- Cahillik neden büyük bir tehlikedir?
- Zeka, eğitim ve kültür gibi etkenler neden cahilliği ortadan kaldırmak için yeterli değildir?
- Bir insanın cahil olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
Cahillikten Kurtulmak İçin Ne Yapmak Gerekir?
İnsan ne kadar zeki olursa olsun cahilliğin ortadan kalkması, ancak Allah’ın dilemesiyle samimi ‘imanla’ olur. Çünkü Allah aklı ve doğruyu yanlıştan ayırma gücünü iman eden kullarına verir. Bir insan çok kültürlü, görgülü ve çok zeki olabilir. Ama akıllı olmadığı sürece dünyadaki varoluş amacını bilmeden bomboş amaçlar uğruna zamanını geçirecektir. Zekasını Allah rızası için akla çeviren ise sadece müminlerdir. Müminler, dünyada amaçlarının Allah’ı hoşnut etmek olduğunu, dünyanın geçici bir imtihan yeri olduğunu ve asıl yaşacayakları yerin ahiretteki sonsuz cennet hayatı olduğunu çok iyi kavramışlardır. Dolayısıyla kendilerini cehenneme sürükleyebilecek şeytanın her türlü oyununa karşı şuurları açık ve dikkatlidirler.
Cahillik Nasıl Anlaşılır?
‘Cahil insan’ denilince genelde insanların aklında bilgisiz, kültürsüz, görgüsüz bir insan modeli canlanır. Daha çok kırsal kesimde yaşayan, orta halli, iyi eğitim görmemiş insanların ‘cahil’ olduğu düşünülür. Oysa Kuran’da bildirilen cahillik bu tanımların hiçbirine uymaz. En iyi okullarda okumuş, zengin, kültürlü, çevresi olan ve saygı duyulan bir insan da ‘cahil’ olabilir. Çünkü Kuran ahlakına göre, Allah rızası için yaşamayan, hayatını dünyadaki geçici heveslerle oyalanarak geçiren, Yüce Allah’ı hakkıyla takdir edemeyen ve şeytana uyan insanlar ‘cahil’ yani bir anlamda da ‘akılsızdırlar’. Bir ayette Allah’ın iman eden kullarına nasip ettiği akıldan yoksun olmanın Allah Katında ne denli büyük bir kayıp olduğu şöyle bildirilmiştir:
“Gerçek şu ki, Allah Katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir.” (Enfal Suresi, 22)
Cahil İnsanların Özellikleri Nelerdir?
- Şeytanın Her Vesvesesine Açık Olurlar...
Allah’ın yarattığı sonsuz delillere rağmen Allah’ı gereği gibi takdir edemeyen insanlar, vicdanlarını kapatır ve şeytandan gelen her vesveseye uyarlar. Şeytan bu kişileri mal, para, itibar gibi dünyevi çıkar sağlayacak hırslara yönelterek, akıllarının kapanmasına neden olur. Bu gibi insanlar, çok iyi para kazanan ve her istediğini elde eden, en karmaşık işlere çözüm bulabilen zeki kişiler gibi görünebilirler. Fakat durum göründüğünden çok farklıdır. Yüce Allah’a iman eden ve herşeyi açık şuurla bakan bir mümin, söz konusu kişinin, dünya hayatındaki imkanları sonsuz cennet hayatına tercih ederek, adım adım cehenneme yaklaştığını fark edemeyecek kadar şuuru kapalı olduğunu fark eder. - Çeşitli Tavır Bozuklukları Sergilerler...
Akılsız insanlar, tavırlarındaki bozukluklarla da müminlerin hemen dikkatini çekerler. Allah’ın herşeyi kaderde mükemmel yarattığını takdir edemeyen insanlar beklemedikleri bir olayla karşılaştıklarında bir müminin yapmayacağı şekilde dengesiz, kızgın, küskün, üzgün, sıkıntılı ve umutsuz olabilirler. Kendilerine ve çevrelerine zarar verdiği halde, bu anormal tavır bozukluklarını sürdürmekte bir mahsur görmezler. Oysa gerçekten akıllı olan bir insan, Allah’ın herşeyi bir hikmet üzere mükemmel yarattığını bilir ve Allah’a tevekkül eder. Kuran ahlakına uygun olmayan tavır bozukluklarından ise şiddetle kaçınır. - Doğru ile Yanlışı Ayırd Edemezler...
