Fetva
Fetva, bir hususun dine uygun olup olmadığını, hangi fıkıh kitabının neresinden alındığını bildiren hüküm demektir. Mehazını göstermeden caiz veya caiz değil demek fetva olmaz.
Fetva veren Müftinin müctehid olması gerekir. Müctehid olmayan kimse müfti yapılırsa, bunun müctehidlerin bildirdiklerini okuyup, öğrenerek bunları söylemesi gerekir. (İbni Hümam)
Müctehid olmayan kimse bir hadis işitince, bu hadisten kendi anladığına uyarak amel edemez. Mezhebindeki müctehidlerin verdiği fetva ile amel etmesi gerekir. (Kifaye)
Dini konularda rastgele konuşmanın veya çalakalem yazı yazmanın vebali
Dini konularda bilmeden konuşmanın vebali çok büyüktür. Meşhur bir harama helal veya meşhur bir helale haram diyen küfre girer. Müctehid olmayan kimsenin, Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden anladığına göre fetva vermesi caiz değildir. Çünkü âyet ve hadislerden dört mezhebin müctehidleri, farklı hükümler çıkarmıştır. Onun için herkes, kendi mezhebine uymalı, kendi mezhebindeki âlimlerin verdiği fetvalarla amel etmelidir! Bilmeden, kitaba bakmadan, "caizdir", "caiz değildir"gibi konuşmaktan çok sakınmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Fetva vermeye en cüretli olanınız, Ateşe [girmeye] en cüretli olanınızdır.) [Darimi]
Haramdan korkmayan, günah işlemeye cesaret eden cahildir. Nitekim, (cahil, cüretkâr olur) buyuruldu. Yani, (cahil, günah işlemekten korkmaz) demektir.
Fetva vermenin mesuliyeti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bilmeden fetva verene, yerdeki ve gökteki melekler lanet ederler.) [İbni Lal, İbni Asakir]
(Cehennem zebanileri, günah işleyen hafızlara, puta tapanlardan daha çok azap yapar. Çünkü bilerek yapılan günah, bilmeyerek yapılan günahtan daha kötüdür.) [Taberani]
(Ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur. Kötülerin en kötüsü kötü âlimlerdir. İyilerin en iyisi de iyi âlimlerdir.) [Darimi]
(Sizin için Deccalden daha çok, sapık imamlardan korkuyorum.) [İ. Ahmed]
Kendine sual sorulan, bilmiyorsa, "bilmiyorum, kitaplara bakayım, bulursam söylerim" demeli! Bilmiyorum demek ilimdendir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Üzeyrin ve Zülkarneynin Peygamber olup olmadığını bilmiyorum. Hazret-i Cebrail gelinceye kadar, oturulacak yerlerin en iyisi ve en kötüsünün ne olduğunu soranlara "bilmiyorum" dedim. Cebrail de, "bilmiyorum" dedi. Nihayet ALLAH'ü teâlâ bildirdi ki, "Oturulacak yerlerin en iyisi camiler, en kötüsü de sokaklardır.") [Ebu Davud]
(Bilmiyorum demek de ilimdendir.) [İbni Mace]
(Âlimim diyen cahildir.) [Taberani]
(Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, cahillik artar. Cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.) [Buhari]
(Ümmetim, kötü din görevlilerinden çok zarar görecektir.) [Hakim]
(Ehli olmadan yanlış fetva veren, hainlik etmiş olur.) [Ebu Davud, Hakim]
(ALLAH'ü teâlâ, âlimleri almak suretiyle ilmi ortadan kaldırır. Âlim kalmayınca da, cahiller bilmeden yanlış fetva verir, hem kendilerini, hem de başkalarını sapıtırlar.) [Buhari]
Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:
Bilmem, demek ilmin yarısıdır. ALLAH' rızası için bilmediği bir hususta, susanın aldığı mükafat, bildiği hususta konuşanın aldığı mükafattan az değildir. Çünkü cehaleti kabul etmek nefse çok ağır gelir. (Şabi)
Şeytanı en çok kahreden şey, âlimin "bilmiyorum" demesidir. Şeytan, "Bunun susması benim için, konuşmasından daha zararlı" der. (İbrahim Edhem)
Hakiki âlim, suali cevaplandırırken, kıyamette, "bu cevabı hangi kitapta buldun" diye sorulacağından korkan zattır. (Hakim Nişapuri)
Hazret-i Cabir anlatır:
Yolculukta, arkadaşlarımdan birinin başı yaralandı. Oradakilere sordu:
- Muska yapmak caiz olur mu?
Oradakiler dedi ki:
- Caiz olmaz, başını yıka!
O da başını yıkayınca öldü. Medine’ye gelince, Resulullah efendimize haber verdik. Buyurdu ki:
(ALLAH'ü teâlâ, onun ölümüne sebep olanları öldürsün. Bilmediklerini niçin sorup öğrenmediler? Cehlin ilacı, sorup öğrenmektir!) [Mişkat]
Bu zatlar, daha çok bilenlerden sormadan, kendiliklerinden fetva verdikleri için, çok sert sözle karşılaşıp, kendilerine, (ALLAH'ü teâlâ, onları öldürsün) buyurulunca, şimdi din adamı geçinen bir kimsenin İslam âlimlerinin kitaplarını okumadan, kendi boş kafası ve kısa görüşü ile Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere mana vermeye kalkışmasına, böylece, müslümanların dinlerini, imanlarını bozmasına ne denileceği meydandadır.
