterme | menşe: kaynak, kök |
muazzam: azametli, çok büyük | müşahede etmek: görmek, gözlemlemek |
nebâtât: bitkiler | nev-i beşer: insanlar |
nev-i insan: insan türü, insanlık | sair: diğer, başka |
sermedî: sürekli, devamlı | sukut etmek: düşmek, alçalmak |
tasaffi: saflaşma, temizlenme | tefsir etmek: yorumlamak |
terakki: ilerleme, yükselme | teşekkül: oluşma |
zîhayat: canlı, hayat sahibi | âzami: çok büyük |
çiçek-i ekber: en büyük çiçek | şehadet etmek: tanıklık, şahitlik etmek |
şerâit: şartlar, belirtiler |
|