
Dert, Allah’ı gizlice çağırmana sebep olduğundan bütün dünya malından yeğdir.
Dertsiz dua soğuktur, bir şeye yaramaz. Dertli dua ve niyaz, gönülden aşktan gelir. (3/17/203-204)
Dünya, görünüşte geniş, hakikatte dardır; uyku da bu darlıktan kurtulmaya benzer. (3/289/Başlık)
Az, fakat adamakıllı, olmuş güzel badem; acımış, kötü fakat çok bademden iyidir, elbette.
Sûret bakımından acı da birdir, tatlı da... fakat haki-katte bunlar, birbirine zıttır, ikidir.
Kâfir, o âlemin varlığından şüphe eder, dirileceğini ummaz. Bu yüzden gönlünde korku vardır. (3/329/4025-4027)
Nefisle şeytan, ikisi de birdir... sûrette kendisini iki gösterdi.
Melekle akıl da birdir, hikmeti var da onun için iki sûret oldu. (3/331/4053-4054)
Dünya sevgisi, dünya geçimiyle savaşma yüzünden sana o ebedi azabı ehemmiyetsiz gösterir.
Ölümü bile ehemmiyetsiz bir hale getirirse bunda şaşılacak ne var ki? O sihriyle bunun gibi yüzlerce iş yapar! (3/332/4066-4067)
Dünyadan geçen kişiler de yok olmamışlardır, fakat Allah sıfatlarına bürünmüşlerdir.
Onların sıfatları, Hak sıfatlarına karşı, güneşin karşısın-daki yıldızlara dönüşmüştür.
A inatçı! Kur’an’dan buna delil istiyorsan oku: “Onların hepsi huzurumuzdadır.!”
Haklarında “Huzurumuzdadır.” denenler yok olamaz-lar, iyi dikkat et de ruhların bekasını iyi anlayasın!
Beka’dan mahcup olan ruh azaptadır, Hakk’a vasıl olan ruhsa ‘beka âlemi’nde hicaplardan kurtulmuş bir haldedir. (4/36-37/442-446)
Herkesin hareketi, kendisini çeken ne yandaysa o taraftadır. Doğru adamın çekişi, yalancının çekişine benzemez.
Gâh sapık bir halde, gâh doğru yolu bulmuş olarak gider durursun... ne seni sürükleyen ip meydandadır, ne çeken adam.
Kör bir deveye benzersin... boynundaki yular, seni yeder, durur. Fakat çekeni gör, yuları değil.!
Çekeni ve yuları görsen senin için bu âlem ‘aldanma yurdu’ olmazdı. (4/108-109/1321-1324)
Bu âlemin direği gafletten ibarettir. (4/109/1330)
Görünen sûret, gayb âlemindeki sûrete delalet eder, o da başka bir gayb sûretinden vücut bulmuştur. (4/232/2887)