çocuklarin başarisi için...

vera'

Well-known member
Çocuğumuzun başarısını etkileyen en önemli nedenlerden bi­risi, ailenin yaşantı ortamı ve tutumudur. Çocuklarımız adına ya­pacağımız kimi küçük özveriler, onları başarılı yapacak ve mutlu kişiler olarak topluma katılmalarını sağlayacaktır.

Çocuğunuz okuldan döndüğü zaman onu karşılayan birisi olmalı evde. Okuldan getirdiği sevinç ve üzüntü duygularını pay­laşacak birisi… Okula giderken de onu uğurlayan birisi ya da biri­leri bulunmalı. Çocuğunuzu çok sevin ve sayın ki o da sizlere ve diğer insanlara karşı sevgi ve saygı duyabilsin.

Çocuklarımızın devlete ve topluma olan saygı duygusu ailede doğar, okul boyunca gelişir. O nedenle çocuklarımızın yanında tanı­dıkları, arkadaşları, öğretmenleri çekiştirmemeliyiz. Çocuklarımız, öğretmenlerinden ya da okuldan yakındıkları zaman, yakınmala­rının derinleşmesine fırsat vermemeliyiz. Onlara kimi gerçekleri açıklayabiliriz: “Her öğretmen, her çocukla yeteri derecede ilgilenemeyebilir. Okul, herkesin istediği düzene girmez. Biz okul düzenine uymalıyız…” Göreceksiniz, çocuklarınız kısa zamanda olumlu yolları araştırıp bulmaya çalışacaklardır.

Çocuğunuzun evde rahatça derse çalışabilmesi için, olanak ve yer hazırlayın.Durumunuz elverirse, masa ve iskemle alın. Ayrıca çalışma odası düzenleyin. Çantasını, odasındaki kitaplığını, yatağını kendisi düzeltsin. Git gide bu işlere alışsın. Çocuğunuz dersleri ile ilgili sorular sorduğunda, bilginiz düzeyinde yanıtlayın. Bilmedik­lerinizi açıkça belirtin. Nerelerden yararlanabileceği hakkında yol gösterin. Kendi bildiklerinizi çocuklarınıza öğretmeye çalışmayın.

Çocuğunuz dilemediği sürece, onunla yanyana oturup ders çalışmak onu sıkar. Çocuğun yaşantı ve öğrenme merkezi, okul-bütünü olmalıdır. Ev çalışmaları, okul çalışmalarına yardımcı ol­malıdır. Çocuklarımız, okul programına ve okul yaşantısına uyma isteği içerisine girerlerse, tüm fizik ve psikolojik güçlerini okul başarısı doğrultusunda kullanacakları için başarıları sürekli olur.

Çocuğunuzun okul yönünden olan tüm dileklerini yerine ge­tirmeye çalışın. Bu dilekler, size çok geliyorsa; okul yönetimi ile aile arasında çocuğunuzu aracı olarak kullanmayın. Onun yanında yakınmayın. Doğruca okul yönetimi ile görüşün. Düşüncelerinizi onlara açıklayın. Böylece okul yönetimine de yardımcı olursunuz.

Çocuklarınızın, okul programlarını başarı ile yürütmesinde ev­deki yaşamı önemlidir. Bu yönden aileye çeşitli özveriler düşmek­tedir: Çocuklarımız, tek başına evde kalmak istemezler. Ailenin gece yaşantısı çoksa çocukların yararına bunu azaltmalıdır. Söz gelimi; haf­tada dört gece dışarı çıkan aile ya da her akşam kahveye giden baba. bunu haftada ikiye ya da bire indirebilmelidir. Çocuklarımızın giyim ve harçlığı, arkadaşlarının derecesinden aşağı düşürülmemeli; yukarıda çıkarılmamalıdır. Bir başka deyişle; çocuklarımızın savruk olma­ması için, onlara fazla harçlık vermeyelim. Ama arkadaşları arasındaki yerini bulabilmesi için, harçlıksız da bırakmayalım.

Ailenin mutluluğu, çocuğa psikolojik güven verir ve başarısı”: artırır. Çocuklarımızın yanında tartışma yapılmamalıdır. Anlaş­mazlıklar olursa onlardan uzakta çözmeye çalışılmalıdır. Çatlak top­raklarda nemsiz kalmış ağacın yemişi ne ise, geçimsiz ailenin çocuğu da o duruma düşer.

Çocuklarımız, kardeşi ya da aileden biriyle anlaşmazlığa dü­şer, tartışmaya girer, kavga yapabilir. Bu durumlarda araya başkas: girmesin. Konu iki kişi arasında sonuçlansın.

