ÇÖREK OTU HADÎS-İ ŞERİFİNE ÎMÂNIN BEREKETİ
"Rûhu'f-beyân Tefsîri"nde zikredildiğine göre; sözlerin en doğrusu Allâh-u Te'âlâ'nın ve Rasûlünün (Salâllâhu Aleyhi ve Sellem) sözleridir. Allâh-U Te'âlâ ve Habîbî (Salâllâhu Aleyhi ve Sellem) birtakım vaadler ve imdatlarda bulunmuştur.
O halde insan îmânını ve yakînini kuvvet-lendirmelidir.
Şeyh Muhyiddîn ibni 'Arabi (Kuddise Sir- ruhv) "el-Fütûhât"mın "Vasiyetler" bölümünde şöyle anlatmıştır:
"Bizim yanımızda tanınan gözde insanlardan biri cüzzâm illetine mübtelâ oldu.-ondan Allâh-u Te'âlâ'ya sığınırız- Kendisinde hastalığın yerleştiğini gören bütün tabibler: "Bu illetin ilacı yoktur." dediler.
O sırada hadîs-i şeriflere büyük itikadı olan Sa'dü's-Sü'ûd nâmındaki hadis ehli bir Şeyh Efendi (Rahimehulidh) onu görünce: "Ey adam! Niye canını hoş tutmuyorsun?" dedi.
O: "Hekimler bu illetin devâsı olmadığını söylediler" deyince, Sa'dü's-Sü'ûd (Rahimehullâh)
"Tabibler yalan söylediler, Nebî (SaUâllâhu Aleyhi ve Sellem) onlardan daha mahâretlidir. Nitekim o çörek otu hakkında:
"Şüphesiz ki bu her derde şifadır" buyurmuştur. (İsmâ 'îl Hakkı, Ruhu'/- beyân, 3/319)
Senin başına gelen bu dert de türlü dertlerden biridir." dedi.
Daha sonra: "Bana çörek otuyla bal getirin." dedi. Sonra ikisini birbirine karıştırıp o adamın bedeninin tamâmına, yüzüne ve başından İtibaren ayaklarına kadar her yerine onu sürdü.
Bir miktar da kendisine yalattırdı ve öylece bir saat kadar onu bıraktı.
Sonra onu yıkadığında o kişi eski derisinden soyulup çıktı, kendisinde farklı bir deri yetişti, düşen saçları da yeniden bitti.
İşte böylece o kişi iyileşerek evvelki âfiyet hâline dönünce, bu âlimin Rasûlüllâh (Salâllâhu Aleyhi ve Setlem/m hadîsine karşı kuvvetli îmânından dolayı tabibler de insanlar da hayrete düştü.
Bu âlim başına gelen her hastalıkta çörek otu kullanırdı, hattâ göz iltihabında bile çörek otunu sürme yapıp gözüne çekerek ânında iyileşirdi.
Demek ki, îman kuvveti Melik-i Mennân (lütufkâr Pâdişah)ın inâyetiyle kişiye İstediğini celbeder, lâkin hele de bu zamanda bu îtikadın ehli çok azalmıştır.
Yardım edecek olan ancak Allâh-u Te'âlâ'dir. (İsmâ'îl Hakkı, Rûhu'l-beyân, 3/319)