Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Dünyaya Gelişi ve Çocukluğu
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 175294" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">Peygamberimiz, Amcasıyla Yağmur Duasında!</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mekke ve havalisi, şiddetli bir kuraklık ve kıtlık yılı yaşıyordu. Yağmurun damlası yoktu. Yerler kupkuru ve toprak susuzluktan şerha şerha idi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Kureyşliler, Ebû Tâlib'e başvurarak, "Ey Ebû Tâlib!.." dediler, "Kuraklık ve kıtlıktan çoluk çocuğumuz ölmeye, hayvanlarımız kırılmaya başladı! Ne olur, bizim için yağmur duasına çıksan?.."</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Tâlib teklifi reddetmedi. Ancak, yalnız gidemezdi, gitmek de istemezdi. Yanına yeğeni Nur Muhammed'i de almalıydı. Çünkü, onun bereket ve ihsanlara vesile olduğunu birçok hâdisede görmüş ve anlamıştı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Tâlib, yeğeni Saadet Güneşiyle birlikte Kabe'ye vardı. Sırtını bu kutsî mabede dayadı, ellerini Kâinat Sultanına açtı ve yalvarmaya başladı. Nur Muhammed (s.a.v.) ise, Kabe'nin örtüsüne yapışmış, bir parmağını da göğe doğru kaldırmıştı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">...Ve az sonra Rahmâni Rahîm'in rahmet deryası coştu ve yağmur, bardaktan boşalırcasına Mekke ve halkının üzerine döküldü. Öyle ki, kendilerini zorlukla evlerine atabildiler. Bir anda vadiler dolup taştı. Yüzler ve gözler sevinçle doldu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Evet, Hz. Muhammed (s.a.v.), insanlığa maddî manevî rahmet ve bereket getirmek, insanlığı ve dünyayı mes'ud ve mamur etmek üzere vazifelendirilmişti. Daha çocukluğundan itibaren de bu ulvî ve büyük vazifenin sahibi bulunduğunun izlerini üzerinde taşıyordu!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">Fâtıma Hâtûn 'un Peygamberimize Sevgisi</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Tâlib'in hanımı Fâtıma Hâtun'un da Peygamber Efendimize olan sevgisi ve şefkati sonsuzdu. Onu öz evlâdı gibi seviyor, bakımına son derece dikkat ediyordu. Hattâ, onu yedirip doyurmadan, çocuklarına bakmıyor ve onlarla ilgilenmiyordu. Böylece, Dürrü Yetim'e, annesiz kalmış olmanın ızdırap ve hasretini hissetirmemeye çalışıyordu!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Sevgili Peygamberimiz de, Fâtıma Hâtûn'a sevgi ve saygısında hiçbir zaman kusur etmiyordu. Ömrünün sonuna kadar da kendisine yapılan iyiliği unutmadı Öyle ki, Fâtıma Hâtûn, vefat ettiğinde "Bugün annem öldü!" diyerek ona karşı olan sevgisini ifade etmişti. Sonra da gömleğini çıkararak ona kefen yapmış ve beraberinde kabre inerek bir müddet mezarında uzanmıştı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem'in bu hareketi, ashabının gözünden kaçmadı. Sebebini sorduklarında, şu cevabı verdi:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ebû Tâlib'ten sonra, bu kadıncağız kadar bana iyilik eden hiçbir kadın yoktur. Âhirette, Cennet elbiselerinden elbise giymesi için ona gömleğimi kefen yaptım. Kabre ısınması için de oraya kendisiyle birlikte uzandım."89</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Kendisine yapılan iyilikleri, kim tarafından olursa olsun asla unutmayan ve o iyiliklerin altında kalmayıp birkaç misliyle mukabele eden büyük Peygamber (s.a.v.)...</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem'in bu yüksek hasletinin, bu müstesna sıfatının, insanların hidâyete ermesinde büyük tesiri olduğu, hayat safhaları içinde görülecektir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 175294, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="Red"]Peygamberimiz, Amcasıyla Yağmur Duasında! [/COLOR] Mekke ve havalisi, şiddetli bir kuraklık ve kıtlık yılı yaşıyordu. Yağmurun damlası yoktu. Yerler kupkuru ve toprak susuzluktan şerha şerha idi. Kureyşliler, Ebû Tâlib'e başvurarak, "Ey Ebû Tâlib!.." dediler, "Kuraklık ve kıtlıktan çoluk çocuğumuz ölmeye, hayvanlarımız kırılmaya başladı! Ne olur, bizim için yağmur duasına çıksan?.." Ebû Tâlib teklifi reddetmedi. Ancak, yalnız gidemezdi, gitmek de istemezdi. Yanına yeğeni Nur Muhammed'i de almalıydı. Çünkü, onun bereket ve ihsanlara vesile olduğunu birçok hâdisede görmüş ve anlamıştı. Ebû Tâlib, yeğeni Saadet Güneşiyle birlikte Kabe'ye vardı. Sırtını bu kutsî mabede dayadı, ellerini Kâinat Sultanına açtı ve yalvarmaya başladı. