Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Cehennem nerededir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 519241" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Birinci Mektub / 3.Sual'den</strong></span></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Cehennem nerededir?</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Elcevab: </span></span></em></strong></p><p><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'Arial'">ﻗُﻞْ ﺍِﻧَّﻤَﺎ ﺍﻟْﻌِﻠْﻢُ ﻋِﻨْﺪَ ﺍﻟﻠَّﻪِ ٭ ﻻ َ ﻳَﻌْﻠَﻢُ ﺍﻟْﻐَﻴْﺐَ ﺍِﻻ َّ ﺍﻟﻠَّﻪُ</span></span></span><u><span style="font-family: 'Arial'">"Gaybı Allah’tan başkası bilmez." "De ki: İlim ancak Allah katındadır." Mülk Sûresi, 67:26.)</span></u></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Cehennemin yeri, bazı rivayatla "Taht-el Arz" denilmiştir. Başka yerlerde beyan ettiğimiz gibi; Küre-i Arz, hareket-i seneviyesiyle ileride mecma-ı haşir olacak bir meydanın etrafında bir daire çiziyor. Cehennem ise, Arz'ın o medar-ı senevîsi altındadır demektir. Görünmemeleri ve hissedilmemeleri, perdeli ve nursuz ateş olduğu içindir. Küre-i Arz'ın seyahat ettiği mesafe-i azîmede pek çok mahlukat var ki, nursuz oldukları için görünmezler. Kamer, nuru çekildikçe vücudunu kaybettiği gibi, nursuz çok küreler, mahluklar gözümüzün önünde olup göremiyoruz.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Rivayat: Rivayetler, aktarılanlar, bildirilenler, iletilenler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Taht-el Arz: Yerin altı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Küre-i Arz: Yerküre, dünya.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hareket-i seneviye: Senelik hareket.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mecma-ı haşir: Yeniden diriliş ile toplanılacak yer.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Medar-ı senevî: Senelik yörünge, bir senede güneşin etrafındaki dönüş dairesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mesafe-i azîme: Büyük mesafe.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mahlukat: Yaratılmış varlıklar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kamer: Ay.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Cehennem ikidir: Biri suğra, biri kübradır. İleride suğra, kübraya inkılab edeceği ve çekirdeği hükmünde olduğu gibi, ileride ondan bir menzil olur. Cehennem-i Suğra yerin altında, yani merkezindedir. Kürenin altı, merkezidir. İlm-i Tabakat-ül Arz'ca malûmdur ki: Ekseriya her otuzüç metre hafriyatta, bir derece-i hararet tezayüd eder. Demek merkeze kadar nısf-ı kutr-u Arz, altıbin küsur kilometre olduğundan, ikiyüz bin derece-i harareti câmi', yani ikiyüz defa ateş-i dünyevîden şedid ve rivayet-i hadîse muvafık bir ateş bulunuyor. Şu Cehennem-i Suğra, Cehennem-i Kübra'ya ait çok vezaifi, dünyada ve Âlem-i Berzah'ta görmüş ve ehadîslerle işaret edilmiştir. Âlem-i Âhiret'te, Küre-i Arz nasılki sekenesini medar-ı senevîsindeki meydan-ı haşre döker; öyle de içindeki Cehennem-i Suğra'yı dahi Cehennem-i Kübra'ya emr-i İlahî ile teslim eder. Ehl-i İtizal'in bazı imamları "Cehennem sonradan halkedilecektir" demeleri, hâl-i hazırda tamamıyla inbisat etmediğinden ve sekenelerine tam münasib bir tarzda inkişaf etmediğinden, galattır ve gabavettir. Hem perde-i gayb içindeki âlem-i âhirete ait menzilleri dünya gözümüzle görmek ve göstermek için, ya kâinatı küçültüp iki vilayet derecesine getirmeli veyahut gözümüzü büyütüp yıldızlar gibi gözlerimiz olmalı ki yerlerini görüp tayin edelim.