Cevap: Dördüncü Lem'a - Sayfa 52
bir hakikate taraftarlık, ne kadar esaslı ve fıtrî olduğunu bilbedâhe hisseden bir zat, hiç taraftarlığı bırakır mı? Ehl-i Beyt, işte bu şiddet-i iltizam ve fıtrî İslâmiyet cihetiyle, din-i İslâm lehinde ednâ bir emâreyi kuvvetli bir burhan gibi kabul eder. Çünkü fıtrî taraftardır. Başkası ise, kuvvetli bir burhan ile sonra iltizam eder.
DÖRDÜNCÜ NÜKTE
Üçüncü Nükte münasebetiyle, Şîalarla Ehl-i Sünnet ve Cemaatin medar-ı nizâı, hattâ akaid-i imaniye kitaplarına ve esasat-ı imaniye sırasına girecek derecede
1 büyütülmüş bir meseleye kısaca bir işaret edeceğiz. Mesele şudur:
Ehl-i Sünnet ve Cemaat der ki: “Hazret-i Ali Hulefâ-i Erbaanın dördüncüsüdür. Hazret-i Sıddık daha efdaldir ve hilâfete daha müstehak idi ki, en evvel o geçti.”
2
Şîalar derler ki: “Hak Hazret-i Ali’nin (r.a.) idi. Ona haksızlık edildi. Umumundan en efdal Hazret-i Ali’dir (r.a.).” Dâvâlarına getirdikleri delillerin hülâsası: Derler ki, Hazret-i Ali (r.a.) hakkında vârid ehâdis-i Nebeviye
3 ve Hazret-i Ali’nin (r.a.) “Şah-ı Velâyet” ünvanıyla, ekseriyet-i mutlaka ile evliyanın ve tariklerin mercii ve ilim ve şecaat ve ibadette harikulâde sıfatları ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm ona ve ondan teselsül eden Âl-i Beyte karşı şiddet-i alâkası gösteriyor ki, en efdal odur. Daima hilâfet onun hakkı idi, ondan gasp edildi.
Elcevap: Hazret-i Ali (r.a.) mükerreren, kendi ikrarı
4 ve yirmi seneden ziyade o hulefâ-i selâseye ittibâ ederek onların şeyhülislâmlığı makamında bulunması, Şîaların bu dâvâlarını cerh ediyor. Hem hulefâ-i selâsenin zaman-ı hilâfetlerinde fütuhat-ı İslâmiye ve mücahede-i a’dâ hadiseleri ve Hazret-i Ali’nin zamanındaki
[NOT]
Dipnot-1 bk. et-Teftazânî, Şerhü’l-Akâid (Terc: Süleyman Uludağ) s.321.
Dipnot-2 bk. Ahmed İbni Hanbel, el-Âkîde: 1:123; İbni Ebi’l-İzz, Şerhu Akîdeti’t-Tahâviyye: 1:545, 548.
Dipnot-3 Tirmizî, Menâkıb: 19; İbni Mâce, Mukaddime: 11; Müsned: 1:84, 118, 4:281.
Dipnot-4 bk. Buhârî, Fezâilü Ashâb: 5; Ebû Dâvud, Sünne: 7; Müsned: 1:106.
[/NOT]
<TABLE border=0 cellSpacing=2 cellPadding=0><TBODY><TR><TD>Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun</TD><TD>Ehl-i Sünnet ve Cemaat: (bk. bilgiler) </TD></TR><TR><TD>Hazret-i Ali: [bk. bilgiler – Ali (r.a.)]</TD><TD>Hazret-i Sıddık: [bk. bilgiler – Ebû Bekir (r.a.)]</TD></TR><TR><TD>Hulefâ-i Erbaa: dört büyük halife; Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali</TD><TD>akaid-i imaniye: iman esasları</TD></TR><TR><TD>bilbedâhe: açık bir şekilde</TD><TD>burhan: sağlam ve güçlü delil</TD></TR><TR><TD>cerh etmek: çürütmek</TD><TD>cihet: taraf, yön</TD></TR><TR><TD>din-i İslâm: İslâm dini</TD><TD>dâvâ: iddia</TD></TR><TR><TD>ednâ: en basit, en küçük</TD><TD>efdal: üstün, faziletli</TD></TR><TR><TD>ehâdis-i Nebeviye: Hz. Peygamber tarafından söylenen sözler, hadisler</TD><TD>ekseriyet-i mutlaka: büyük çoğunluk</TD></TR><TR><TD>emâre: işaret, belirti</TD><TD>esasat-ı imaniye: imanın esasları</TD></TR><TR><TD>evliya: Allah dostları</TD><TD>evvel: önce</TD></TR><TR><TD>fütuhat-ı İslâmiye: İslâm adına yapılan fetihler</TD><TD>fıtrî: doğal</TD></TR><TR><TD>gasp edilmek: zorla alınmak</TD><TD>hakikat: gerçek, esas</TD></TR><TR><TD>hilâfet: halifelik; Peygamberimizin vekili olarak din ve dünya işlerinde genel reislik</TD><TD>hulefâ-i selâse: Hz. Ali’den önceki üç büyük halife; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman</TD></TR><TR><TD>hülâsa: özet, öz</TD><TD>ikrar: doğrulama</TD></TR><TR><TD>iltizam: sıkıca sarılma</TD><TD>ittibâ etmek: tabi olmak, uymak</TD></TR><TR><TD>medar-ı nizâ: kavga, çekişme sebebi</TD><TD>merci: başvurulacak yer</TD></TR><TR><TD>mücahede-i a’dâ: düşmanla savaş</TD><TD>mükerreren: defalarca, tekrar ile</TD></TR><TR><TD>münasebet: ilişki, bağlantı</TD><TD>müstehak: hak etmiş, layık</TD></TR><TR><TD>nükte: ince ve derin anlamlı söz</TD><TD>tarik: yol</TD></TR><TR><TD>teselsül: peşpeşe gelme, birbirini takip etme</TD><TD>umum: bütün</TD></TR><TR><TD>vârid: söylenen</TD><TD>zaman-ı hilâfet: halifelik dönemi</TD></TR><TR><TD>ziyade: çok</TD><TD>zât: kişi </TD></TR><TR><TD>Âl-i Beyt/Ehl-i Beyt: Hz. Peygamberin (a.s.m.) ev halkı</TD><TD>Şah-ı Velâyet: velilerin şahı; Hz. Ali</TD></TR><TR><TD>Şîa: Hz. Ali’nin (r.a.) taraftarlığını esas alan topluluk</TD><TD>şecaat: yiğitlik, cesurluk</TD></TR><TR><TD>şeyhülislâm: halifeyi veya devlet başkanını temsilen devletin ilim, eğitim ve şer’î mahkemelerinden sorumlu en yüksek makamdaki kişi</TD><TD>şiddet-i alâka: aşırı ilgi</TD></TR><TR><TD>şiddet-i iltizam: çok sıkı bağlılık</TD></TR></TBODY></TABLE>