topraktoprak
Well-known member
Kadın, taburcu olmak istiyordu ama kocası bunu istemiyordu
Hastaneye yattığım ilk günden beri karşı yataktaki karı kocanın tartışması bitmek bilmiyordu.
Kadın, taburcu olmak istiyordu ama kocası bunu istemiyordu, hemşirelerin kendi aralarında konuşurken kadının aslında çok kötü durumda olduğunu ve vücudundaki tümörün her an onu öldürebileceğini duydum.
Çiftin konuşmalarından az çok durumlarını anladım.Kırsal bir köyde yaşayan iki çocuklu oldukça temiz ve sade bir aileydiler, üniversiteye yeni giren bir kızları ve lisede okuyan bir oğullar vardı. Tüm varlıkları ise köydeki küçük bir tarla, bir inek ve altı koyundu.
Adam, her akşam hastane koridorundaki telefonla köydeki evlerini arıyordu, hep yüksek sesle konuşurdu, odanın kapısı kapalı olmasına rağmen açık açık sesini duyabiliyordum, hep aynı şeyleri söylüyordu: “hayvanları otlattın mı? Derslerine baktın mı? Akşam kapıyı kapatmayı unutmayın, bizi merak etmeyin, annenin durumu gittikçe iyileşiyor, yakında eve döneceğiz …” gibi sözler.
Birkaç gün sonra kadını ameliyata aldılar. Hiç unutmuyorum, ameliyat odasına girmeden önce kocasının elini tuttuğunu, gözyaşlarını silerken “geri dönmezsem çocuklarıma iyi bak” dediğini, adamın titrek bir sesle “neler saçmalıyorsun” dediğini.
Kadın ameliyat odasındayken adamın oturduğunu hiç görmedim, hastane koridorunda bir o tarafa bir bu tarafa gitti geldi. Tam tamına on saat sonra hemşireler kadının hareketsiz bedenini odaya getirdiler, başarılı bir operasyon geçirmişti, adam, sevinçten ne yapacağını bilmiyordu, o gece sabaha kadar eşinin yanında oturdu ve sadece onun yüzüne baktı, o gece evlerini bile aramadı.
Kadın, sabah erken uyandı ama konuşamıyordu, birkaç gün böyle geçti, birkaç gün sonra hemşireler, oksijen maskesini kaldırır kaldırmaz yine aynı tartışmalar başladı, kadın taburcu olmak istiyordu ama erkek bunu istemiyordu.
Günler aynı şekilde geçiyordu, her akşam adam köydeki evlerini arıyordu, aynı yükse sesle aynı sözleri tekrarlıyordu.
Bir akşam adam telefonla konuşurken ben de koridorda yürüyordum, yine aynı şeyleri söylüyordu “hayvanların durumu nasıl? Yakında eve döneceğiz” filan, ama adamın yanından geçerken bir de ne görsem, telefonda kart yoktu, Adam kendi kendine konuşuyordu.
Şaşkın şaşkın birazda sinirli, adama bakınca, adam bir şey söylememem için eliyle beni uyardı, telefonla konuşuyor gibi yapmaya devam etti, konuşması bitince beni koridorun sonuna götürdü ve yavaşça neden böyle yaptığını bana anlattı.
“Lütfen eşime bir şey söylemeyin, eşimin ameliyat masrafını karşılamak için hayvanları sattım ama o bilmesin diye, işte her akşam böyle telefonla konuşuyor gibi yapıyorum.”
İşte o zaman, yüksek sesli telefon konuşmaların sebebini anladım, daha doğrusu bu çiftin birbirine olan sevgisini anladım, romantik oyunlardan uzak, yeminlere gerek duymayan çiçeksiz temiz bir aşk, iki kalbin gerçek bağlılığı işte budur dedim.
Alıntı...