</span></span></em> <span style="font-size: 18px"><span style="color: #B22222"><span style="font-family: 'Arial'">ﻭَﺍﻟْﻌِﻠْﻢُ ﻋِﻨْﺪَ ﺍﻟﻠَّﻪِ</span></span></span> <u><span style="font-family: 'Arial'">Gerçek bilgi Allah katındadır.)</span></u></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Suğra: Pek küçük.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kübra: En büyük.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İnkılab: Kökten değişiklik, özünden değişme, başka hale geçme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Menzil: Yer.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cehennem-i Suğra: Küçük cehennem (Yerin altında, dünyanın merkezindeki ateş tabakası).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İlm-i Tabakat-ül Arz: Yer katmanları ilmi (jeoloji). </span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Malûm: Bilinen, belli olan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ekseriya: Çoğunlukla çoğu zaman.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hafriyat: Yeri kazıp derinleştirmeler. Kazılar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Derece-i hararet: Sıcaklık derecesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tezayüd: Artma, çoğalma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Nısf-ı kutr-u Arz: Arzın çapının yarısı, yerin(dünyanın) yarı çapı. Yani; dünyanın yüzeyinden merkeze olan mesafe.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Câmi': Kendinde toplayan, çok özellikli, toplayıcı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ateş-i dünyevî: Dünyadaki ateş.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şedid: Şiddetli, kuvvetli, sert.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Rivayet-i hadîs: Peygamberimizin (asm) bize iletilen sözleri.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Muvafık: Uygun, yerinde. </span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cehennem-i Kübra: Büyük cehennem, âhiretteki cehennem.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Vezaif: Vazifeler, görevler, çalışmalar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âlem-i Berzah: Ölmüşlerin ruhlarının kıyamet kopuncaya kadar bulunduğu âlem.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âlem-i Âhiret: Âhiret alemi, öbür dünya.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sekene: Oturanlar, yaşayanlar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Meydan-ı haşr: Yeniden diriliş meydanı. </span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Emr-i İlahî: Allah'ın(cc) emri.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İtizal: Mutezile mezhebi. insana gerçek tesir gücü veren ve işlerinde ve hareketlerinde yaratıcı kabul eden sapmış bir mezhep.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ehl-i İtizal: Mutezile mezhebinden olanlar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hâl-i hazır: Şimdiki durum, şu anki durum.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İnbisat: Genişleme, yayılma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İnkişaf: Açılma, meydana çıkma, gelişme, ilerleme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Galat: Hata, yanlış, yayılma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Gabavet: Ahmaklık, akıl noksanlığı, anlayışsızlık.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Perde-i gayb: Gayb perdesi, görünmeyi engelleyen perde, görünmezlik perdesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tayin: Belirlemek, belirtmek. *Ayırmak.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Âhiret âlemine ait menziller, bu dünyevî gözümüzle görülmez. Fakat bazı rivayatın işaratıyla, âhiretteki Cehennem, bu dünyamızla münasebetdardır. Yaz'ın şiddet-i hararetine</span></span></em> <span style="font-size: 18px"><span style="color: #B22222"><span style="font-family: 'Arial'">ﻣِﻦْ ﻓَﻴْﺢِ ﺟَﻬَﻨَّﻢَ</span></span></span> <u><span style="font-family: 'Arial'">Cehennem sıcağındandır. Hadis-i şerif. Keşfü’l Hafa, 29, Buharî,1:142,162.)</span></u></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">denilmiştir. Demek bu dünyevî küçücük ve sönük akıl gözüyle, o büyük Cehennem görülmez. Fakat ism-i Hakîm'in nuruyla bakabiliriz. Şöyle ki:</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Âhiret: Ölümsüz olan öbür dünya.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Menzil: Yer.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Dünyevî: Dünya hayatına ait.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Rivayat: Rivayetler, aktarılanlar, bildirilenler, iletilenler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İşarat: İşaretler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Münasebetdar: Alakalı, ilişkili, ilgili.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şiddet-i hararet: Sıcaklık şiddeti, kuvvetli sıcaklık.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İsm-i Hakîm: Allah'ın(cc) herşeyi gayelere ve faydalara uygun düzenleyen manasına gelen Hakîm ismi.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Arzın medar-ı senevîsi altında bulunan Cehennem-i Kübra, yerin merkezindeki Cehennem-i Suğra'yı güya tevkil ederek bazı vezaifini gördürmüş. Kadîr-i Zülcelal'in mülkü pek çok geniştir. Hikmet-i İlahiye nereyi göstermiş ise Cehennem-i Kübra oraya yerleşir. Evet bir Kadîr-i Zülcelal ve emr-i ﻛُﻦْ ﻓَﻴَﻜُﻮﻥُ e mâlik bir Hakîm-i Zülkemal, gözümüzün önünde kemal-i hikmet ve intizam ile Kamer'i Arz'a bağlamış; azamet-i kudret ve intizam ile Arz'ı Güneş'e rabtetmiş ve Güneş'i seyyaratıyla beraber Arz'ın sür'at-i seneviyesine yakın bir sür'at ile ve haşmet-i rububiyetiyle, bir ihtimale göre Şemsüşşümus tarafına bir hareket vermiş ve donanma elektrik lâmbaları gibi yıldızları, saltanat-ı rububiyetine nuranî şahidler yapmış; onunla saltanat-ı rububiyetini ve azamet-i kudretini göstermiş bir Zât-ı Zülcelal'in kemal-i hikmetinden ve azamet-i kudretinden ve saltanat-ı rububiyetinden uzak değildir ki, Cehennem-i Kübra'yı elektrik lâmbalarının fabrikasının kazanı hükmüne getirip âhirete bakan semanın yıldızlarını onunla iş'al etsin; hararet ve kuvvet versin. Yani, âlem-i nur olan Cennet'ten yıldızlara nur verip, Cehennem'den nâr ve hararet göndersin. Aynı halde o Cehennem'in bir kısmını ehl-i azaba mesken ve mahbes yapsın. Hem bir Fâtır-ı Hakîm ki; dağ gibi koca bir ağacı, tırnak gibi bir çekirdekte saklar. Elbette o Zât-ı Zülcelal'in kudret ve hikmetinden uzak değildir ki; Küre-i Arz'ın kalbindeki Cehennem-i Suğra çekirdeğinde Cehennem-i Kübra'yı saklasın.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Medar-ı senevî: Senelik yörünge, bir senede güneşin etrafındaki dönüş dairesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cehennem-i Kübra: Büyük cehennem, âhiretteki cehennem.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cehennem-i Suğra: Küçük cehennem (Yerin altında, dünyanın merkezindeki ateş tabakası).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tevkil: İşlerini yürütmek için birisini kendi yerine görevlendirmek.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Vezaif: Vazifeler, görevler, çalışmalar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kadîr-i Zülcelal: Sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi ve her şeye kudreti(gücü) yeten Allah(cc).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hikmet-i İlahiye: Allah'ın(cc) gözettiği gaye ve fayda.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mâlik: Sahip.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hakîm-i Zülkemal: Kusursuz üstün sıfatların sahibi olan ve herşeyi gayelerle ve faydalarla düzenleyen Allah(cc).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kemal-i hikmet: Kusursuz ve mükemmel olarak gayeleri ve faydaları gözetmek.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Kamer: Ay.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Arz: Yeryüzü, dünya.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Azamet-i kudret: Güç ve kuvvetin büyüklüğü.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Rabt: Bitiştirmek.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Seyyarat: Gezegenler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sür'at-i seneviye: Dünyanın güneş etrafındaki dönüş hızı. </span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Haşmet-i rububiyet: Allah'ın(cc) herşeyin sahibi ve terbiyecisi olmaklığının sonsuz büyüklüğü.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Şemsüşşümus: Çok gezegenlerin etrafında döndüğü en büyük yıldız; Yani en büyük güneş.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Saltanat-ı rububiyet: Sahiplik ve terbiyeciliğin hakimiyeti.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zât-ı Zülcelal: Sonsuz yücelik ve gücün sahibi olan Allah(cc).</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sema: Gök, gök yüzü.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İş'al: Alevlendirme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Nâr: Ateş.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ehl-i azab: Ceza çekecek olanlar, azab ehli.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mahbes: Cezaevi.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Elhasıl: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Cennet ve Cehennem, şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden bir dalın iki meyvesidir. Meyvenin yeri ise, dalın müntehasındadır. Hem şu silsile-i kâinatın iki neticesidir. Neticelerin mahalleri, silsilenin iki tarafındadır. Süflîsi, sakili aşağı tarafında; nuranîsi, ulvîsi yukarı tarafındadır. Hem şu seyl-i şuunatın ve mahsulât-ı maneviye-i arziyenin iki mahzenidir. Mahzenin mekânı ise, mahsulâtın nev'ine göre, fenası altında, iyisi üstündedir. Hem ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan mevcudat-ı seyyalenin iki havzıdır. Havzın yeri ise, seylin durduğu ve tecemmu' ettiği yerdedir. Yani habîsatı ve müzahrefatı esfelde, tayyibatı ve safiyatı a'lâdadır. Hem lütuf ve kahrın, rahmet ve azametin iki tecelligâhıdır. Tecelligâhın yeri ise, heryerde olabilir. Rahman-ı Zülcemal ve Kahhar-ı Zülcelal nerede isterse tecelligâhını açar.</span></span></em></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Elhasıl: Kısacası, özetle, sözün kısası ve özü.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Şecere-i hilkat: Yaratılış ağacı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Ebed: Sonu olmamak, sonsuzluk, ebedilik.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Müntehasındadır: Sonundadır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Silsile-i kâinat: Kâinat zinciri, kâinat dizisi.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Mahal: Yer.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Süflî: Bayağı, aşağı, adi, alçak.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Sakil: Ağır, can sıkıcı, çirkin.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Nuranî: Nurlu.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Ulvî: Yüksek, yüce.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Seyl-i şuunat: Kâinattaki işler ve olaylar seli.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Mahsulât-ı maneviye-i arziye: Dünyanın manevi ürünleri.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Mahzen: Depo.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Nev': Tür, çeşit.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Cereyan: Akan, hareket eden.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Mevcudat-ı seyyale: Akıp giden varlıklar, göçüp giden varlıklar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Havz: Havuz.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Seyl: Sel.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Tecemmu': Toplanma, birikme.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Habîsat: Pislikler, kötülükler, alçaklıklar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Müzahrefat: Çöpler, süprüntüler. *Sahtelikler, yalancılıklar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Esfel: En alçak, en ağağı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Tayyibat: İyilikler, güzellikler, iyi ve güzel sözler ve manalar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Safiyat: Tertemiz olanlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">A'lâ: En yüksek, en iyi.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Lütuf: İyilik ve yardımda bulunmak, iyi ve güzel karşılık vermek.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Kahr: Mahvetme.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Rahmet: Merhamet, acıma, şefkat etme.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Azamet: Büyüklük.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Tecelligâh: Görünme yeri, kendini belli edip gösterme yeri.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Rahman-ı Zülcemal: Sonsuz güzelliklerin sahibi olup bütün varlıkların her türlü ihtiyaçlarını karşılayan Allah(cc).</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Kahhar-ı Zülcelal: Sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi olan ve dilediği şeyi çok şiddetli cezalandıran Allah(cc).</span></span></p><p></p><p><em><strong><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px">Mektubat</span></span></p><p></strong></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 519241, member: 1040028"] [FONT=Arial][B]Birinci Mektub / 3.Sual'den[/B][/FONT] [B][I][FONT=Arial][SIZE=3]Cehennem nerededir? Elcevab: [/SIZE][/FONT][/I][/B] [COLOR="#B22222"][SIZE=5][FONT=Arial]ﻗُﻞْ ﺍِﻧَّﻤَﺎ ﺍﻟْﻌِﻠْﻢُ ﻋِﻨْﺪَ ﺍﻟﻠَّﻪِ ٭ ﻻ َ ﻳَﻌْﻠَﻢُ ﺍﻟْﻐَﻴْﺐَ ﺍِﻻ َّ ﺍﻟﻠَّﻪُ[/FONT][/SIZE][/COLOR][U][FONT=Arial]"Gaybı Allah’tan başkası bilmez." "De ki: İlim ancak Allah katındadır." Mülk Sûresi, 67:26.)[/FONT][/U] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Cehennemin yeri, bazı rivayatla "Taht-el Arz" denilmiştir. Başka yerlerde beyan ettiğimiz gibi; Küre-i Arz, hareket-i seneviyesiyle ileride mecma-ı haşir olacak bir meydanın etrafında bir daire çiziyor. Cehennem ise, Arz'ın o medar-ı senevîsi altındadır demektir. Görünmemeleri ve hissedilmemeleri, perdeli ve nursuz ateş olduğu içindir. Küre-i Arz'ın seyahat ettiği mesafe-i azîmede pek çok mahlukat var ki, nursuz oldukları için görünmezler. Kamer, nuru çekildikçe vücudunu kaybettiği gibi, nursuz çok küreler, mahluklar gözümüzün önünde olup göremiyoruz.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Rivayat: Rivayetler, aktarılanlar, bildirilenler, iletilenler. Taht-el Arz: Yerin altı. Küre-i Arz: Yerküre, dünya. Hareket-i seneviye: Senelik hareket. Mecma-ı haşir: Yeniden diriliş ile toplanılacak yer. Medar-ı senevî: Senelik yörünge, bir senede güneşin etrafındaki dönüş dairesi. Mesafe-i azîme: Büyük mesafe. Mahlukat: Yaratılmış varlıklar. Kamer: Ay.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Cehennem ikidir: Biri suğra, biri kübradır. İleride suğra, kübraya inkılab edeceği ve çekirdeği hükmünde olduğu gibi, ileride ondan bir menzil olur. Cehennem-i Suğra yerin altında, yani merkezindedir. Kürenin altı, merkezidir. İlm-i Tabakat-ül Arz'ca malûmdur ki: Ekseriya her otuzüç metre hafriyatta, bir derece-i hararet tezayüd eder. Demek merkeze kadar nısf-ı kutr-u Arz, altıbin küsur kilometre olduğundan, ikiyüz bin derece-i harareti câmi', yani ikiyüz defa ateş-i dünyevîden şedid ve rivayet-i hadîse muvafık bir ateş bulunuyor. Şu Cehennem-i Suğra, Cehennem-i Kübra'ya ait çok vezaifi, dünyada ve Âlem-i Berzah'ta görmüş ve ehadîslerle işaret edilmiştir. Âlem-i Âhiret'te, Küre-i Arz nasılki sekenesini medar-ı senevîsindeki meydan-ı haşre döker; öyle de içindeki Cehennem-i Suğra'yı dahi Cehennem-i Kübra'ya emr-i İlahî ile teslim eder. Ehl-i İtizal'in bazı imamları "Cehennem sonradan halkedilecektir" demeleri, hâl-i hazırda tamamıyla inbisat etmediğinden ve sekenelerine tam münasib bir tarzda inkişaf etmediğinden, galattır ve gabavettir. Hem perde-i gayb içindeki âlem-i âhirete ait menzilleri dünya gözümüzle görmek ve göstermek için, ya kâinatı küçültüp iki vilayet derecesine getirmeli veyahut gözümüzü büyütüp yıldızlar gibi gözlerimiz olmalı ki yerlerini görüp tayin edelim.[/SIZE][/FONT][/I] [SIZE=5][COLOR="#B22222"][FONT=Arial]ﻭَﺍﻟْﻌِﻠْﻢُ ﻋِﻨْﺪَ ﺍﻟﻠَّﻪِ[/FONT][/COLOR][/SIZE] [U][FONT=Arial]Gerçek bilgi Allah katındadır.)[/FONT][/U] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Suğra: Pek küçük. Kübra: En büyük. İnkılab: Kökten değişiklik, özünden değişme, başka hale geçme. Menzil: Yer. Cehennem-i Suğra: Küçük cehennem (Yerin altında, dünyanın merkezindeki ateş tabakası). İlm-i Tabakat-ül Arz: Yer katmanları ilmi (jeoloji). Malûm: Bilinen, belli olan. Ekseriya: Çoğunlukla çoğu zaman. Hafriyat: Yeri kazıp derinleştirmeler. Kazılar. Derece-i hararet: Sıcaklık derecesi. Tezayüd: Artma, çoğalma. Nısf-ı kutr-u Arz: Arzın çapının yarısı, yerin(dünyanın) yarı çapı. Yani; dünyanın yüzeyinden merkeze olan mesafe. Câmi': Kendinde toplayan, çok özellikli, toplayıcı. Ateş-i dünyevî: Dünyadaki ateş. Şedid: Şiddetli, kuvvetli, sert. Rivayet-i hadîs: Peygamberimizin (asm) bize iletilen sözleri. Muvafık: Uygun, yerinde. Cehennem-i Kübra: Büyük cehennem, âhiretteki cehennem. Vezaif: Vazifeler, görevler, çalışmalar. Âlem-i Berzah: Ölmüşlerin ruhlarının kıyamet kopuncaya kadar bulunduğu âlem. Âlem-i Âhiret: Âhiret alemi, öbür dünya. Sekene: Oturanlar, yaşayanlar. Meydan-ı haşr: Yeniden diriliş