Cahil olarak tanımladığımız insanların bir başka özelliği, vicdanlarını kapamalarından kaynaklanan bir akıl eksikliği içinde olmalarıdır. Yani doğruyu yanlış, yanlışı doğru olarak kabul eder ve şeytanın vesvesesine göre hareket ederler. Bu yüzden Allah’ın Kuran’da bildirdiği gerçekleri düşünüp öğüt almazlar. Kendileri öğüt alıp düşünmedikleri gibi müminlerin tavsiyelerine de kapalıdırlar. Müminler bu kişileri doğru yola yönlendirmeye çalıştıkça, onlar samimiyetsizliklerini daha da açık bir şekilde ortaya koyarlar. Müminlerin Allah’ın Kuran’da bildirdiği, ‘İyiliği emredip kötülükten men etme’ emrini yerine getirme amacıyla söyledikleri samimi sözlerdeki iyi niyeti fark edemeyip, kendi ahiretleri aleyhine hareket ederler.
Cahilliğin Yol Açtığı Tehlikeler!
Kuran’ı kendi çarpık ve cahil akıllarıyla değerlendiren insanlar yalnızca kendi fikirlerini beğendikleri için, müminlerin yönlendirmeye çalıştığı Kuran ahlakına uygun olan tavra uymazlar. Kısa bir süre sonra ölecekleri ve dünya hırslarına kapılmanın nasıl akılsızca bir tavır olduğu kendilerine anlatılsa dahi yine de yanlış yolda olduklarını kavrayamazlar. Oysa kendi akıllarına uyarak yaptıkları eylemlere baksalar ve müminlerin hayatıyla kendilerininkini kıyaslasalar, ne kadar yanlış bir yolda olduklarını görebilirler. Ancak bu kıyası yapamamaları ve içinde bulundukları durumu fark edememeleri de akılsızlıklarının bir başka yansımasıdır.
Müminler, dünya hayatındaki imtihanın sırrını kavradıkları için, Allah’ın izniyle dünyaya ilişkin hırslara kapılmazlar. Bu güzel ahlakları nedeniyle Allah, ahirette cenneti uman müminleri, dünyada da çok rahat ve huzurlu bir şekilde yaşatır. Huzurun mal, para, güzellik, mevki gibi dünya hırslarıyla elde edilebileceğini sanan kişiler ise, çektikleri azabın çeşitliliğiyle ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduklarını ortaya koyarlar. Bu azap parayla yok edilebilecek gibi de değildir. Allah iman etmeyenlere sevgiyi, mutluluğu, huzuru ve merhameti yaşatmadığı gibi, çektikleri sıkıntıyla, kederle ve öfkeyle azaplarını dünyada kat kat arttırır. Üstelik bu sadece kısa süreli dünya hayatında yaşadıkları azaptır. Allah, iman etmekten yüz çeviren, akıllarını beğenen ve nefislerinin arzuları peşinde koşup şeytana uyan insanlara sonsuza kadar cehennem azabını yaşatacaktır. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilmiştir:
"Ona: "Allah'tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o." (Bakara Suresi, 206)
Cahilliğin Giderilmesi İçin Ne Yapılmalıdır?
Bazı insanlar, çocukluklarından itibaren şeytanın gösterdiği yolda şuursuzca yaşamış ve dünya hırslarıyla yıllarını geçirmişlerdir. Oysa ki ‘doğru olduğuna inandıkları şeytanın yolu, sadece bir ‘aldatmaca’dır. Bu aldatmacayı kavramak için çok bilgili, iyi eğitim almış bir insan olmaya da gerek yoktur. Bir insanın sadece ölümü bir dakikalığına samimi olarak tefekkür etmesi bile, Allah rızası için yaşaması gerektiğini kavraması için yeterlidir. Bu gerçeği fark ederek cahillikten gerçekten kurtulmak isteyen bir insanın yapması gereken ise, öncelikle samimi bir karar almak, kendi yanlış inançlarından vazgeçmek ve Kuran ahlakına uymak olmalıdır. Allah’a teslim olup tevekkül eden, yani Allah’ın mutlaka hayır ve güzellik yaratacağına kesin olarak inanan insanlara Allah, derin bir akıl verecek ve vicdanlarını açacaktır. İlmin yegane sahibi Allah bir ayetinde, Kendisi’nden korkup-sakınanlara ‘doğruyu yanlıştan ayıran bir akıl’ vereceğini şu şekilde bildirmektedir:
"Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir." (Enfal Suresi, 29)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 55. sayı (Ocak 2009) 38. sayfada yayınlanmıştır.