Cevap: Dokuzuncu Lem'a - Sayfa 82
<?xml version="1.0" encoding="UTF-8" ?><!-- This file was converted to xhtml by Writer2xhtml ver. 0.5 beta2. See Writer2LaTeX has moved for more info. --><META name=description content=""><META name=keywords content=""><STYLE type=text/css media=all>BODY { FONT-FAMILY: 'Trebuchet MS',Arial,serif; FONT-SIZE: 12pt}</STYLE>DÖRDÜNCÜ SUALİNİZ:
Yani sizin değil, İmam Ömer Efendinin suali ki, bedbaht bir doktor, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın pederi varmış diye,HAŞİYE-1 dîvânecesine bir te’vil ile bir âyetten kendine güya şâhit gösteriyor...
O bîçare adam bir zaman huruf-u mukattáa ile bir hat icadına çalışıyordu. Hem pek çok hararetli çalışıyordu. O vakit anladım ki, o adam zındıkların tavrından hissetmiş ki, hurufat-ı İslâmiyenin kaldırılmasına teşebbüs edecekler. O adam gûya o sele karşı hizmet edeceğim diye çok beyhude çalışmış. Şimdi bu meselede ve hem ikinci meselesinde yine zındıkların esasât-ı İslâmiyeye karşı müthiş hücumunu hissetmiş ki böyle mânâsız te’vilat ile bir musalâha yolunu açmak istediğini zannediyorum.
1 اِنَّ مَثَلَ عِيسٰى عِنْدَ اللهِ كَمَثَلِ اٰدَمَ gibi nusûs-u kat’iye ile Hazret-i İsâ Aleyhisselâm pedersiz olduğu kat’iyyeti varken, tenâsüldeki bir kanunun muhâlefetini gayr-ı mümkün telâkki etmekle, vâhî te’vilât ile bu metin ve esaslı hakikati değiştirmeye teşebbüs edenlerin sözüne ehemmiyet verilmez ve ehemmiyete değmez. Çünkü hiçbir kanun yoktur ki, şüzuzları ve nâdirleri bulunmasın ve hâricine çıkmış fertleri bulunmasın. Ve hiçbir kaide-i külliye yoktur ki, hârika fertler ile tahsis edilmesin.
[NOT]Haşiye-1 Nev-i beşerin bir rub’unun başına reis olarak geçen ve nev-i beşerden nev-i melâikeye bir cihette intikal eden ve arzı bırakıp semâvâtı vatan ittihâz eden hârika bir ferd-i insanın bu hârika vaziyetleri kanun-u tenâsülün hârika bir suretini iktizâ ederken, kanun-u tenâsülün şüpheli, meçhul, gayr-ı fıtrî, belki ednâ bir tarz ile o kanun içine almak, hiç yakışmadığı gibi, hiç mecburiyet de yoktur. Hem sarâhat-i Kur’âniye te’vil kaldırmaz. Yüz cihette zedelenen kanun-u tenâsülün tâmiri hesâbına hiçbir cihette zedelenmeyen ve tenâsülün hâricinde bulunan kanun-u cinsiyet-i melek, hem kanun-u sarâhat-i Kur’âniye gibi kuvvetli kanunlar nasıl tahrip edilir.
Dipnot-1 “Allah katında Îsâ’nın misali Âdem’in misali gibidir.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:59.
[/NOT]
<TABLE border=0 cellSpacing=2 cellPadding=0><TBODY><TR><TD>Aleyhisselâm: Allah’ın selâmı onun üzerine olsun</TD><TD>Hazret-i İsâ: [bk. bilgiler – İsâ (a.s.)]</TD></TR><TR><TD>arz: yeryüzü</TD><TD>bedbaht: kötü bahtlı, talihsiz</TD></TR><TR><TD>beyhude: boşuna, faydasız</TD><TD>bîçare: çaresiz, zavallı</TD></TR><TR><TD>cihet: yön</TD><TD>dîvânece: akılsızca</TD></TR><TR><TD>ednâ: en aşağı</TD><TD>ehemmiyet: değer, önem</TD></TR><TR><TD>esasât-ı İslâmiye: İslâmiyetin temel prensipleri</TD><TD>ferd-i insan: insanlardan bir fert</TD></TR><TR><TD>gayr-ı fıtrî: yaratılıştan olmayan</TD><TD>gayr-ı mümkün: imkânsız</TD></TR><TR><TD>hakikat: gerçek mahiyet, asıl, esas</TD><TD>hat: yazı</TD></TR><TR><TD>haşiye: dipnot</TD><TD>huruf-u mukattáa: arap harflerini heceler halinde kesik kesik yazmak (Yâsin, Elif Lâm Mim vb.)</TD></TR><TR><TD>hurufat-ı İslâmiye: İslâm harfleri</TD><TD>hâriç: dış</TD></TR><TR><TD>icad: yeni bir şey ortaya çıkarma</TD><TD>iktizâ etme: gerektirme</TD></TR><TR><TD>intikal eden: bir yerden başka bir yere taşınan</TD><TD>ittihâz eden: kabullenen, edinen</TD></TR><TR><TD>kaide-i külliye: her şeyde geçerli olan genel kural</TD><TD>kanun: tabiat olaylarının bağlı olduğu değişmez kural</TD></TR><TR><TD>kanun-u cinsiyet-i melek: meleklerin cinsiyet kanunu</TD><TD>kanun-u sarâhat-i Kur’âniye: Kur’ân’daki açıkça belirtilen kanunu, hüküm</TD></TR><TR><TD>kanun-u tenâsül: üreme kanunu</TD><TD>kat’iyyet: kesinlik</TD></TR><TR><TD>mecburiyet: zorunluluk</TD><TD>meçhul: bilinmeyen</TD></TR><TR><TD>musalâha: barışma</TD><TD>mânâsız: anlamsız</TD></TR><TR><TD>nev-i beşer: insanlık</TD><TD>nev-i melâike: melek türü</TD></TR><TR><TD>nusûs-u kat’iye: Kur’ân’ın hükmü kesin olan âyetleri</TD><TD>nâdir: ender bulunan</TD></TR><TR><TD>peder: baba</TD><TD>rub’: dörtte bir</TD></TR><TR><TD>sarâhat-i Kur’âniye: Kur’ân ayetlerinin açık ifadeleri</TD><TD>semâvât: gökler</TD></TR><TR><TD>suret: biçim, görünüş</TD><TD>tahsis etme: kişiye özel uygulama yapma</TD></TR><TR><TD>telâkki etmek: düşünmek, kabul etmek</TD><TD>tenâsül: üreme</TD></TR><TR><TD>teşebbüs etmek: başvurmak, girişmek</TD><TD>te’vil: yorum</TD></TR><TR><TD>te’vilât: teviller, yorumlar</TD><TD>vaziyet: durum</TD></TR><TR><TD>vâhî: boş, faydasız</TD><TD>zındık: dinsiz</TD></TR><TR><TD>âyet: Kur’ân’ın her bir cümlesi</TD><TD>şüzuz: kural dışı olma</TD></TR></TBODY></TABLE>