Böyle kimseye, din, iman hırsızı demek yerinde olur. ALLAH'ü teâlâ, hepimizi böyle din hırsızlarının zararlarından muhafaza buyursun!
Dinini öğrenmek için sual soranlara, cevap vermemenin vebali büyüktür.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sual sorulan kimse, bildiği halde cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur.) [Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace]
(İlmini [bildiğini] gizleyene, denizdeki balıktan, gökteki kuşa kadar her şey lanet eder.) [Darimi]
(Âlimin bildiğini söylememesi, cahilin de bilmediğini sormaması helal değildir. Çünkü ALLAH'ü teâlâ, "Bilmiyorsanız, ilim ehline sorun" buyuruyor.) [Taberani]
İlmin kıymetini bilmeyene, ilim öğretilmez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İlmi, ehli olmayana öğretmek, onu kaybetmek demektir.) [İbni Ebi Şeybe]
(İlmi layık olmayana öğreten domuzun boynuna yakut, inci ve altın takana benzer.) [İbni Mace]
(Biz Peygamberler, herkese, seviyesine göre muamele yapmak ve anlayabileceği şekilde hitap etmekle emrolunduk.) [İ. Gazali]
(Aklın almayacağı şeyi söylemek, fitne olur.) [İbni Asakir]
Hazret-i Ali, göğsünü işaret edip, (Burada istediğiniz kadar bilgi vardır. Ancak bunu taşıyabilecek birisi olsa, hepsini ona anlatırım) buyurdu.
Adamın biri bir âlime ince bir mesele sordu. Âlim cevap vermeyince, o kimse dedi ki:
- Sen, (İlmini gizleyene ALLAH'ü teâlâ ateşten gem vurur) hadis-i şerifini bilmiyor musun?
- Eğer anlattıklarımı anlayabilecek biri sorar da söylemezsem, o zaman bana gem vurulur.
Kur'an-ı kerimde, (Sefihlere, akılsızlara malınızı vermeyin) buyuruluyor. Mal verilmezse, ilim hiç verilmez. Ona ilim vermek fitneye sebep olur. (İhya)
alıntı
Fetva, bir hususun dine uygun olup olmadığını, hangi fıkıh kitabının neresinden alındığını bildiren hüküm demektir. Mehazını göstermeden caiz veya caiz değil demek fetva olmaz.
Fetva veren Müftinin müctehid olması gerekir. Müctehid olmayan kimse müfti yapılırsa, bunun müctehidlerin bildirdiklerini okuyup, öğrenerek bunları söylemesi gerekir. (İbni Hümam)
Müctehid olmayan kimse bir hadis işitince, bu hadisten kendi anladığına uyarak amel edemez. Mezhebindeki müctehidlerin verdiği fetva ile amel etmesi gerekir. (Kifaye)
Dini konularda rastgele konuşmanın veya çalakalem yazı yazmanın vebali
Dini konularda bilmeden konuşmanın vebali çok büyüktür. Meşhur bir harama helal veya meşhur bir helale haram diyen küfre girer. Müctehid olmayan kimsenin, Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden anladığına göre fetva vermesi caiz değildir. Çünkü âyet ve hadislerden dört mezhebin müctehidleri, farklı hükümler çıkarmıştır. Onun için herkes, kendi mezhebine uymalı, kendi mezhebindeki âlimlerin verdiği fetvalarla amel etmelidir! Bilmeden, kitaba bakmadan, "caizdir", "caiz değildir"gibi konuşmaktan çok sakınmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Fetva vermeye en cüretli olanınız, Ateşe [girmeye] en cüretli olanınızdır.) [Darimi]
Haramdan korkmayan, günah işlemeye cesaret eden cahildir. Nitekim, (cahil, cüretkâr olur) buyuruldu. Yani, (cahil, günah işlemekten korkmaz) demektir.