Aileden biri çocuğa sert davranırken diğeri yumuşak dav­ranmaya yeltenirse çocuğun kişiliği dengeli gelişemez. Çift yönlü davranış çocuğu yalancılığa ve ikiyüzlülüğe iter. Kendine güvenini azaltır ve başarısını düşürür.

Ancak burada önemli bir konuya değinmeden geçemeyeceğim: Umulmadık bir zamanda, eşlerden birisi (örneğin baba) çocuğa sert bir çıkışta bulunabilir. Böyle bir durumda ana, çocuğa arka çıkmamalı. Olumlu yorumlarla konuyu açıklama yoluna gitmeli. Böylece çocuğun. anlayışlı bir davranış içine girmesine yardımcı olunur. Konunun tartışması ayrıca aile içindeki uyumlu yöntemlerle ileride yapılabilir.


ANA İLE ÇOCUK
Bebek doğar doğmaz, çevrenin farkına varır, ana ile çocuk arasındaki-bağ, ilk 24 saat içinde kurulur. Ana, yeni doğan bebeği kucağına alıp okşarsa bebek sevildiğini anlar.

Kişiliğin oluşmasında, üçüncü yaşa kadar olan dönem önem­lidir. Kişiliğin oluşması altıncı yaşa kadar sürer, bu yaşlarda çocukla en çok ilgi kuran anadır. Bu nedenle çocuğun tüm benliğini etki­leyen en önemli kişi

Evli olan her kadın; önce bir eş, sonra da çalışan bir kişidir. Çocuğu olan bir kadın ise önce ana sonra eş, daha sonra da çalışan bir kişidir. Analık görevi, eşlikten, ete, çalışmaktan da önde gelir.
Anada bir yaşatıcılık ve yaratıcılık gücü vardır, ananın üstünlüğü, çocuklarına karşı olan engin sevgisi içinde saklıdır. Çocuklarına yeterli sevgiyi vermeyen bir kadın ne ana, ne eş ola­bilir. Olsa olsa erkeğe ortak bir kişi olur.

Ailenin kutsallığı analık duygusu içinde saklıdır. Yeni evli eşler arasında aile duygusu kökleşmedikçe, çocuk1 istenmemelidir. Çünkü analık zordur yorucudur, yıpratıcıdır. Tüm yaşamını çocuk­larına ve eşine adamayı göze alabilenler ana olmalıdırlar.

Çocuk yapmak kolaydır. Önemli olan ise onu yetiştirmektir, ana sergisine doyamayan çocuklar, topluma zararlı kişiler olarak yetişirler. Şımarıklık, inatçılık, bencillik, tembellik, yalancılık, kırı­cılık vb. duygusal bozuklukların nedenleri ana sevgisi eksikliğinden olmaktadır. Özgür, mutlu ve başarılı kişiler, kaynağı tükenmeyen, engin ana sevgisinin besleyici ve yaratıcı sıcaklığı içinde yetişirler. Bu nedenle analık, insanlığın ve kadınlığın en üstün aşamasıdır.


BABA İLE ÇOCUK
Ana kadar, babanın uyana kaynağı olması da önemlidir. Çünkü top­lumda iki cins insan vardır: Kadın ve erkek. Bu iki cins tarafından da ye­terince uyarıcı alabilen çocuk, topluma olumlu uyum gösterebilir. O ne­denle çocuk, kendine en yakın kadından analık, en yakın erkekten de babalık sevgisini atarak gelişir.

Ne var ki ülkemizde babaların çoğu çocukları ile ilgilenmezler. Çoğu da çocuğun yetiştirilmesini anaya bırakmışlardır. Çocuğun eğitiminden anayı sorumlu tutanlar da vardır. Kaldı ki, çocuğun dengeli bir kişilik ka­zanmasında, ana kadar babanın da yeri önemlidir.

Bir erkek çocuk, sevmediği kişiye benzemek için özenmez. Baba, çocukla ilişkilerinde sabırsız davranırsa o çocuk, tüm erkeklerin karşısında huzursuzluk duyacaktır. Erkeklerle birarada bulunmaktan rahatsız olan erkek çocuk da daha çok anaya yaklaşarak kadınsı davranışları benim­seyecektir.

Erkek çocukla oyunlar düzenleyerek onunla arkadaş olmalıdır baba. Oyunlarda onu utandırmamalıdır. “Benim gibi erkek adam olsun” gibi ta­bansız düşüncelerle kendi istediği oyun ve davranışlara yönlendirmemelidir çocuğu, önemli olan erkeklik-dişilik değil, “Mertliktir.”

Baba, çocukla oynarken şiddetten kaçınmalıdır. Eğer baba, oyunda kurt olup ulursa çocuk bunu gerçek gibi görür ve “KURT BABA” çocuğun düşüne girer. Oyunlar sakin ve doğal olmalıdır. Gerek oyun içinde, gerekse diğer tüm ilişkilerde, çocukla asla alay edilmemelidir.


GELİŞME ORTAMI
Bitkiler doğanın birer parçalarıdır. Çocuklar da doğanın birer parçalarıdır. Çocukların olumlu ya da olumsuz yetişmeleri, içinde bulundukları ve geliştikleri ortamın durumuna bağlıdır.

Bitki yetiştiren bir çiftçi; hiç bir zaman yetiştirdiği bitkilerin biçimi, dalı, yaprağı üzerinde durmaz. Bitkilerin birbirlerine ya da öteki bitkilere benzeyip benzemediği üzerinde de durmaz. Onun tek düşüncesi, bitkinin bol ürün vermesidir. Bu nedenle toprağı işler. Gereğince gübreler. Yabancı otlardan temizler. Hastalıklara karşı ilaç verir. Zamanında ölçülü olarak budama yapar. Ölçülü ola­rak su verir. Becerebildiğince doğal yıkımlara karşı önlem alır. Hava durumu da uyumlu olursa bol ürün alır çiftçi.

Komşunun ağacı bol yemiş veriyorsa kendi ağaçlarının da on­lara benzemesi için zorlamaz. Sağa sola, aşağı yukarı asılmaz. Dal­lan, filizleri sıkıştırmaz. Ancak ağaçların bol ürün vermesini sağlayıcı önlemler almakla yetinir. Tarlayı işlemede, gübreleme ve ilaçlamada, sulamada, budamada bir yanlışlık (Azlık çokluk) olup olmadığını düşünür, ölçer. Bir başka deyişle bitkilerinin daha bol ürün vermesi için ortam hazırlar.


SEVGİNİZİ ESİRGEMEYİN
Aile içinde sevgi ortamının doğması, öncelikle karı-kocanın karşılıklı sevgi ve saygısına bağlıdır. Bu ortam doğmamışsa çocuk­larda çeşitli psikolojik bozukluklar oluşabilir. Bir başka deyişle, büyükbaba ve büyükannenin hastalıkları torunlarında da görülebilir. Her bireyin ve her ailenin zayıf yönleri olabilir. Eğitim, bireydeki zayıf yönleri bulup eğiterek yeni ve güçlü kişilikler yaratmaya ye terlidir. Çeşitli sorunları olan çocukların düzelmelerinde, uygula­yabilenler için eğitim, sihirli bir çubuktur.

Çocuklarda görülen başarısızlıklar çoğu kez sevgi azlığından doğmaktadır. Okullarımızdaki uyumsuz çocukların gıdaya mı, yoksa sevgiye mi daha çok gereksinimleri olduğunu ölçebilsek; sevgi açlığının daha çok olduğunun görürüz. Gıda yetersizliğinin çocuğa zararı zamanında görülebilir. Ama sevgi yetersizliğinin zararı yıllarca sonra or­taya çıkar. Gıdası eksik olan bir çocuğun kimi becerilerinde belki az gelişme olabilir. Ama yetiştiği zaman, toplumun çeşitli kesimlerinde eğitim derecesine göre yararlı hizmetler yapabilir. Ancak sevgi azlığı içinde büyüyen bir çocuk, toplumun hangi kesiminde görev alırsa alsın, topluma yararlı çalışmalarda bulunamaz.

Çocuk ne denli beslenirse Beslensin, sevgi yokluğu içinde büyürse benliği gelişemez. Kişiliğinde boşluklar olur. Çevresine ve topluma ayak uyduramaz. Büyüdüğünde pek çok davranış bo­zuklukları gösterir. Çocuk bakımevlerinde, geçimsiz ve yıkılmış ai­lelerde büyüyen çocukların kişiliklerinde çeşitli uyumsuzluklar görülür. Söz gelimi çekingen, heyecanlı, kibirli, şımarık, kararsız ve duygusal olabilirler.

Çocuğun bedenindeki eksiklikler giderildiği zaman, zekasında gelişme görülür. Örneğin; çocuklardaki solucan tedavisi, zekanın çalışmasını olumlu yönde etkiler. Ancak bu demek değildir ki çocuğun sağlığının iyi olması zekayı artırır. Çocuğun sağlığının iyi olması, zekasının normal çalışmasını, gerilememesini; çocuğun gereksinimi olan sevgiyi alması da zekasının normal çalışmasını, ge­rilememesini sağlar.


