Konuya cevap cer

Hayat-ı dünyeviyeye kasden ve bizzât teveccüh edip bağlanan kâfirin, imhal-i ikabında ve bilakis terakkiyat-ı maddiyede muvaffakıyetindeki hikmet nedir?


Evet o kâfir, kendi terkibiyle, sıfatıyla Cenab-ı Hak'ça nev'-i beşere takdir edilen nimetlerin tezahürüne -şuuru olmaksızın- hizmet ediyor. Ve güzel masnuat-ı İlahiyenin mehasinini bilâ-şuur tanzim ediyor. Ve kuvveden fiile çıkartmakla garabet-i san'at-ı İlahiyeye nazarları celbediyor. Ne faide ki farkında değildir. Demek o kâfir, saat gibi kendi yaptığı amelden haberi yok. Amma vakitleri bildirmek gibi nev'-i beşere pek büyük bir hizmeti vardır. Bu sırra binaen dünyada mükâfatını görür.



Said Nursi



Hayat-ı dünyeviye: Dünyadaki yaşantı.

Kasden: Bilerek ve isteyerek.

Bizzât: Doğrudan kendisi.

Teveccüh: Yönelme. *İlgi gösterme.

İmhal-i ikab: Cezalandırmanın ertelenmesi.

Bilakis: Aksine. 

Terakkiyat-ı maddiye: Maddi alandaki ilerlemeler (İlim ve teknik alandaki ilerlemeler).

Muvaffakıyet: Başarı gösterme. 

Hikmet: Herkesin bilmediği gizli sebeb. Gözetilen fayda ve gaye.

Terkib: Bir araya getirip karıştırma.

Nev'-i beşer: İnsan türü, insanlar.

Tezahür: Görünme, belirme, ortaya çıkma.

Masnuat-ı İlahiye: Allah'ın(cc) sanatlı yarattığı varlıklar.

Mehasin: İyilikler, güzellikler, iyi ahlaklar.

Tanzim: Düzenleme.

Binaen: Dayanarak, dayalı olarak.



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst