Cehennemin İsimleri...!!
--------------------------------------------------------------------------------
Hz. Peygamber (S.A.V) Cebrail (A.S)’ma ; Cehennemin katlaiınin sakinleri kimler olacaktir? diye sorunca, Cebrail (A.S) sözlerine söyle devam etti:
Birinci cehennemin ismi, Sair’dir.
İkinci cehennemin ismi, Leza’dir.
Ücüncü cehennemin ismi, Sakar’dir.
Dördüncü cehennemin ismi, Cahim’dir.
Besinci cehennemin ismi, Cehennem’dir.
Altiniı cehennemin ismi, Haviye’dir.
Yedinci cehennemin ismi, Hutame’dir.
Cebrail (A.S) sözlerinin burasinda Hz. Peygamber (S.A.V)den cekinerek susunca, Hz. Peygamber (S.A.V) kendisine; Yedinci kata kimlerin yerlestirilecegini bana söyle! dedi. Bunun üzerine Cebrail Yedinci kata da ümmetinden büyük günah isleyipte tevbesiz ölenler yerlestirilecektir. dedi.
Cebrailin bu cevabi üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) bayilarak yere düstü ve Cebrail ayilincaya kadar mübarek basini kucagina dayadi. Ayilir ayilmaz, Cebrail (A.S)e; Ey Cebrail! Musibetim büyük ve derdim agır. Acaba ümmetimden cehenneme giren olacak mi? diye sordu. Cebrail (Aleyhisselam)de: Evet ümmetinden tevbe etmedikleri halde ölen büyük günah isleyenler cehenneme girecektir. dedi.
Cebrail (A.S)in bu cevabi üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) tekrar aglamaya basladı. Arkasindan Hz. Peygamber (S.A.V) eve kapandi. Sadece namaz kilmak icin odasindan cikiyor ve hic kimse ile konusmaksizin mescide gidiyordu. Namazda agliyor ve Allaha yalvariyordu. Böylece üc gün gecti.
Ücüncü günü Hz. Ebu Bekir kapisina geldi ve iceri girmek icin izin istedi. Fakat icerden hicbir cevap gelmeyince aglaya aglaya geri döndü. Arkasindan Hz. Ömer, daha sonra Selman-i Farisi de girmek icin izin istedi. Fakat icerden yine cevap gelmeyince onlarda aglamaya basladilar.
En son Hz. Fatima Hz. Peygamber (S.A.V)in kapisina geldi ve izin istedi. Hz. Peygamber (S.A.V) o sirada secde de idi. Kizinin sesini duyunca basini secdeden kaldirdi ve girmesi icin kizi Hz. Fatimaya izin verdi.
Hz. Fatima Hz. Peygamber (S.A.V)i görünce aglamaya basladı. Cünkü Hz. Peygamber (S.A.V) in cehresini sararmis görmüstü. Devamli aglamaktan ve üzüntüden yanaklarinda iz kalmisti. Bu durumu görünce; Ey Allahın Resulü! Sana ne indi? diye sordu. Hz. Peygamber (S.A.Vde bütün olanlari anlatti.
Hz. Fatima; Ey Allahın Resulü! Ümmetinin büyük günah isleyenleri cehenneme nasil girecek? diye sordu. Hz. Peygamber (S.A.V)de bu soruyu söyle cevaplandirdi: Azap melekleri, erkekleri sakallarindan, kadinlari ise sac örgüleri ile alinlarindan tutup sürüklerler. Ümmetimin nice yaslilari sakallarindan tutulup cehenneme dogru sürüklenirken; Ah yaslilik, ah zavallilik! diye feryat ederler. Sakalindan tutulup cehenneme sürüklenen nice genclerde; Vah gencligime, eyvah güzelligime! diye bagirir. Buna karsilik ümmetim icinde, alinlarindan tutulup cehenneme dogru sürüklenen nice kadinlar da; Eyvah rezil oldum, eyvah üstüm basim acildi! diye feryat ederler.
Böylece onlar cehennemin bas sorumlusu Malike teslim edilirler. Malik onlara kim olduklarini sorunca; Bizler kendilerine Kuran indirilenlerdeniz, bizler Ramazan ayinda oruc tutanlardaniz. diye cevap verirler. O zaman Malik; Kuran sadece Muhammedin ümmetine indirildi. deyince, hemen Hz. Muhammedin adini hatirlayarak; Bizler Muhammed ümmetindediz. diye bagirirlar. Fakat Malik de onlara söyle der: Peki, Kuran da sizi Allahın emirlerine aykiri hareket etmekten alikoyacak bir ayet yok muydu?
Bu Ümmetin günahkarlari cehennemin kenarina kadar getirilip atesle ve zebanilerle karsi karsiya birakilinca; Ey Malik! İzin ver de halimize aglayalim. derler. Malikin izin vermesi üzerine gözyaslari kuruyuncaya kadar aglarlar. Gözyaslari akmaz olunca da kan aglamaya baslarlar. Bu durumu gören malik kendilerine; Eger bu aglama dünyada iken olsaydi, ne iyi olurdu. Eger bu aglama dünyada ve Allah korkusu ile meydana gelseydi, bu gün size ates hic dokunmayacakti. der.
Arkasindan Malik zebanilere;
Haydi sunlari cehenneme ativerin diye emir verir. Bu ümmetin günahkarlari atese atilinca hep birlikte; La İlahe İllAllah diye seslenirler. Onlar böyle seslenince ates geri cekilir. Bunun üzerine Malik cehenneme; Ey Ates, onlari yakala! diye emir verir. Cehennem de; Onlari nasil yakalayayim, hepsi La İlahe İllAllah diyorlar. diye cevap verir.
Bunun üzerine Malik; Evet, öyle demelerine ragmen onlari yakalayacaksin. Cünkü Arsin Rabbi böyle emretmistir. deyince ates üzerlerine dönerek onlari yakalayiverir. Bu ümmetin günahkarlari Allahın diledigi kadar bir süre cehennemde kalirlar. Cehennemdeyken; Ya Erhamerrahimin, ya Hannan, Ya Mennan diyerek Allaha yalvarirlar.
Allah-u Tealanin hükmü yere gelince Cebraile; Ya Cebrail! Muhammed ümmetinin günah-karlari ne durumdadir? diye sorar. Cebrail de;
Ya Rabbi! Onlarin durumlarini sen daha iyi bilirsin! diye cevap verir. Allah-u Teala, Cebraile; Git de gör bakalim, ne durumdadirlar? diye emir verir.
Bu emir üzerine Cebrail, Malikin yanina varir. Cebraili görünce; Ey Cebrail! Seni buraya getiren sebep nedir? diye sorar. Cebrail de ona;
Muhammed ümmetinin günahkarlarina ne yaptin? diye sorar. Malik, Cebrailin bu sorusuna; Durumlari pek fena, kaldiklari yer cok dar. Ates vücutlarini ve etlerini yedi bitirdi, geride sadece yüzleri ve kalpleri kaldı. Cünkü buralarinda iman parildiyordu. diye karsilik verir.
O zaman Cebrail, Malike; Onlarin üzerinden cehennem kapagini kaldir da kendilerini göreyim. der. Cebrail böyle deyince Malik, cehennem muhafizlarina derhal emir verir ve bu ümmetin günahkarlari üzerinden cehennem kapagi kaldirili verir.
Bu ümmetin cehennemlikleri Cebraili ve onun güzelligini görünce onun bir azap melegi olmadigini hemen anlayarak kim oldugunu sorarlar. Malik de;Bu dünyada Muhammede vahiy getiren Cebraildir. diye cevap verir.
Bu ümmetin cehennemlikleri Hz. Muhammedin adini duyunca hep bir agizdan yüksek sesle; Ya Cebrail! Muhammede günahlarimizin bizi kendisinden ayri düsürdügünü ve ne kadar kötü sartlar icinde bulundugumuzu haber ver. derler.
Bunun üzerine Cebrail oradan ayrilarak Allahın huzuruna varir. Allah-u Teala kendisine; Muhammedin ümmeti ne durumda? diye sorunca, bu soruya; Ya Rabbi! Durumlari cok fena ve yerleri cok dar! diye karsilik verir. O zaman Allah-u Teala;
Peki onlar senden bir sey istediler mi? diye buyurur. Cebrail de; Evet, peygamberlerine icinde bulunduklari kötü durumu bildirmemi istediler. diye cevap verir.
Bunun üzerine Allah-u Teala, Cebraile;Git, durumu Muhammede bildir. diye buyurur.
Allah-u Tealanin bu emri geregince Cebrail, hemen Hz. Peygamber (S.A.V)in yanina gider. Hz. Peygamber (S.A.V)’in yanina varir varmaz söyle der: Ya Muhammed! Ümmetinden su anda cehennem azabi ceken günahkarlar adina sana geldim. Onlar durumlarinin cok kötü ve yerlerinin cok dar oldugunu sana bildiriyorlar.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) hemen Arsın altina giderek secdeye kapanir. O zaman Allah-u Teala; Basini kaldir da iste. Ne istersen verilecektir. Sefaatcı ol sefaatin kabul edilecektir. buyurur.
Allah-u Tealanin bu buyruguna karsilik Hz. Peygamber (S.A.V): Ya Rabbi! Ümmetimin günahkarlari ile ilgili hükmünü uyguladın. Simdi onlar hakkinda benim sefaatimi kabul eyle. der. Allah-u Teala, Hz. Peygamber (S.A.V)in bu dilegine söyle cevap verir: Senin onlarla ilgili sefaatini kabul ediyorum. Hemen cehenneme git ve (La İlahe İllAllah) diyen herkesi oradan cikar.
Allah-u Tealanin bu emri uyarinca Hz. Peygamber (S.A.V) hemen Malikin yanina gider ve; Ey Malik! Ümmetimin günahkarlaru ne durumdadur? diye sorar. Malik bu soruya: Durumlaru cok fena ve yerleri cok dar! diye cevap verir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) ona: Kapiyi ac ve kapagı kaldir! diye buyurur. Az sonra cehennemlikler Hz. Peygamber (S.A.V)i görünce hep bir agizdan ve yüksek sesle:Ya Muhammed! Ates derilemizi ve cigerlerimizi yakip kül etti. diye seslenirler.
Daha sonra Hz. Peygamber (S.A.V) hepsini cehennemden cikariverir. Ates onlari yemis, kül ve kömür haline getirmistir. Hz. Peygamber (S.A.V) alip onlari cennetin kapisi önünden gecen ve hayat nehri adini tasiyan bir nehre götürür. Bu nehre girip yikanirlar. Oradan da ak yüzlü birer delikanli olarak cikarlar. arkasindan da cennete yerlestirilirler.
Diger cehennemlikler müslümanlarin oradan cikarildiklarini görünce:Keske bizde Müslüman olsaydik, bizde cehennemden cikardik! derler. Nitekim Allah-u Teala ayet-i kerime de söyle buyurmustur: Bir zaman gelir ki, kafirler; keske Müslüman olsaydilar, diye arzu ederler. (Hicr; 2)
Ebu Said (R.A) söyle anlatmistir: "Resûlullah (S.A.V) okudu: "Ey Muhammed! Hâlâ gaflet icinde bulunanlari ve hâlâ inanmayanlari, onlari isin bitmis olacagı o hasret günü ile uyar." (Meryem; 39)
Sonra dedi ki: "(Kiyâmet günü) ölüm alaca bir koc suretinde getirilir. Cennetle cehennem arasinda yer alan sur üzerinde durdurulur. Önce: "Ey cennet ahalisi!" diye bagirilir, onlar baslarini kaldirirlar. Sonra: "Ey cehennem ahâlisi!" diye bagirilir, onlar da baslarini kaldirirlar. Sonra sorulur: "Bunu tanidiniz mi, nedir bu?" Hepsi birden: Evet tanidik, Bu ölümdür!" derler. Koc yatirilir ve kesilir. Arkasindan da önce cennetliklere: Ey Cennetlikler! Artik size ölüm yok. denir. Sonra cehennemliklere de: Ey Cehennemlikler! Bundan sonra size de ölüm yok. diye seslenilir. İste bu hadise sebebiyle cennet ehlinin ferahina bir ferah daha ziyade olur. Cehennem ehlinin kederine de bir keder daha ziyade olur. (Buhârî, Müslim, Tirmizî)
--------------------------------------------------------------------------------
Hz. Peygamber (S.A.V) Cebrail (A.S)’ma ; Cehennemin katlaiınin sakinleri kimler olacaktir? diye sorunca, Cebrail (A.S) sözlerine söyle devam etti:
Birinci cehennemin ismi, Sair’dir.
İkinci cehennemin ismi, Leza’dir.
Ücüncü cehennemin ismi, Sakar’dir.
Dördüncü cehennemin ismi, Cahim’dir.
Besinci cehennemin ismi, Cehennem’dir.
Altiniı cehennemin ismi, Haviye’dir.
Yedinci cehennemin ismi, Hutame’dir.
Cebrail (A.S) sözlerinin burasinda Hz. Peygamber (S.A.V)den cekinerek susunca, Hz. Peygamber (S.A.V) kendisine; Yedinci kata kimlerin yerlestirilecegini bana söyle! dedi. Bunun üzerine Cebrail Yedinci kata da ümmetinden büyük günah isleyipte tevbesiz ölenler yerlestirilecektir. dedi.
Cebrailin bu cevabi üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) bayilarak yere düstü ve Cebrail ayilincaya kadar mübarek basini kucagina dayadi. Ayilir ayilmaz, Cebrail (A.S)e; Ey Cebrail! Musibetim büyük ve derdim agır. Acaba ümmetimden cehenneme giren olacak mi? diye sordu. Cebrail (Aleyhisselam)de: Evet ümmetinden tevbe etmedikleri halde ölen büyük günah isleyenler cehenneme girecektir. dedi.
Cebrail (A.S)in bu cevabi üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) tekrar aglamaya basladı. Arkasindan Hz. Peygamber (S.A.V) eve kapandi. Sadece namaz kilmak icin odasindan cikiyor ve hic kimse ile konusmaksizin mescide gidiyordu. Namazda agliyor ve Allaha yalvariyordu. Böylece üc gün gecti.
Ücüncü günü Hz. Ebu Bekir kapisina geldi ve iceri girmek icin izin istedi. Fakat icerden hicbir cevap gelmeyince aglaya aglaya geri döndü. Arkasindan Hz. Ömer, daha sonra Selman-i Farisi de girmek icin izin istedi. Fakat icerden yine cevap gelmeyince onlarda aglamaya basladilar.
En son Hz. Fatima Hz. Peygamber (S.A.V)in kapisina geldi ve izin istedi. Hz. Peygamber (S.A.V) o sirada secde de idi. Kizinin sesini duyunca basini secdeden kaldirdi ve girmesi icin kizi Hz. Fatimaya izin verdi.
Hz. Fatima Hz. Peygamber (S.A.V)i görünce aglamaya basladı. Cünkü Hz. Peygamber (S.A.V) in cehresini sararmis görmüstü. Devamli aglamaktan ve üzüntüden yanaklarinda iz kalmisti. Bu durumu görünce; Ey Allahın Resulü! Sana ne indi? diye sordu. Hz. Peygamber (S.A.Vde bütün olanlari anlatti.
Hz. Fatima; Ey Allahın Resulü! Ümmetinin büyük günah isleyenleri cehenneme nasil girecek? diye sordu. Hz. Peygamber (S.A.V)de bu soruyu söyle cevaplandirdi: Azap melekleri, erkekleri sakallarindan, kadinlari ise sac örgüleri ile alinlarindan tutup sürüklerler. Ümmetimin nice yaslilari sakallarindan tutulup cehenneme dogru sürüklenirken; Ah yaslilik, ah zavallilik! diye feryat ederler. Sakalindan tutulup cehenneme sürüklenen nice genclerde; Vah gencligime, eyvah güzelligime! diye bagirir. Buna karsilik ümmetim icinde, alinlarindan tutulup cehenneme dogru sürüklenen nice kadinlar da; Eyvah rezil oldum, eyvah üstüm basim acildi! diye feryat ederler.
Böylece onlar cehennemin bas sorumlusu Malike teslim edilirler. Malik onlara kim olduklarini sorunca; Bizler kendilerine Kuran indirilenlerdeniz, bizler Ramazan ayinda oruc tutanlardaniz. diye cevap verirler. O zaman Malik; Kuran sadece Muhammedin ümmetine indirildi. deyince, hemen Hz. Muhammedin adini hatirlayarak; Bizler Muhammed ümmetindediz. diye bagirirlar. Fakat Malik de onlara söyle der: Peki, Kuran da sizi Allahın emirlerine aykiri hareket etmekten alikoyacak bir ayet yok muydu?
Bu Ümmetin günahkarlari cehennemin kenarina kadar getirilip atesle ve zebanilerle karsi karsiya birakilinca; Ey Malik! İzin ver de halimize aglayalim. derler. Malikin izin vermesi üzerine gözyaslari kuruyuncaya kadar aglarlar. Gözyaslari akmaz olunca da kan aglamaya baslarlar. Bu durumu gören malik kendilerine; Eger bu aglama dünyada iken olsaydi, ne iyi olurdu. Eger bu aglama dünyada ve Allah korkusu ile meydana gelseydi, bu gün size ates hic dokunmayacakti. der.
Arkasindan Malik zebanilere;
Haydi sunlari cehenneme ativerin diye emir verir. Bu ümmetin günahkarlari atese atilinca hep birlikte; La İlahe İllAllah diye seslenirler. Onlar böyle seslenince ates geri cekilir. Bunun üzerine Malik cehenneme; Ey Ates, onlari yakala! diye emir verir. Cehennem de; Onlari nasil yakalayayim, hepsi La İlahe İllAllah diyorlar. diye cevap verir.
Bunun üzerine Malik; Evet, öyle demelerine ragmen onlari yakalayacaksin. Cünkü Arsin Rabbi böyle emretmistir. deyince ates üzerlerine dönerek onlari yakalayiverir. Bu ümmetin günahkarlari Allahın diledigi kadar bir süre cehennemde kalirlar. Cehennemdeyken; Ya Erhamerrahimin, ya Hannan, Ya Mennan diyerek Allaha yalvarirlar.
Allah-u Tealanin hükmü yere gelince Cebraile; Ya Cebrail! Muhammed ümmetinin günah-karlari ne durumdadir? diye sorar. Cebrail de;
Ya Rabbi! Onlarin durumlarini sen daha iyi bilirsin! diye cevap verir. Allah-u Teala, Cebraile; Git de gör bakalim, ne durumdadirlar? diye emir verir.
Bu emir üzerine Cebrail, Malikin yanina varir. Cebraili görünce; Ey Cebrail! Seni buraya getiren sebep nedir? diye sorar. Cebrail de ona;
Muhammed ümmetinin günahkarlarina ne yaptin? diye sorar. Malik, Cebrailin bu sorusuna; Durumlari pek fena, kaldiklari yer cok dar. Ates vücutlarini ve etlerini yedi bitirdi, geride sadece yüzleri ve kalpleri kaldı. Cünkü buralarinda iman parildiyordu. diye karsilik verir.
O zaman Cebrail, Malike; Onlarin üzerinden cehennem kapagini kaldir da kendilerini göreyim. der. Cebrail böyle deyince Malik, cehennem muhafizlarina derhal emir verir ve bu ümmetin günahkarlari üzerinden cehennem kapagi kaldirili verir.
Bu ümmetin cehennemlikleri Cebraili ve onun güzelligini görünce onun bir azap melegi olmadigini hemen anlayarak kim oldugunu sorarlar. Malik de;Bu dünyada Muhammede vahiy getiren Cebraildir. diye cevap verir.
Bu ümmetin cehennemlikleri Hz. Muhammedin adini duyunca hep bir agizdan yüksek sesle; Ya Cebrail! Muhammede günahlarimizin bizi kendisinden ayri düsürdügünü ve ne kadar kötü sartlar icinde bulundugumuzu haber ver. derler.
Bunun üzerine Cebrail oradan ayrilarak Allahın huzuruna varir. Allah-u Teala kendisine; Muhammedin ümmeti ne durumda? diye sorunca, bu soruya; Ya Rabbi! Durumlari cok fena ve yerleri cok dar! diye karsilik verir. O zaman Allah-u Teala;
Peki onlar senden bir sey istediler mi? diye buyurur. Cebrail de; Evet, peygamberlerine icinde bulunduklari kötü durumu bildirmemi istediler. diye cevap verir.
Bunun üzerine Allah-u Teala, Cebraile;Git, durumu Muhammede bildir. diye buyurur.
Allah-u Tealanin bu emri geregince Cebrail, hemen Hz. Peygamber (S.A.V)in yanina gider. Hz. Peygamber (S.A.V)’in yanina varir varmaz söyle der: Ya Muhammed! Ümmetinden su anda cehennem azabi ceken günahkarlar adina sana geldim. Onlar durumlarinin cok kötü ve yerlerinin cok dar oldugunu sana bildiriyorlar.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) hemen Arsın altina giderek secdeye kapanir. O zaman Allah-u Teala; Basini kaldir da iste. Ne istersen verilecektir. Sefaatcı ol sefaatin kabul edilecektir. buyurur.
Allah-u Tealanin bu buyruguna karsilik Hz. Peygamber (S.A.V): Ya Rabbi! Ümmetimin günahkarlari ile ilgili hükmünü uyguladın. Simdi onlar hakkinda benim sefaatimi kabul eyle. der. Allah-u Teala, Hz. Peygamber (S.A.V)in bu dilegine söyle cevap verir: Senin onlarla ilgili sefaatini kabul ediyorum. Hemen cehenneme git ve (La İlahe İllAllah) diyen herkesi oradan cikar.
Allah-u Tealanin bu emri uyarinca Hz. Peygamber (S.A.V) hemen Malikin yanina gider ve; Ey Malik! Ümmetimin günahkarlaru ne durumdadur? diye sorar. Malik bu soruya: Durumlaru cok fena ve yerleri cok dar! diye cevap verir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) ona: Kapiyi ac ve kapagı kaldir! diye buyurur. Az sonra cehennemlikler Hz. Peygamber (S.A.V)i görünce hep bir agizdan ve yüksek sesle:Ya Muhammed! Ates derilemizi ve cigerlerimizi yakip kül etti. diye seslenirler.
Daha sonra Hz. Peygamber (S.A.V) hepsini cehennemden cikariverir. Ates onlari yemis, kül ve kömür haline getirmistir. Hz. Peygamber (S.A.V) alip onlari cennetin kapisi önünden gecen ve hayat nehri adini tasiyan bir nehre götürür. Bu nehre girip yikanirlar. Oradan da ak yüzlü birer delikanli olarak cikarlar. arkasindan da cennete yerlestirilirler.
Diger cehennemlikler müslümanlarin oradan cikarildiklarini görünce:Keske bizde Müslüman olsaydik, bizde cehennemden cikardik! derler. Nitekim Allah-u Teala ayet-i kerime de söyle buyurmustur: Bir zaman gelir ki, kafirler; keske Müslüman olsaydilar, diye arzu ederler. (Hicr; 2)
Ebu Said (R.A) söyle anlatmistir: "Resûlullah (S.A.V) okudu: "Ey Muhammed! Hâlâ gaflet icinde bulunanlari ve hâlâ inanmayanlari, onlari isin bitmis olacagı o hasret günü ile uyar." (Meryem; 39)
Sonra dedi ki: "(Kiyâmet günü) ölüm alaca bir koc suretinde getirilir. Cennetle cehennem arasinda yer alan sur üzerinde durdurulur. Önce: "Ey cennet ahalisi!" diye bagirilir, onlar baslarini kaldirirlar. Sonra: "Ey cehennem ahâlisi!" diye bagirilir, onlar da baslarini kaldirirlar. Sonra sorulur: "Bunu tanidiniz mi, nedir bu?" Hepsi birden: Evet tanidik, Bu ölümdür!" derler. Koc yatirilir ve kesilir. Arkasindan da önce cennetliklere: Ey Cennetlikler! Artik size ölüm yok. denir. Sonra cehennemliklere de: Ey Cehennemlikler! Bundan sonra size de ölüm yok. diye seslenilir. İste bu hadise sebebiyle cennet ehlinin ferahina bir ferah daha ziyade olur. Cehennem ehlinin kederine de bir keder daha ziyade olur. (Buhârî, Müslim, Tirmizî)