Fetva vermenin mesuliyeti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bilmeden fetva verene, yerdeki ve gökteki melekler lanet ederler.) [İbni Lal, İbni Asakir]
(Cehennem zebanileri, günah işleyen hafızlara, puta tapanlardan daha çok azap yapar. Çünkü bilerek yapılan günah, bilmeyerek yapılan günahtan daha kötüdür.) [Taberani]
(Ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur. Kötülerin en kötüsü kötü âlimlerdir. İyilerin en iyisi de iyi âlimlerdir.) [Darimi]
(Sizin için Deccalden daha çok, sapık imamlardan korkuyorum.) [İ. Ahmed]
Kendine sual sorulan, bilmiyorsa, "bilmiyorum, kitaplara bakayım, bulursam söylerim" demeli! Bilmiyorum demek ilimdendir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Üzeyrin ve Zülkarneynin Peygamber olup olmadığını bilmiyorum. Hazret-i Cebrail gelinceye kadar, oturulacak yerlerin en iyisi ve en kötüsünün ne olduğunu soranlara "bilmiyorum" dedim. Cebrail de, "bilmiyorum" dedi. Nihayet ALLAH'ü teâlâ bildirdi ki, "Oturulacak yerlerin en iyisi camiler, en kötüsü de sokaklardır.") [Ebu Davud]
(Bilmiyorum demek de ilimdendir.) [İbni Mace]
(Âlimim diyen cahildir.) [Taberani]
(Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, cahillik artar. Cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.) [Buhari]
(Ümmetim, kötü din görevlilerinden çok zarar görecektir.) [Hakim]
(Ehli olmadan yanlış fetva veren, hainlik etmiş olur.) [Ebu Davud, Hakim]
(ALLAH'ü teâlâ, âlimleri almak suretiyle ilmi ortadan kaldırır. Âlim kalmayınca da, cahiller bilmeden yanlış fetva verir, hem kendilerini, hem de başkalarını sapıtırlar.) [Buhari]
Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:
Bilmem, demek ilmin yarısıdır. ALLAH' rızası için bilmediği bir hususta, susanın aldığı mükafat, bildiği hususta konuşanın aldığı mükafattan az değildir. Çünkü cehaleti kabul etmek nefse çok ağır gelir. (Şabi)
Şeytanı en çok kahreden şey, âlimin "bilmiyorum" demesidir. Şeytan, "Bunun susması benim için, konuşmasından daha zararlı" der. (İbrahim Edhem)
Hakiki âlim, suali cevaplandırırken, kıyamette, "bu cevabı hangi kitapta buldun" diye sorulacağından korkan zattır. (Hakim Nişapuri)
Hazret-i Cabir anlatır:
Yolculukta, arkadaşlarımdan birinin başı yaralandı. Oradakilere sordu:
- Muska yapmak caiz olur mu?
Oradakiler dedi ki:
- Caiz olmaz, başını yıka!
O da başını yıkayınca öldü. Medine’ye gelince, Resulullah efendimize haber verdik. Buyurdu ki:
(ALLAH'ü teâlâ, onun ölümüne sebep olanları öldürsün. Bilmediklerini niçin sorup öğrenmediler? Cehlin ilacı, sorup öğrenmektir!) [Mişkat]
Bu zatlar, daha çok bilenlerden sormadan, kendiliklerinden fetva verdikleri için, çok sert sözle karşılaşıp, kendilerine, (ALLAH'ü teâlâ, onları öldürsün) buyurulunca, şimdi din adamı geçinen bir kimsenin İslam âlimlerinin kitaplarını okumadan, kendi boş kafası ve kısa görüşü ile Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere mana vermeye kalkışmasına, böylece, müslümanların dinlerini, imanlarını bozmasına ne denileceği meydandadır.
Böyle kimseye, din, iman hırsızı demek yerinde olur. ALLAH'ü teâlâ, hepimizi böyle din hırsızlarının zararlarından muhafaza buyursun!
Dinini öğrenmek için sual soranlara, cevap vermemenin vebali büyüktür.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sual sorulan kimse, bildiği halde cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur.) [Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace]
(İlmini [bildiğini] gizleyene, denizdeki balıktan, gökteki kuşa kadar her şey lanet eder.) [Darimi]
(Âlimin bildiğini söylememesi, cahilin de bilmediğini sormaması helal değildir. Çünkü ALLAH'ü teâlâ, "Bilmiyorsanız, ilim ehline sorun" buyuruyor.) [Taberani]
İlmin kıymetini bilmeyene, ilim öğretilmez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İlmi, ehli olmayana öğretmek, onu kaybetmek demektir.) [İbni Ebi Şeybe]
(İlmi layık olmayana öğreten domuzun boynuna yakut, inci ve altın takana benzer.) [İbni Mace]
(Biz Peygamberler, herkese, seviyesine göre muamele yapmak ve anlayabileceği şekilde hitap etmekle emrolunduk.) [İ. Gazali]
(Aklın almayacağı şeyi söylemek, fitne olur.) [İbni Asakir]
Hazret-i Ali, göğsünü işaret edip, (Burada istediğiniz kadar bilgi vardır. Ancak bunu taşıyabilecek birisi olsa, hepsini ona anlatırım) buyurdu.
Adamın biri bir âlime ince bir mesele sordu. Âlim cevap vermeyince, o kimse dedi ki:
- Sen, (İlmini gizleyene ALLAH'ü teâlâ ateşten gem vurur) hadis-i şerifini bilmiyor musun?
- Eğer anlattıklarımı anlayabilecek biri sorar da söylemezsem, o zaman bana gem vurulur.
Kur'an-ı kerimde, (Sefihlere, akılsızlara malınızı vermeyin) buyuruluyor. Mal verilmezse, ilim hiç verilmez. Ona ilim vermek fitneye sebep olur. (İhya)
alıntı