ALNTI
 

AMİNE

Well-known member
Çocuğunuz İçin Yapabileceğiniz Bazı Fedakarlıklar

Sayın Veli; Anne yada baba olmak, insan hayatının en önemli aşamalarından biridir.
Her anne baba bu işlevi yerine getirirken çocuğunun tüm ihtiyaçlarını karşılamak ister.
Günümüzde anne babalar çocuklarının yetiştirilmesine daha da özen göstermektedirler.
Bu özen,beden sağlığında olduğu kadar;ruh sağlığında da görülmektedir.
Anne babalar bilmektedirler ki çocuklarının kişiliğinin oluşmasında kendilerinin payı çok büyüktür.
Anne baba olmanın okulu yoktur denir,bu iş bir beceri,bir sanat işidir.
Ancak çocuk yetiştirmenin bilimsel ilke ve yöntemleri vardır.Bu ilkeler çoğunlukla evrenseldir.
Çağdan çağa bazı değişmeler gösterse de, temeldeki ilkeler büyük bir değişime uğramamaktadır
Çocuklarımızı yetiştirip geliştirirken, onları ayrı bir kişilik geliştiren bireyler olarak görmeden, sözlerine kulak vermeden, davranışlarının anlamı ve nedenleri üstünde düşünmeden iyi tanıyamaz ve sağlıklı biçimde yetiştiremeyiz.
Çocuğumuzun gelişimini ve başarısını etkileyen en önemli faktörlerden biriside anne baba tutumu ve yaşama şartlarıdır.
Bu konuda çocuklarımız adına yapabileceğimiz küçük fedakarlıklar onların başarılarını devam ettirebileceği gibi, mutlu bireyler olarak topluma katılmalarını da sağlayacaktır.
Çocuklarımız adına yapabileceğimiz bu küçük fedakarlıkları şu şekillerde ifadelendirebiliriz:
1.Çocuğunuz okuldan döndüğü zaman, evimizde onu karşılayacak birisi olmalı,okuldan getirdiği sevinç ve üzüntü duygularını paylaşacak birisi mutlaka olmalıdır.
2.Çocuğunuzu sevin ve ona değer verin ki oda sizlere ve diğer insanlara karşı sevgi ve saygı duyabilsin.
3.Çocuklarınızın yanında tanıdıkları,arkadaşları, öğretmenleri, akrabaları aleyhinde konuşmayın.
4.Çocuğunuz okuldan veya öğretmenlerinden yakındığı zaman,yakınmalarının derinleşmesine fırsat vermeyin. Ona kimi gerçekleri açıklayın.Her öğretmenin iyi insan olamayacağı,her öğrenciyle eşit derecede ilgilenemeyeceği v.b.
5.Çocuğunuza evde rahatça çalışabilmesi için olanak verin,yer hazırlayın.
6.Çocuğunuza sorumluluk verin,çantasını,odasındaki kitaplığını,giysi dolabını,yatağını kendisi düzeltsin.
7.Çocuğunuz derslerle ilgili soru sorduğunda bilginiz ölçüsünde yanıtlayın, bilemediğiniz sorular varsa açıkça belirtin. 8.Çocuğunuzun okulla ilgili isteklerini yerine getirmeye çalışın.Bu istekler size çok geliyorsa,okul yönetimi ile aile arasında çocuğunuzu araç olarak kullanmayın, onun yanında bu konularda yakınmayın,doğru okula giderek yetkililerle görüşün.
9.Ailenin mutluluğu çocuğa haz ve mutluluk verir,başarısını artırır. Çocuklarınızın yanında tartışma yapmayın,anlaşmazlıklar olursa çocuklarınızdan uzak yer ve zamanda çözmeye çalışın.Kökü çatlak topraklarda, nemsiz ve besinsiz kalmış ağacın meyvesi ne ise, geçimsiz ailenin çocuğu da o duruma düşer.
10.Çocuğunuza ihtiyacı kadar harçlık verin, diğer kardeşleri ve okul arkadaşları ile kıyaslamayın ve okula devamını takip edin.
 

