Dost dediğin

FaKiR

Meþveret Bþk.
DOST DEDİĞİN

Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...

Sarılınacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana sarılmalı....

Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı..

Dost dediğin; fanatik olmalı;

Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli,

Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,

Ve ağladığında, seninle ağlamalı...

Ama hepsinden daha çok;

Dost matematiksel olmalı;

Sevinci çarpmalı...

Üzüntüyü bölmeli...

Geçmişi çıkarmalı...

Yarını toplamalı...

Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı...

Ve her zaman Bütün parçalardan daha büyük olmalı...

İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...


MEVLANA

mevlana409ki.jpg
 

hulusi

Well-known member
Sevgi dili dost eli Mevlana hazretleri.Yanmayan yakamaz dediği gibi,hal dilini kal diline döküp bizlere değerli bir miras bırakmıştır.
Halk ozanlarımızdan Pir Sultan Abtalda dostlugu şu sözleriyle ifade eder

''Alem çiçek olsa arı ben olsam dost dilinden tatlı bal bulamadım''
Allah razı olsun feza kardeşim güzel bir paylaşım dua ile
 

Eyvàh!

Well-known member
Âşık Veysel neden “Benim sadık yarim kara topraktır.” diyordu?


Dost nerdeydi? Toprak nasıl bir dosttu? Mütevaziliğin, alçak gönüllülüğün, kendini içindeki mükemmel tohumlara feda etmişliğin ve sümbüllenişlerin menbası olan toprak nasıl bir hazine idi?
uveysi.jpg


Üveys... Dost... Anlamı itibariyle hayatımızda güzellikler açan iki kelime ve bu iki kelime birleştiği zaman ortaya çıkan muhteşem birliktelik... Üveysi Dost..
Üveysi Dost...!
Neden Üveys... Her şeyin maddeleştiği şu dünyada madde arkasındaki manayı görmekti üveys olmak...
İnsanların suretlere aldandığı şu dünyada suretlere takılmayıp siretlerin güzelliğini görmekti üveys olmak.
Sevginin cinsellikle özdeşleştiği şu dünyada sevginin manasını, mayasını bulup O'nu sevebilmekti üveys olmak.

Mecnun olup Leyla'da takılmayıp Mevla'yı bulmaktı üveys olmak.
Ve belki de en önemlisi görmeden imanın tadına varmaktı üveys olmak..
Veysel'i üveys yapan buydu... Ve üveys görmeden sevdiği zatın hırkasıyla bu yüzden şereflenmişti.

Ve bizlere üveysi sevdiren de buydu... Ve üveys gibi sevmeyi öğreten de... Ve üveys gibi sevilmeyi öğreten de...

Bizler Allah için sevdiğimiz dostlarımızın suretlerini hiç merak etmeden, onlara karşı dünyalık hiç bir his beslemeden

üveysi olarak Allah için sevmeyi ve sevilmeyi öğrenmek ve öğretmek adına bu yazımızın besmelesini çektik...

Allah için sevdiğimiz, Allah için sevilmek istediğimiz tüm iman erleri dostlarımıza selam olsun... Şu aciz dualarımız O güzel dostlarımızla olsun... Ve o dostların o güzel ve halis duaları en büyük kazancımız olsun inşaAllah...

Ve yolculuğumuzun ilk Besmelesi olarak...!
Üveysi dostuma hitaben...!
Gel seninle bir yolculuğa çıkalım. Yine birbirimizi hiç görmeden,
yine üveysi olarak,
yine sadece Allah için...!
Ne mi yapalım bu yolculukta...

Sen Allah için gözyaşı dökenleri anlat ben ağlayayım,
Ben Allah için gözyaşı dökenleri anlatayım sen ağla...
Sen nimetleri anlat ben şükredeyim,
Ben nimetleri anlatayım sen şükret..
Sen RABBİMİZE dua et ben amin diyeyim,
Ben RABBİMİZE dua edeyim sen amin de...
Sen kainatı tefekkür et ben ibret alayım,
Ben kainatı tefekkür edeyim sen ibret al...

Sen İslam'ı anlat ben dinleyeyim,
Ben İslam'ı anlatayım sen dinle...
Ve böylece sürüp gitsin yolculuğumuz... Ta ki sonu RABBİMİZE ulaşana kadar... Ta ki O'nun varlığında yok olana kadar...!
Gel ey üveysi dostum. Seninle bir yolculuğa çıkalım.
Yine birbirimizi hiç görmeden,
yine üveysi olarak,
yine sadece Allah için...!
Hadi uyu üveysi dostum... Hadi uyu da Peygamber gelsin rüyanda ziyaretine...!
Nida etsin sana; ey kalbi nur, gönlü nur, yüreği nur insan...!

Sen Allah için dost oldun...!
Sen benim sevgim için dost oldun...!
Haydi dostluğunuz sürsün ebede kadar... Sen dost... O dost... Mü'minler dost... RABBİNİZ dost...

Haydi dostluğunuz vesile olsun cennet dostluklarına...!
Ne mutlu birbirlerine Allah'ı hatırlatanlara...!
Ne mutlu birbirlerine RASUL'ü hatırlatanlara...!
Duayla kal benim üveysi dostum...! Sabah Uyanış
Hadi üveysi dostum kalk bak sabah oldu... bak ezanlar semayı sarmaya başladı...
Hadi kalk üveysi dost... şu güzel seher vaktinde... dünyanın henüz kirlenmediği herkesin saflığını koruduğu şu seher vaktinde kalk ve abdest al...
Hadi üveysi dost... temizliğin, berraklığın timsali olmuş o temiz suyla günahlardan temizlenmek niyetiyle abdest al...

Hadi üveysi dostum... Kıbleye doğru serdiğin seccaden üzerinde Yaradan'a çevir tüm benliğini... ve sadece O'nu düşünerek ve tüm masivayı arkanda bırakarak

ALLAH- U EKBER de... De ki tüm günahlar dökülsün.... De ki tüm hayırlar toplansın... De ki huzur ve maneviyat bulasın...!

Hadi üveysi dostum.... Koy alnını secdeye... hiç kaldırmamak üzere... Ve sal gözyaşlarını... Sal ki rahmet yağsın üzerine... Sal ki melekler gıpta etsin haline... Sal ki RABBİN kulum desin...!

Hadi üveysi dostum kalk bak sabah oldu... bak ezanlar semayı sarmaya başladı...
Hadi üveysi dostum...!
duayla kal benim üveysi dostum...
 

HAYA

Sevdam Davam


Dost Dediğin

Dost dediğin
Dostun yüreğinden geçeni bilmeli
Dost dediğin
Dostunu karşılıksız sevmeli
Dost dediğin
Verecekse almadan vermeli
Dost dediğin
Yüreği kan ağlarken, dost için gülmeli
Dost dediğin
Kara toprak gibi sadık kalabilmeli
Dost dediğin
Sığınacak yerin yoksa kucağını açabilmeli
Dost dediğin
Güne sıcak bir güneş olup doğabilmeli
Dost dediğin
Geceye parlayan yıldız olabilmeli
Dost dediğin
Sırtını yasladığın asırlık bir çınar
Dost dediğin
Gerektiğinde bir kalkan olabilmeli
Dost dediğin
Kahpe kurşuna göğsünü siper yapabilmeli
Dost dediğin
Velhasıl dost olduğunu bilmeli
Dost dediğin
İki yüreği bir beden sayabilmeli
Ben herkese dost demem
Benim dostum
Yüreğimin sesini uzaklardan duyabilmeli
Dost o zaman dosttur
Dost dediğin
Bir batında doğan kardeş bile olabilmeli
 

HAYA

Sevdam Davam
Dost dediğin
Bir batında doğan kardeş olabilmeli
BİR ÖMÜR BOYU DOST KALMAK DİLEĞİYLE


dua ile gönül dostlarım
 

HAYA

Sevdam Davam
dostluk dediğin
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
'Nereden çıktın bu vakitte' dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; gözünün dilini bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin.
İhtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.
Kucaklamalı seni güvenli kolları, dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş..
Gözbebekleri bulutlandığında, yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında onun gözlerinden gelmeli yaş...
Yıllarca aynı ip üstünde çalışmış, cesaretle ihanet arasında gidip gelen bir salıncağın sınavında birbiriyle kaynaşmış iki trapezci gibi güvenle kenetlenmeli elleri...
'Parkurun bütün zorluklarına rağmen dostluğumuzu koruyabildik, acıları birlikte göğüsleyebildik ya;
yenildik sayılmayız' diyebilmeli...
Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda, küçücük bir kağıda yazdığımız kısa ama ümit var bir yazıyı
yüreğe benzer bir taşa bağlayıp birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz:
 


Bu alana bir cevap yazın...
Üst