Cevap: Dördüncü Lem'a - Sayfa 53
vakıalar, yine hilâfet-i İslâmiye noktasında Şîaların dâvâlarını cerh ediyor. Demek Ehl-i Sünnet ve Cemaatin dâvâsı haktır.
Eğer denilse: Şîa ikidir. Biri Şîa-i Velâyettir, diğeri Şîa-i Hilâfettir. Haydi, bu ikinci kısım, garaz ve siyaset karıştırmasıyla haksız olsun. Fakat birinci kısımda garaz ve siyaset yok. Halbuki Şîa-i Velâyet, Şîa-i Hilâfete iltihak etmiş. Yani, ehl-i turuktaki evliyanın bir kısmı Hazret-i Ali’yi efdal görüyorlar, siyaset cihetinde olan Şîa-i Hilâfetin dâvâlarını tasdik ediyorlar.
Elcevap: Hazret-i Ali’ye (r.a.) iki cihetle bakılmak gerektir. Bir ciheti şahsî kemâlât ve mertebesi noktasından, ikinci cihet Âl-i Beytin şahs-ı mânevîsini temsil ettiği noktasındandır. Âl-i Beytin şahs-ı mânevîsi ise Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bir nevi mahiyetini gösteriyor.
İşte, birinci nokta itibarıyla, Hazret-i Ali (r.a.) başta olarak bütün ehl-i hakikat, Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer’i (r.a.) takdim ediyorlar.
1 Hizmet-i İslâmiyette ve kurbiyet-i İlâhiyede makamlarını daha yüksek görmüşler.
İkinci nokta cihetinde, Hazret-i Ali (r.a.) şahs-ı mânevî-i Âl-i Beytin mümessili ve şahs-ı mânevî-i Âl-i Beyt bir hakikat-i Muhammediyeyi (a.s.m.) temsil ettiği cihetle, muvazeneye gelmez. İşte, Hazret-i Ali hakkında fevkalâde senâkârâne ehâdis-i Nebeviye
2 bu ikinci noktaya bakıyorlar. Bu hakikati teyid eden bir rivayet-i sahiha var ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş: “Her nebînin nesli kendindendir. Benim neslim Ali’nin (r.a.) neslidir.”
3
Hazret-i Ali’nin (r.a.) şahsı hakkında sair hulefâdan ziyade senâkârâne ehâdisin kesretle intişarının sırrı şudur ki: Emevîler ve Haricîler ona haksız hücum ve
[NOT]
Dipnot-1 bk. el-Gazâlî, Kavâidü’l-Akâid: 1:228; el-Kelâbâzî, et-Taarruf li Mezhebi Ehli’t-Tasavvuf: 1:57.
Dipnot-2 Tirmizî, Menâkıb: 19; İbni Mâce, Mukaddime: 11; Müsned: 1:84, 118, 4:281.
Dipnot-3 Taberânî, el-Mecmeu’l-Kebîr, no: 2630; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 10:333; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, c.2, s. 223, no: 1717.
[/NOT]
<TABLE border=0 cellSpacing=2 cellPadding=0><TBODY><TR><TD>Ehl-i Sünnet ve Cemaat: (bk. bilgiler)</TD><TD>Emevîler: (bk. bilgiler)</TD></TR><TR><TD>Haricîler: (bk. bilgiler)</TD><TD>Hazret-i Ali: [bk. bilgiler – Ali (r.a.)]</TD></TR><TR><TD>Hazret-i Ebu Bekir: [bk. bilgiler – Ebû Bekir (r.a.)]</TD><TD>Hazret-i Ömer: [bk. bilgiler – Ömer (r.a.)]</TD></TR><TR><TD>Resul-i Ekrem: Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.)</TD><TD>cerh etmek: çürütmek</TD></TR><TR><TD>cihet: taraf, yön</TD><TD>efdal: en faziletli, en üstün</TD></TR><TR><TD>ehl-i hakikat: doğru ve hak yolda olan kimseler</TD><TD>ehl-i turuk: tarikatlere mensup olanlar</TD></TR><TR><TD>ehl-i şirk ve dalâlet: Allah’a ortak koşanlar ve hak yoldan sapmış inançsız kimseler</TD><TD>ehâdis/ehâdis-i Nebeviye: Hz. Peygamber tarafından söylenen sözler, hadisler</TD></TR><TR><TD>evliya: Allah dostları</TD><TD>ferman etmek: buyurmak</TD></TR><TR><TD>fevkalâde: olağanüstü</TD><TD>garaz: kötü niyet, art niyet</TD></TR><TR><TD>hak: doğru gerçek</TD><TD>hakikat: gerçek mahiyet</TD></TR><TR><TD>hakikat-i Muhammediye: Hz. Peygamberin mânevî şahsiyeti, İslâmiyet’in aslı ve esası</TD><TD>hilâfet-i İslâmiye: İslâm halifeliği</TD></TR><TR><TD>hizmet-i İslâmiyet: İslâm hizmeti</TD><TD>hulefâ: halifeler</TD></TR><TR><TD>iltihak etmek: katılmak</TD><TD>intişar: yayılma</TD></TR><TR><TD>itibarıyla: bakımından</TD><TD>kemâlât: mükemmel özellikler, üstünlükler</TD></TR><TR><TD>kesret: çokluk</TD><TD>kurbiyet-i İlâhiye: Allah’a yakınlık</TD></TR><TR><TD>mahiyet: nitelik, özellik</TD><TD>makam: yer, derece</TD></TR><TR><TD>mertebe: derece, makam</TD><TD>muvazene: karşılaştırma, kıyaslama</TD></TR><TR><TD>mümessil: temsilci</TD><TD>nebî: peygamber</TD></TR><TR><TD>nesil: soy </TD><TD>nevi: çeşit, tür</TD></TR><TR><TD>rivayet-i sahiha: Peygamberimizden doğru olarak nakledilmiş hadis</TD><TD>sair: diğer, başka</TD></TR><TR><TD>senâkârâne: senâ ederek, överek</TD><TD>takdim etmek: öne çıkarmak</TD></TR><TR><TD>tasdik etmek: doğrulamak, onaylamak</TD><TD>teyid eden: doğrulayan</TD></TR><TR><TD>vakıa: olay</TD><TD>ziyade: çok</TD></TR><TR><TD>Âl-i Beyt: Hz. Peygamberin (a.s.m.) ev halkı</TD><TD>Şîa: Hz. Ali’nin (r.a.) taraftarlığını esas alan topluluk</TD></TR><TR><TD>Şîa-i Hilâfet: (bk. bilgiler - Şîa)</TD><TD>Şîa-i Velâyet: (bk. bilgiler - Şîa)</TD></TR><TR><TD>şahs-ı mânevî: belli bir kişi olmayıp bir topluluktan meydana gelen manevî kişilik</TD><TD>şahs-ı mânevî-i Âl-i Beyt: Hz. Peygamberin (a.s.m.) neslinden gelenlerin oluşturduğu manevî şahsiyet [bk. a-n-y; bilgiler – Âl-i Beyt]</TD></TR></TBODY></TABLE>