Bilindiği üzere çocuk, ilköğretim devresine, bazen onu da aşacak daha ileri bir seviyeye kadar ibadet ü taatle mükellef değildir. Binaenaleyh, o, bu dönemde namazında, orucunda ve sair dinî vecibelerinde yaptığı kusurlardan ötürü tedip edilmez; edilmemeli ve hele asla itap görmemelidir.
Ancak, şu da bilinmelidir ki, henüz mükellef olmadığı bu devrede, ona anlattığımız şeylerin hiçbirisi, ömür boyu onun hatırından, kafasından, kalbinden çıkmayacaktır. Onlara karşı kadirşinaslığımız da bu ölçüde pekiştirilmesi gereken bir husustur.
Evet, çocuklarımızın kadirşinas olmalarına dikkat etmemiz çok önemlidir. Onlar, kendilerine gelen ihsanları bilmeli, nimet karşısında Allah'a (cc) da, insanlara da mutlaka teşekkür etmelidirler. Kadirşinaslık hissi, sonraları daha da derinleşerek Allah'ın (cc) nimetleri karşısında onu, hep hamd ü sena eden biri ve insanlardan gördüğü iyilikler karşısında da müteşekkir biri hâline getirecektir.
Hatta zamanla kadirşinaslık, onun karakteri hâline gelecektir ve böylece her nimet karşısında içinden gelerek 'teşekkür ederim' diyebilecektir. Bu konuyla alâkalı diğer bir husus da, çocuğumuza, nimetleriyle bizi perverde eden Allah (cc) şefkatinin, Rahmâniyetinin ve Rahîmiyetinin anlatılmasıdır.
Allah'ın (cc) bizi nasıl beslediğini, baktığını, büyüttüğünü, bize nasıl sevgi verdiğini anlatacak ve 'O (cc) çok şefkatlidir, bizi korur, bütün belâlardan muhafaza, himaye ve vikaye eder.' diyerek çocuklarda O'na karşı güven, itimat ve sevgi hissini coşturmalıyız.
Hatta en küçük yavruların, dahası haşaratın, Allah'ın şefkatiyle, re'fetiyle, rahmetiyle beslendiğini uygun bir dille ona anlatarak Rabb'iyle münasebetini sağlama bağlamalıyız. Böylece, o nimetlere karşı onların o inkişaf etme sürecindeki vicdanları şükür hissiyle dolup taşacak ve o hâne âdeta bir şükür tezgâhı gibi işleyecektir.
Ancak, şu da bilinmelidir ki, henüz mükellef olmadığı bu devrede, ona anlattığımız şeylerin hiçbirisi, ömür boyu onun hatırından, kafasından, kalbinden çıkmayacaktır. Onlara karşı kadirşinaslığımız da bu ölçüde pekiştirilmesi gereken bir husustur.
Evet, çocuklarımızın kadirşinas olmalarına dikkat etmemiz çok önemlidir. Onlar, kendilerine gelen ihsanları bilmeli, nimet karşısında Allah'a (cc) da, insanlara da mutlaka teşekkür etmelidirler. Kadirşinaslık hissi, sonraları daha da derinleşerek Allah'ın (cc) nimetleri karşısında onu, hep hamd ü sena eden biri ve insanlardan gördüğü iyilikler karşısında da müteşekkir biri hâline getirecektir.
Hatta zamanla kadirşinaslık, onun karakteri hâline gelecektir ve böylece her nimet karşısında içinden gelerek 'teşekkür ederim' diyebilecektir. Bu konuyla alâkalı diğer bir husus da, çocuğumuza, nimetleriyle bizi perverde eden Allah (cc) şefkatinin, Rahmâniyetinin ve Rahîmiyetinin anlatılmasıdır.
Allah'ın (cc) bizi nasıl beslediğini, baktığını, büyüttüğünü, bize nasıl sevgi verdiğini anlatacak ve 'O (cc) çok şefkatlidir, bizi korur, bütün belâlardan muhafaza, himaye ve vikaye eder.' diyerek çocuklarda O'na karşı güven, itimat ve sevgi hissini coşturmalıyız.
Hatta en küçük yavruların, dahası haşaratın, Allah'ın şefkatiyle, re'fetiyle, rahmetiyle beslendiğini uygun bir dille ona anlatarak Rabb'iyle münasebetini sağlama bağlamalıyız. Böylece, o nimetlere karşı onların o inkişaf etme sürecindeki vicdanları şükür hissiyle dolup taşacak ve o hâne âdeta bir şükür tezgâhı gibi işleyecektir.