meydanı. Emr-i İlahî: Allah'ın(cc) emri. İtizal: Mutezile mezhebi. insana gerçek tesir gücü veren ve işlerinde ve hareketlerinde yaratıcı kabul eden sapmış bir mezhep. Ehl-i İtizal: Mutezile mezhebinden olanlar. Hâl-i hazır: Şimdiki durum, şu anki durum. İnbisat: Genişleme, yayılma. İnkişaf: Açılma, meydana çıkma, gelişme, ilerleme. Galat: Hata, yanlış, yayılma. Gabavet: Ahmaklık, akıl noksanlığı, anlayışsızlık. Perde-i gayb: Gayb perdesi, görünmeyi engelleyen perde, görünmezlik perdesi. Tayin: Belirlemek, belirtmek. *Ayırmak.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Âhiret âlemine ait menziller, bu dünyevî gözümüzle görülmez. Fakat bazı rivayatın işaratıyla, âhiretteki Cehennem, bu dünyamızla münasebetdardır. Yaz'ın şiddet-i hararetine[/SIZE][/FONT][/I] [SIZE=5][COLOR="#B22222"][FONT=Arial]ﻣِﻦْ ﻓَﻴْﺢِ ﺟَﻬَﻨَّﻢَ[/FONT][/COLOR][/SIZE] [U][FONT=Arial]Cehennem sıcağındandır. Hadis-i şerif. Keşfü’l Hafa, 29, Buharî,1:142,162.)[/FONT][/U] [I][FONT=Arial][SIZE=3]denilmiştir. Demek bu dünyevî küçücük ve sönük akıl gözüyle, o büyük Cehennem görülmez. Fakat ism-i Hakîm'in nuruyla bakabiliriz. Şöyle ki:[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Âhiret: Ölümsüz olan öbür dünya. Menzil: Yer. Dünyevî: Dünya hayatına ait. Rivayat: Rivayetler, aktarılanlar, bildirilenler, iletilenler. İşarat: İşaretler. Münasebetdar: Alakalı, ilişkili, ilgili. Şiddet-i hararet: Sıcaklık şiddeti, kuvvetli sıcaklık. İsm-i Hakîm: Allah'ın(cc) herşeyi gayelere ve faydalara uygun düzenleyen manasına gelen Hakîm ismi.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Arzın medar-ı senevîsi altında bulunan Cehennem-i Kübra, yerin merkezindeki Cehennem-i Suğra'yı güya tevkil ederek bazı vezaifini gördürmüş. Kadîr-i Zülcelal'in mülkü pek çok geniştir. Hikmet-i İlahiye nereyi göstermiş ise Cehennem-i Kübra oraya yerleşir. Evet bir Kadîr-i Zülcelal ve emr-i ﻛُﻦْ ﻓَﻴَﻜُﻮﻥُ e mâlik bir Hakîm-i Zülkemal, gözümüzün önünde kemal-i hikmet ve intizam ile Kamer'i Arz'a bağlamış; azamet-i kudret ve intizam ile Arz'ı Güneş'e rabtetmiş ve Güneş'i seyyaratıyla beraber Arz'ın sür'at-i seneviyesine yakın bir sür'at ile ve haşmet-i rububiyetiyle, bir ihtimale göre Şemsüşşümus tarafına bir hareket vermiş ve donanma elektrik lâmbaları gibi yıldızları, saltanat-ı rububiyetine nuranî şahidler yapmış; onunla saltanat-ı rububiyetini ve azamet-i kudretini göstermiş bir Zât-ı Zülcelal'in kemal-i hikmetinden ve azamet-i kudretinden ve saltanat-ı rububiyetinden uzak değildir ki, Cehennem-i Kübra'yı elektrik lâmbalarının fabrikasının kazanı hükmüne getirip âhirete bakan semanın yıldızlarını onunla iş'al etsin; hararet ve kuvvet versin. Yani, âlem-i nur olan Cennet'ten yıldızlara nur verip, Cehennem'den nâr ve hararet göndersin. Aynı halde o Cehennem'in bir kısmını ehl-i azaba mesken ve mahbes yapsın. Hem bir Fâtır-ı Hakîm ki; dağ gibi koca bir ağacı, tırnak gibi bir çekirdekte saklar. Elbette o Zât-ı Zülcelal'in kudret ve hikmetinden uzak değildir ki; Küre-i Arz'ın kalbindeki Cehennem-i Suğra çekirdeğinde Cehennem-i Kübra'yı saklasın.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Medar-ı senevî: Senelik yörünge, bir senede güneşin etrafındaki dönüş dairesi. Cehennem-i Kübra: Büyük cehennem, âhiretteki cehennem. Cehennem-i Suğra: Küçük cehennem (Yerin altında, dünyanın merkezindeki ateş tabakası). Tevkil: İşlerini yürütmek için birisini kendi yerine görevlendirmek. Vezaif: Vazifeler, görevler, çalışmalar. Kadîr-i Zülcelal: Sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi ve her şeye kudreti(gücü) yeten Allah(cc). Hikmet-i İlahiye: Allah'ın(cc) gözettiği gaye ve fayda. Mâlik: Sahip. Hakîm-i Zülkemal: Kusursuz üstün sıfatların sahibi olan ve herşeyi gayelerle ve faydalarla düzenleyen Allah(cc). Kemal-i hikmet: Kusursuz ve mükemmel olarak gayeleri ve faydaları gözetmek. Kamer: Ay. Arz: Yeryüzü, dünya. Azamet-i kudret: Güç ve kuvvetin büyüklüğü. Rabt: Bitiştirmek. Seyyarat: Gezegenler. Sür'at-i seneviye: Dünyanın güneş etrafındaki dönüş hızı. Haşmet-i rububiyet: Allah'ın(cc) herşeyin sahibi ve terbiyecisi olmaklığının sonsuz büyüklüğü. Şemsüşşümus: Çok gezegenlerin etrafında döndüğü en büyük yıldız; Yani en büyük güneş. Saltanat-ı rububiyet: Sahiplik ve terbiyeciliğin hakimiyeti. Zât-ı Zülcelal: Sonsuz yücelik ve gücün sahibi olan Allah(cc). Sema: Gök, gök yüzü. İş'al: Alevlendirme. Nâr: Ateş. Ehl-i azab: Ceza çekecek olanlar, azab ehli. Mahbes: Cezaevi.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Elhasıl: [/B] Cennet ve Cehennem, şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden bir dalın iki meyvesidir. Meyvenin yeri ise, dalın müntehasındadır. Hem şu silsile-i kâinatın iki neticesidir. Neticelerin mahalleri, silsilenin iki tarafındadır. Süflîsi, sakili aşağı tarafında; nuranîsi, ulvîsi yukarı tarafındadır. Hem şu seyl-i şuunatın ve mahsulât-ı maneviye-i arziyenin iki mahzenidir. Mahzenin mekânı ise, mahsulâtın nev'ine göre, fenası altında, iyisi üstündedir. Hem ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan mevcudat-ı seyyalenin iki havzıdır. Havzın yeri ise, seylin durduğu ve tecemmu' ettiği yerdedir. Yani habîsatı ve müzahrefatı esfelde, tayyibatı ve safiyatı a'lâdadır. Hem lütuf ve kahrın, rahmet ve azametin iki tecelligâhıdır. Tecelligâhın yeri ise, heryerde olabilir. Rahman-ı Zülcemal ve Kahhar-ı Zülcelal nerede isterse tecelligâhını açar.[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][COLOR="#008000"]Elhasıl: Kısacası, özetle, sözün kısası ve özü. Şecere-i hilkat: Yaratılış ağacı. Ebed: Sonu olmamak, sonsuzluk, ebedilik. Müntehasındadır: Sonundadır. Silsile-i kâinat: Kâinat zinciri, kâinat dizisi. Mahal: Yer. Süflî: Bayağı, aşağı, adi, alçak. Sakil: Ağır, can sıkıcı, çirkin. Nuranî: Nurlu. Ulvî: Yüksek, yüce. Seyl-i şuunat: Kâinattaki işler ve olaylar seli. Mahsulât-ı maneviye-i arziye: Dünyanın manevi ürünleri. Mahzen: Depo. Nev': Tür, çeşit. Cereyan: Akan, hareket eden. Mevcudat-ı seyyale: Akıp giden varlıklar, göçüp giden varlıklar. Havz: Havuz. Seyl: Sel. Tecemmu': Toplanma, birikme. Habîsat: Pislikler, kötülükler, alçaklıklar. Müzahrefat: Çöpler, süprüntüler. *Sahtelikler, yalancılıklar. Esfel: En alçak, en ağağı. Tayyibat: İyilikler, güzellikler, iyi ve güzel sözler ve manalar. Safiyat: Tertemiz olanlar. A'lâ: En yüksek, en iyi. Lütuf: İyilik ve yardımda bulunmak, iyi ve güzel karşılık vermek. Kahr: Mahvetme. Rahmet: Merhamet, acıma, şefkat etme. Azamet: Büyüklük. Tecelligâh: Görünme yeri, kendini belli edip gösterme yeri. Rahman-ı Zülcemal: Sonsuz güzelliklerin sahibi olup bütün varlıkların her türlü ihtiyaçlarını karşılayan Allah(cc). Kahhar-ı Zülcelal: Sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi olan ve dilediği şeyi çok şiddetli cezalandıran Allah(cc).[/COLOR][/FONT] [I][B][RIGHT][FONT=Arial][SIZE=4]Mektubat[/SIZE][/FONT][/RIGHT][/B][/I] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Cehennem nerededir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst