ENKOPRASİS (DIŞKI KAÇIRMA) :
Çocuğun kakasını tutma ve bırakma işlevini kontrol edebileceği yaşa gelmiş olmasına karşın, istemli ya da istemdışı olarak kakasını uygun olmayan yerlere bırakma ile belirlenen bir bozukluktur. Çocuk, hiç kontrol geliştirmemişse, birincil enkopresis; en az bir yıl kontrol edebildikten sonra, kakasını kaçırma başlamışsa, ikincil enkopresis denir. Genellikle gündüz uyanıkken daha sık olur.
İkincil enkopresis, 4-8 yaşları arasında başlar. Ülkemizde oldukça sık görülen bir bozukluktur. Erkeklerde kızlardan üç defa daha sık görülmektedir (Öztürk, 1969, s.387).
Enkopresis tanısının konulabilmesi için, istemsiz ya da amaçlı olarak, yineleyen bir biçimde dışkının uygunsuz yerlere yapılması en ez 3 ay süreyle, ya da en az bir kez böyle bir olayın olması. Takvim yaşının en az 4 olması veya eşdeğer bir gelişim düzeyinde olması göz önüne alınmıştır. (D.S.M. IV).
Nedenleri :
Sözkonusu bozukluk, değişik şekillerde ortaya çıkmaktadır. Yetersiz tuvalet eğitimi verilmemesi ya da bu eğitime yeterli yanıt alınamaması şeklinde olabilir. Bu durumda bağırsak kontrolü hiç kazanılmamıştır. İkinci şekilde ise ruhsal bir bozukluğa bağlı olarak, fizyolojik bağırsak kontrolü anormal olmasına karşı bir isteksizlik, direnç ve başarısızlık vardır. Fizyolojik olarak dışkıyı tutamamanın sonucu ortaya çıkan son durumda ise, bağırsak içeriğinin birikmesine bağlı olarak kaçırma ve uygunsuz yerlere dışkılama, görülebilir (Güleç, 1998, s.1162).
Enkopresisin ortaya çıkışında barsak işlevlerinde yapısal bir bozukluk olabileceği gibi, tuvalet eğitiminin yanlış verilmesi ve psiko-dinamik etkenler etkili olmaktadır. Tuvalet eğitimine erken başlanılan çocuklarda enkopresis görülebilmektedir. Çünkü, yeterli kas gelişimi olmadığı için bu durumu çocuk engelleyemez. Ayrıca aşırı disiplin uygulayan anneye karşı, bir tepki şeklinde de ortaya çıkabilmektedir (Öztürk, 1994, s.439).
Başka türlü dışa vuramadığı saldırganlık duygularını bu yolla ifade ediyor olabilir (Öztürk, 1969, s.387).
Yeni bir kardeşin doğumu, anneden ayrılık, korkutucu olaylar hastaneye yatış, anaokuluna gidiş gibi tedirgin edici durumlar, çocukta bir gerilemeye yol açar. Bu çocukların, annelerinin, temizlik ve titizliğe önem verişleri ve cezalandırıcı tutumları özellikle dışkılamada belirgindir. Dışkıların çocuğun annesiyle arasındaki bozuk ilişkiyi gösteren bir durum olarak da değerlendirilebilir (Yörükoğlu, 1983, s. 250).
Tedavisi :
Enkopresis, çocuğu utandıran, benlik saygısını zedeleyen, sosyal yaşamını, arkadaş, aile ilişkilerini bozan bir belirti olduğundan tedavi büyük önem taşır (Öztürk, 1969, s.387).
Çocuk, hangi nedenle olursa olsun, altını pisletmeye başlarsa, bunun bir alışkanlık haline gelme olasılığı, vardır. Bu duruma sert tepki göstermek, sorunu artırır ve bir kısır döngüye neden olur. Bununla birlikte, ilk evrelerde sadece sorunun kaynağındaki fiziksel nedeni, tedavi etmek yeterli olabilir. Altını pisletmeyi sürdüren çocuklar için izlenebilecek bazı öneriler aşağıda verilmiştir (Çoc. Büy. ve Gel., s.78).
Okul durumuna göre, sabahçı ise öğleden sonra, öğlenci ise sabahleyin kakası gelsin gelmesin tuvalete oturması ve kakasını yapıncaya kadar beklemesi, gerekirse bunu günde bir kaç tekrarlaması; ancak kakasını yapmamışsa, başka bir şey (oyun, ders, yemek gibi) yapmaması istenir. Bir hafta-10 günlük takvim tutup, her günkü durumu not etmesi ve tekrar etmesi istenir. Dışkısını tutabildiği günlerin sayısı artmışsa, kendisi ile oyun oynanır. Uygun biçimlerde ödüllendirilir (Öztürk, 1969, s.388).
Çok lifli diyet veya yumuşatıcı ilaçlar kullanılarak çocuğun bağırsaklarını mümkün olduğu kadar boşalttığından emin olun. Kabızlık çeken veya bağırsakları çok dolu olan bir çocuğun bu sorunu aşması zordur. Altını pisleten çocuklar, kirli iç çamaşırını temizlemelidir. Bu bir, ceza olmayıp, sorunun daha çok farkına varmalarına ve bundan kurtulmak için daha istekli olmalarına yardımcı olmanın bir aracıdır. Altını pisleten çocuklar, temizleme işini sıkıcı buldukları için konuya duyarlı olmayı öğrenirler.
Başarının fazlasıyla ödüllendirilmesi, altını pisleten çocuklarda kolayca gelişen, güvensizlik ve başarısızlık duygularını engellemede yardımcı olacaktır (Çoc. Büy. ve Gel. S.79).
Tıbbi müdahale, uygun bir rejim ile birlikte dışkının kontrolü için lavman, laksatif ve fitil kullanarak, feçes ile doğrudan fiziksel kontrolü sağlamaya çalışılır (Yavuzer, 1997, s.257).
Çocukları, küçük yaşlarından itibaren, temizliğe alıştırmak ve bu işi ölçülü ve planlı bir şekilde yapmak, çocuğun karakterine ters bir istikamet vermemek için büyük bir sabırla çalışmak, çocuğun özelliklerine göre en doğru tedbirleri almaya dikkat etmek gerekir (Aytuna, 1976, s.230-233).
Altını pisletme 4 yaşından sonra her çocuk için çok ürkütücü bir sorundur ve ciddi olabilecek duygusal sonuçlarının önlenmesi için etkin bir tedavi gerektirir. Tedavi sağlanmazsa, kolaylıkla psikolojik sarsıntıya yol açabilir. Bu nedenle bir uzmanın yardımına başvurmakta gecikmemelidir (Çoc. Büy. ve Gel., s.79).
Çocuğun kakasını tutma ve bırakma işlevini kontrol edebileceği yaşa gelmiş olmasına karşın, istemli ya da istemdışı olarak kakasını uygun olmayan yerlere bırakma ile belirlenen bir bozukluktur. Çocuk, hiç kontrol geliştirmemişse, birincil enkopresis; en az bir yıl kontrol edebildikten sonra, kakasını kaçırma başlamışsa, ikincil enkopresis denir. Genellikle gündüz uyanıkken daha sık olur.
İkincil enkopresis, 4-8 yaşları arasında başlar. Ülkemizde oldukça sık görülen bir bozukluktur. Erkeklerde kızlardan üç defa daha sık görülmektedir (Öztürk, 1969, s.387).
Enkopresis tanısının konulabilmesi için, istemsiz ya da amaçlı olarak, yineleyen bir biçimde dışkının uygunsuz yerlere yapılması en ez 3 ay süreyle, ya da en az bir kez böyle bir olayın olması. Takvim yaşının en az 4 olması veya eşdeğer bir gelişim düzeyinde olması göz önüne alınmıştır. (D.S.M. IV).
Nedenleri :
Sözkonusu bozukluk, değişik şekillerde ortaya çıkmaktadır. Yetersiz tuvalet eğitimi verilmemesi ya da bu eğitime yeterli yanıt alınamaması şeklinde olabilir. Bu durumda bağırsak kontrolü hiç kazanılmamıştır. İkinci şekilde ise ruhsal bir bozukluğa bağlı olarak, fizyolojik bağırsak kontrolü anormal olmasına karşı bir isteksizlik, direnç ve başarısızlık vardır. Fizyolojik olarak dışkıyı tutamamanın sonucu ortaya çıkan son durumda ise, bağırsak içeriğinin birikmesine bağlı olarak kaçırma ve uygunsuz yerlere dışkılama, görülebilir (Güleç, 1998, s.1162).
Enkopresisin ortaya çıkışında barsak işlevlerinde yapısal bir bozukluk olabileceği gibi, tuvalet eğitiminin yanlış verilmesi ve psiko-dinamik etkenler etkili olmaktadır. Tuvalet eğitimine erken başlanılan çocuklarda enkopresis görülebilmektedir. Çünkü, yeterli kas gelişimi olmadığı için bu durumu çocuk engelleyemez. Ayrıca aşırı disiplin uygulayan anneye karşı, bir tepki şeklinde de ortaya çıkabilmektedir (Öztürk, 1994, s.439).
Başka türlü dışa vuramadığı saldırganlık duygularını bu yolla ifade ediyor olabilir (Öztürk, 1969, s.387).
Yeni bir kardeşin doğumu, anneden ayrılık, korkutucu olaylar hastaneye yatış, anaokuluna gidiş gibi tedirgin edici durumlar, çocukta bir gerilemeye yol açar. Bu çocukların, annelerinin, temizlik ve titizliğe önem verişleri ve cezalandırıcı tutumları özellikle dışkılamada belirgindir. Dışkıların çocuğun annesiyle arasındaki bozuk ilişkiyi gösteren bir durum olarak da değerlendirilebilir (Yörükoğlu, 1983, s. 250).
Tedavisi :
Enkopresis, çocuğu utandıran, benlik saygısını zedeleyen, sosyal yaşamını, arkadaş, aile ilişkilerini bozan bir belirti olduğundan tedavi büyük önem taşır (Öztürk, 1969, s.387).
Çocuk, hangi nedenle olursa olsun, altını pisletmeye başlarsa, bunun bir alışkanlık haline gelme olasılığı, vardır. Bu duruma sert tepki göstermek, sorunu artırır ve bir kısır döngüye neden olur. Bununla birlikte, ilk evrelerde sadece sorunun kaynağındaki fiziksel nedeni, tedavi etmek yeterli olabilir. Altını pisletmeyi sürdüren çocuklar için izlenebilecek bazı öneriler aşağıda verilmiştir (Çoc. Büy. ve Gel., s.78).
Okul durumuna göre, sabahçı ise öğleden sonra, öğlenci ise sabahleyin kakası gelsin gelmesin tuvalete oturması ve kakasını yapıncaya kadar beklemesi, gerekirse bunu günde bir kaç tekrarlaması; ancak kakasını yapmamışsa, başka bir şey (oyun, ders, yemek gibi) yapmaması istenir. Bir hafta-10 günlük takvim tutup, her günkü durumu not etmesi ve tekrar etmesi istenir. Dışkısını tutabildiği günlerin sayısı artmışsa, kendisi ile oyun oynanır. Uygun biçimlerde ödüllendirilir (Öztürk, 1969, s.388).
Çok lifli diyet veya yumuşatıcı ilaçlar kullanılarak çocuğun bağırsaklarını mümkün olduğu kadar boşalttığından emin olun. Kabızlık çeken veya bağırsakları çok dolu olan bir çocuğun bu sorunu aşması zordur. Altını pisleten çocuklar, kirli iç çamaşırını temizlemelidir. Bu bir, ceza olmayıp, sorunun daha çok farkına varmalarına ve bundan kurtulmak için daha istekli olmalarına yardımcı olmanın bir aracıdır. Altını pisleten çocuklar, temizleme işini sıkıcı buldukları için konuya duyarlı olmayı öğrenirler.
Başarının fazlasıyla ödüllendirilmesi, altını pisleten çocuklarda kolayca gelişen, güvensizlik ve başarısızlık duygularını engellemede yardımcı olacaktır (Çoc. Büy. ve Gel. S.79).
Tıbbi müdahale, uygun bir rejim ile birlikte dışkının kontrolü için lavman, laksatif ve fitil kullanarak, feçes ile doğrudan fiziksel kontrolü sağlamaya çalışılır (Yavuzer, 1997, s.257).
Çocukları, küçük yaşlarından itibaren, temizliğe alıştırmak ve bu işi ölçülü ve planlı bir şekilde yapmak, çocuğun karakterine ters bir istikamet vermemek için büyük bir sabırla çalışmak, çocuğun özelliklerine göre en doğru tedbirleri almaya dikkat etmek gerekir (Aytuna, 1976, s.230-233).
Altını pisletme 4 yaşından sonra her çocuk için çok ürkütücü bir sorundur ve ciddi olabilecek duygusal sonuçlarının önlenmesi için etkin bir tedavi gerektirir. Tedavi sağlanmazsa, kolaylıkla psikolojik sarsıntıya yol açabilir. Bu nedenle bir uzmanın yardımına başvurmakta gecikmemelidir (Çoc. Büy. ve Gel., s.79).