AMİNE

Well-known member
Kumarhaneler sanal aleme taşındı
Türkiye’de yasaklandığı için internete taşınan kumarhaneler, birçok siteye reklam vererek yeni müşteriler buluyorlar. Çarkıfelek tabir edilen, televizyonlardan aşina olunan renkli oyun alanları reklamlarda kullanılarak ziyaretçiden “tık”lanması isteniyor. Bağımlılarına zahmetsiz kumar oynama ortamı sunan sanal kumarhaneler yeni bağımlılar üretmek için çırpınıyor. Sivil toplum kuruluşları tarafından da bu felakete zaman zaman dikkat çekiliyor. Ancak yetersiz. Ankara Ticaret ve Sanayi Odası’nın hazırladığı rapora göre, milyonlarca Türk, sanal kumarhanenin kapılarından tıklayarak giriyor. Evde ya da internet kafede oturup, yalnız ya da arkadaşlarıyla, zaman zaman da ebeveynleriyle sanal kumarhanenin kapısını tıklayan Türkler; 21, Rulet, Poker gibi oyunlar oynayabiliyor. Dünyanın dört bir yanındaki futbol, basketbol, at yarışı, boks, tenis maçları için iddiaya girebiliyor. Kumar sitelerinin büyük çoğunluğu yurtdışı kaynaklı. Ancak Türk pazarının büyüklüğü yabancı bahis ve kumar şirketlerinin iştahını kabartıyor. Siteler birbiri ardına Türkçeye geçiyor. Türkçe bahis ya da kumar oynatan sitelerin sayısı artık yüzlerle ifade ediliyor. Türkiye’de internet üzerinden kumar ve bahis oynayanların sayısı 1 buçuk milyonu buluyor. Milli Piyango İdaresi’ne göre Türkiye’de online kumarhanelerin yıllık cirosu 1 milyar dolara ulaşmış durumda. İngilizlerin Türkiye’de yaptığı bir araştırmaya göre ise bu rakam 5 milyar doları buluyor.
Kumar bağımlılarının yüzde 75’ini sanal ortamda kumar oynayanlar oluşturuyor. Sanal kumarhanelerde bilinenin aksine yalnızca erkekler oynamıyor. Rapora göre, bağımlılar arasında kadınlar ve çocuklar başı çekiyor. Çünkü bayanlar büyük oranda dışarıdaki kumarhanelere gidemiyor. Çocuklar ise merakla başlıyor. Birkaç kez bedava kumar oynayan gençler, sonunda paralı kumarın pençesine düşmekten kurtulamıyor. Bedava oyunların bağımlılık yaparak kumar hastalığına dönüşebileceğini düşünemeyen ebeveynlerin, çocuklarının bu sitelerde dolaşmasına izin verdiklerine, kimi zaman birlikte oynadıklarına raporda dikkat çekiliyor. Bazı siteler 18 yaşın altındaki çocukları kabul etmediğini söylüyor; ancak tıpkı sigara paketlerinin üzerinde yazılı olan “yasak” gibi göstermelik kalıyor. Hatta bazı siteler, ebeveynlerinin kredi kartını kullanmak koşuluyla kumar oynanmasına izin veriyor. Yine bazı sitelerde promosyon veriliyor, bonus dağıtılabiliyor. Örneğin 100 Euro depozit verenlere 30 Euro bonus kredi açılıyor.
Türkiye’de bir milyondan fazla internet kullanıcısı var
Milli Eğitim Bakanlığı’nın dizüstü bilgisayar kampanyasıyla 85 bin öğretmen bilgisayar sahibi oldu. Türk Telekom’un öğretmen ve öğrencilere yönelik yaptığı ADSL kampanyasıyla da 1 milyon abone sayısı aşıldı. Artık, birçok evde internete ulaşabileceğimiz, televizyon gibi 24 saat açık bilgisayarlar var. Eskiden normal modemle çevirmeli ağı kullanarak internete ulaşanlar ‘çok para yazmasın’ diye işlerini çabucak bitirip bağlantıyı keserlerdi. Şimdi ise ‘nasıl olsa ücreti sabit, açık bırakayım çoluk-çocuk rahatlıkla kullansın’ deniliyor. Hatta web kamera aracılıyla görüntülü olarak iletişim kurma, sesli görüşme ve sohbet etme kolaylaştığı için birçok kişi internet bağımlısı haline gelmeye başladı. Bütün dünyanın internetle tanıştığı, öğrencilerimizin okullarda bilgisayarla tanışıp internet kullandığı dönemde velilerin de bilgisayar kullanmayı öğrenmeleri zorunluluk haline geldi.
Filtre programınız var mı?
Zararlı içeriğe ve virüslere karşı filtre programlarıyla korunmak mümkün. Bu koruma yüzde yüz değilse de yüksek oranda güvenlik sağlayabiliyor. Uydu anteni kullanarak televizyon izleyenler, dekoder tercih ederken ‘çocuk kilidi’ olanları satın alarak çocuğun her kanalı izlemesinin önüne geçebiliyor. Bu uygulamanın benzeri internet için de mümkün. Site engelleme hem modemle hem de programlarla yapılabiliyor. Modemlere adres yazarak internet kullanıcısının girmesini engelleyebiliyorsunuz.
Ziyaret edilen sitelerin istatistiki bilgilerini tutan ve uygun görülen sitelere girilmesine izin veren e-filtre programı yapay zeka teknolojisiyle çalışmakta. İnternetten kısıtlı kullanımı efiltre.com adresinden indirip deneyebilir, sonra beğenirseniz satın alabilirsiniz.
4 milyon siteye girmeyi engelleyen programlar var
Eğer hem zararlı sitelere girmeyi önleyeyim, hem de virüslere, art niyetli kişilerin saldırısına karşı tedbirimi alayım diyorsanız internet güvenlik paketlerini tercih edebilirsiniz. Birçok anti-virüs programının zararlı sitelere karşı tedbiri var. Birkaçını inceleyip, beklentilerinize göre kararınızı verebilirsiniz. Bu güvenlik paketlerinden biri de Symantec’in Norton’un Internet Security programı. Virüslere ve hacker’lara karşı güvenli korumanın yanı sıra web sitesi sınırlama özelliği de var. Web sitesi sınırlaması ile çocuğunuzun internet erişimini kontrol altına alabilirsiniz. Türkçe siteleri de kontrol altına alan bu program 50-60 dolar civarından satılıyor. 4 milyon civarında zararlı site adresine girmenin engellendiği programın bir özelliği de sürekli güncelleniyor olması.
Siz şimdilik “İnternet güvenlik paketi ve ebeveyn filtresi almak istemiyorum. Modemle kısmi engelleme de işimi görür.” diyorsanız, birçok modem, kullanıcısının belirlediği adreslere girmeyi engellemeyebiliyor. ADSL modem markalarından Yaksu’nun Türkiye Teknik Müdürü Erhan Yazgan, “Modemler, adres filtrelemenin yanı sıra evde çalışanlar için ilave güvenlik desteği sağlamakta. Kötü niyetli bilgisayar korsanlarına karşı güvenliği korurken, bilgisayarınızın internette hangi uygulamaya müsaade etmesini istediğinizi belirlemenizde yardımcı olmakta.” diyor.
Bu tedbirleri almak da bazen gençlerin bilgisayarda uygunsuz sitelere girmesinin önüne geçmeyebilir. Onun için bilgisayarın çocuğun odası yerine en çok kullanılan oturma odasında olması da lüzumsuz kullanımın önüne geçecektir.
2010’da öğrencilerin tamamı internet kullanacak
Devlet Planlama Teşkilatı’nın Peppers&Rogers adlı danışmanlık kuruluşuna hazırlattığı rapora göre, Türkiye’nin büyük çoğunluğu birkaç yıl içinde internet kullanıyor olacak. Rapora göre internet kullananların oranı 2010 yılında yüzde 51, internet kullanan öğrencilerin oranı ise yüzde 96 olacak. Çalışanların yüzde 77’si, internete bağlı bulunan evlerin oranı yüzde 48, internetten alışveriş yapanların oranı yüzde 30’a yükselecek. Her dört kullanıcıdan biri güvenlik sorunuyla karşı karşıya kalacak.
Anne-babalar da bilgisayar kullanmayı öğrenmeli
Birçok kişi, bilgisayar kullanmaktan korkuyor. Özellikle yaşı kırkın üzerinde olanlar. Bilgisayar ve interneti yeni, genç nesle bırakıyorlar. Aile arasındaki konuşmalarda, “bizim çocuk iyi bilir” deyip geçiliyor. Ebeveynlerin bilgisayardan korkmaması lazım. Okur yazar olmayan bir ebeveyn, nasıl ki okula giden çocuğuna yardımcı olamayıp eziklik hissederse bilgisayar ve internet okur yazarı olmayan veliler de aynı ezikliği hissedebilmekte. Sorduğu sorulara cevap alamayan çocuk, bir süre sonra “annem-babam bu işten anlamaz” hissine kapılmakta. Artık o alanda bildiği gibi davranmakta. Kimseye karşı da sorumluluk hissetmemekte. Hatta bir süre sonra kendisinin daha bilgili olduğuna inanmakta. Bunun çözümü, bilgisayar kurslarına gitmekte. Bu eğitimi alabileceğiniz birçok eğitim kurumu var. Size en yakın halk eğitim kurslarına da müracaat edebilirsiniz. Eğer bilgisayar kullanım kursu yoksa bile talep üzerine açılabilmekte. Eşiniz, dostunuzla birlikte müracaat edip toplu halde eğitim alabilirsiniz.
Rahatsız edilmek istemiyorsanız her yere e-postanızı yazmayın
Birden fazla e-posta sahibi olmakta fayda var. Bazen program indirmek veya üye olmak zorunda kaldığınız sitelere çok kullanmadığınız e-posta adresinizi verebilirsiniz. Çünkü bazı siteler verdiğiniz adresi paylaşma yoluna gidiyorlar. Sonra size tanımadığınız kişi ve sitelerden lüzumsuz e-posta gelmeye başlıyor. Posta kutunuz sık dolmaya başladığı için de spam olarak isimlendirilen, istenmeyen e-postalardan kurtulmanın yollarını arıyorsunuz. E-posta tuzaklarından biri de “Lösemili hastaya yardım için lütfen bu e-postayı 10 kişiye gönderin” şeklinde gelen mailler. Bazı uyanıklar bu yöntemle e-posta adresleri toplayıp satıyorlar. Bunu size “elimizde binlerce e-posta adresi bulunmakta” şeklinde gelen adres pazarlama maillerinden görebilirsiniz.
ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER
1. Çocuklarınızla iletişim kurun. Pornografik spam, e-postalar gibi uygunsuz içeriğin zararları konusunda açık ve net konuşun.
2. Bilgisayarı çocukların odasından çıkarın. Herkesin ortak kullanım alanı olan bir odaya yerleştirin.
3. Sınırsız internetiniz olsa bile internet kullanımına sınır getirin.
4. Çocuklarınızın online alışkanlıklarını öğrenin. Müzik indirme, online oyunlar, msn gibi ne tür aktivitelere katıldığını bilin.
5. Spam’e engel olun. Bir spam filtreleme yazılımı ile çocuklarınızın rahatsız edici mesajlar almalarını engelleyin.
 

AMİNE

Well-known member
Çocuğunuz ergenlik çağına girdi
Ona nasıl yaklaşacaksınız?

Kolay değil. Ama imkansız da değil. Aşağıda bu konuda denenmiş ve başarıya ulaşmış bazı yöntemleri bulacaksınız.

Bir deneyin, söylemesi bizden. Ancak önce bir konuyu tekrar hatırlatıyoruz.

Aman siz onlar adına karar vermeyin. Sadece karar vermelerine destek, yardımcı ya da teşvik verici olun. Ana kurallar dışında demek istiyoruz tabi ki.

Arkadaş Kazanmalarına Destek Olun

Çevresindeki olumlu arkadaşlarla ilişki kurmasını destekleyin.

Arkadaşları ile yapabilecekleri faaliyetler konusunda çocuğunuzla birlikte fikir üretin.

Birlikte spor yapmalarına ya da sanatla ilgili aktivitelere katılmalarını sağlayın.

Arkadaşları ile birlikte yaratıcılık, samimiyet ve en önemlisi eğlenmelerini sağlayacak yollar bulmalarına yardımcı olun.

Çocuğunuzu Dinlemeye Özen Gösterin

Onunla normal şartlarda konuşamıyor musunuz?

Farklı bir mekanda -mesela- arabada ya da karanlıkta konuşmayı deneyin.

Gençler için, gözleriniz karsı karsıya olmadığı zaman açılmak daha kolaydır.

Bu püf noktasını unutmayın.

Eğer, onunla sevdiğiniz için konuştuğunuz hissini verebilirseniz, sevginizi karşılıksız verdiğinizi göstermeyi başarırsanız, size güvenecektir.

Konuşma sırasında size bir sırrını ya da çok özel bir düşüncesini iletmiş ise, ona sizin ayni yastayken yasadığınız benzer bir hikayeyi anlatın ama ders vermekten çok sizin benzer şeyler yasadığınızı ileten bir hikaye olsun.

Fiziksel Aktiviteler

Çocuğunuzun ilgilendiği fiziksel aktiviteyi öğrenin.

Bu sporlar, vücut geliştirmeye yönelik aktiviteler ya da dans dersleri olabilir.

Bu tür bir gruba/derslere katılmasını teşvik edin.

Fiziksel aktiviteler vücudunu ve ruhunu geliştirirken, kendine güven duymasını ve aklini gereksiz ayrıntılara takmasını engeller. (bu arada siz niye aynisini yapmıyorsunuz?)

Standartlar Belirleyin

Çocuğunuzun doğruları bulmasına yardımcı olmak üzere, kendisine ait standartlar belirlemesine yardımcı olun.

Size hayal ve geleceğe ait düşüncelerini anlatması için teşvik edin.

Kendi hedeflerini belirlemesinde yol gösterin ve onunla iddiaya girin.

Bu arada, alkol, uyuşturucular ve seks konusunda beklentilerinizi açıkça konusun.

Belirlenen standartları uygularken, karsılaşabileceği sorun ve çelişkileri birlikte gözden geçirin.

Unutmayın.. Sizin Yaşamınız Çocuğunuza Örnek Oluyor ..

Çocuklarınız, yasamayı bizzat sizden öğrenirler.

Eğer hayata pozitif bakıyorsanız, zihninizi açık tutuyor ve devamlı geliştirmeye çalışıyorsanız.

Muhtemelen çocuğunuz da öyle yapacak.

Bu nedenle ona kendi yaşamınızla örnek olun.

Uyuşturucu, Sigara, Alkol bağımlılıklarına karsı uyarın.

Ama ayni şekilde, basının ve günlük yasamın taşıdığı ucuzlukları da anlatın.

Birlikte bir şeyler yapmaya çalısın, mesela birlikte tatlı yemeye, bir müzeye, kısa bir geziye gidin.

Alacağınız hiçbir hediye, onunla vakit harcamanız kadar kıymetli değildir unutmayın.

Problemleri Çözme Yollarını Gösterin

Bir problemi varsa, onu anlaması için yardımcı olun.

Daha sonra da problemini çözmesi için plan yapmasına destek verin.

Çeşitli yollar gösterin, kendisine uygun yolu bulmasına yardim edin.

Kafasından olabilecek en kötü senaryoyu kurmasını ve bu durumda neler yapabileceğini düşünmesini önerin.

Çocuklarınızın problemleri karşılamaları ve çözmeleri için yol gösterin. Bu yolla yasama karsı beceri geliştirmelerine destek olun.

Kuş ve Arı Hikayelerini Boş Verin

Simdi çocuklar, sizin onun yasındayken bildiğinizden fazla şey biliyorlar.

Ama yine de muhtemelen merak ettiği pek çok şey vardır. Bir düşünün, ayni yastayken, annenizin ya da babanızın size ne söylemesini isterdiniz..

İste onları anlatın. Mesela seks konusundaki sapıklıklar konusunda ikaz edin. Arkadaşlarından yalan yanlış şeyler duyduğunda ne olduğunu biliyor olsun.

Problem Çözümüne Yardim Edin

Ergenlik Problemleri aslında 3 grupta sınıflandırılabilir.

*1. Başka birisi ile ilgili sorunlar - bir arkadaş ay da asık ile ayrılma / dargınlık

*2. Değişiklikler - Yeni bir okul, ailelerin boşanması vs.

*3. Hayatındaki eksiklikleri fark etmesi - yaşıtları ile anlaşamıyor olabilir

Onu problemlerini anlaması ve çözüm yollarını bir kağıda sıralaması için teşvik edin.

Sonra her bir çözümü artı ve eksileri ile tartısın.

En iyi kararı vermesi için seçenekleri tartısın.

Ve en önemlisi, kararı, sizin beklentiniz ile ayni olmasa bile onu destekleyin.

Ama asla onun adına karar vermeyin.

Yeteneklerini Ortaya Çıkarın

Çocuğunuza yapabileceğiniz en büyük yardim, yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı olmaktır.

Ona geçmişteki başarılarını, gözünüze çarpan özelliklerini anlatın.

Başkalarının önünde cesaretlendirin.

Önce sıkılmış gibi gözükebilir ama sizin bundan gurur duyduğunuzu fark edecektir.

Bu konuda onunla konuşarak yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olacak eğitim, gruplara katılmasını sağlayın.

Fark Yaratın

Çocuğunuza vakit ayırmak çok önemli.

Zaten hep beraberim dediğinizi duyar gibi olduk.

Hayır bundan bahsetmiyoruz.

Birlikte, eğlenceli bir şeyler yapmaktan ya da çocuğunuzu dinlemeye vakit ayırmanızdan bahsediyoruz.

Bu yolla ona temel değerleri öğretebilirsiniz.

Su anda bir 2 saat belirleyin.

Ayda sadece 2 saat.

Bu 2 saati sadece onunla geçirin.

Çocuğunuza sevgi ve vermenin en önemli özellikler olduğunu öğretecek ve onu mutlu edeceksiniz.
 
Üst