Konuya cevap cer

Birinci Kısım - Sayfa 50


Ve senevî zemin ağacının âhiri ise, ikinci güzde o ağacın gördüğü bütün vazifelerini ve esmâ-i İlâhiyeye karşı ettiği bütün fıtrî tesbihatlarını ve gelecek bahar haşrindeneşrolabilen bütün sahâif-i amallerini, zerrecik ve küçücük kutucukların içine koyup,Hafîz-i Zülcelâlin dest-i hikmetine teslim eder Hüve’l-Âhir ismini hadsiz dillerle kâinat yüzünde okur.


Ve bu ağacın zâhiri ise, haşrin üç yüz bin misallerini ve emarelerini gösteren üç yüz bin küllî ve çeşit çeşit çiçekler açıp hadsiz rahmâniyet ve rezzâkiyet ve rahîmiyet vekerîmiyet sofralarını sererek zîhayatlara ziyafetler vermekle Hüve’z-Zâhir ismini, meyveleri, çiçekleri, taamları sayısınca lisanlarıyla zikredip medh ü senâ eder, gündüz gibi وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ 1 hakikatini gösterir.


Bu haşmetli ağacın bâtını ise, hadsiz ve hesaba gelmez muntazam makineleri vemizanlı fabrikaları kemâl-i dikkat ve intizamla işlettiren öyle bir kazan ve destgâhtır ki, bir dirhemden bin batman taamları pişirir, açlara yetiştirir. Ve öyle bir mizan ve dikkatle işler ki, zerre kadar tesadüfün karışmasına bir yer bırakmıyor. Hüve’l-Bâtınismini zeminin içyüzüyle, yüz bin dille tesbih eden bazı melâike gibi, yüz bin tarzlarda ilân edip ispat eder.


Hem arz, senevî hayatı haysiyetiyle bir ağaç olduğu ve o dört isim içinde hafîziyeti ve onunla haşir kapısına bir anahtar yaptığı gibi; aynen öyle de, dehrî ve dünya hayatı cihetiyle yine meyveleri âhiret pazarına gönderilen bir muntazam ağaçtır. Ve o dört isme öyle bir mazhar, bir âyine ve âhirete giden bir yol açar ki, genişliğiniihataya ve tabire aklımız kâfi gelmiyor. Yalnız bu kadar deriz:


[NOT]Dipnot-1

 “Amel defterleri açılıp yayınlandığı zaman.” Tekvir Sûresi, 81:10.[/NOT]






Hafîz-i Zülcelâl: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi, büyük küçük herşeyi kaydedip koruyan AllahHüve’l-Bâtın: O Bâtıntır; bütün varlıkların içyüzlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işleten ve herşeyin iç âlemine hükmeden Allah’tır
Hüve’l-Âhir: O Âhirdir; her şeyin sonunu ezelî ilmiyle belirleyen ve sonu gelen varlıkların neslini tohum ve çekirdeklerle tanzim eden ve her şeyden sonra yalnız Kendisi bâkî kalan Allah’tırHüve’z-Zâhir: O Zâhirdir; her şeyin dış yüzlerini çeşitli cihaz ve ürünlerle donatıp ve ince nakışlarla süsleyerek mükemmel ve güzel yaratan ve her şeyde varlık ve birliğinin işaretleri açıkça görünen, Allah’tır
arz: dünyabatman: eskiden kullanılan ve 8 kiloluk ağırlığa karşılık gelen bir ölçü birimi
bâtın: iç, görünmeyen iç yüzücihet: yön, taraf
dehrî: zaman yönünden, çağları içine alandest-i hikmet: hikmet eli
destgâh: tezgâhdirhem: eskiden kullanılan ve 3 gramlık ağırlığa karşılık gelen bir ölçü birimi
emare: belirti, işaretesmâ-i İlâhiye: Allah’ın isimleri
fıtrî: doğal, yaratılıştan gelenhadsiz: sayısız, sınırsız
hafiziyet: koruyuculukhaysiyetiyle: özelliğiyle
haşmetli: görkemli, heybetlihaşr: insanların öldükten sonra âhirette diriltilip muhakeme için Allah‘ın huzurunda toplanması
ihata: içine alma, kapsamakemâl-i dikkat ve intizam: tam bir dikkat ve düzen
kerîmiyet: cömertlikküllî: tür, cins; büyük ve kapsamlı varlıklar
lisan: dilmazhar: ayna, yansıma ve görünme yeri
medh ü senâ: övme ve yüceltmemelâike: melekler
mizan: ölçümuntazam: düzenli, intizamlı
neşrolmak: yayılmakrahmâniyet: şefkat, merhamet edicilik
rahîmiyet: merhamet edicilikrezzâkıyet: rızık vericilik
sahâif-i a’mâl: amellerin yazıldığı sahifelersenevî: yıllık
taam: gıda, yiyecektesbih etmek: Allah’ı her türlü noksan ve kusurdan yüce tutarak şanına lâyık ifadelerle anmak
tesbihat: Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına lâyık ifadelerle anmazemin: yer
zerre: atomzâhir: açık, görünen
zîhayat: canlı, hayat sahibiâhir: son
âhiret: öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayat


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst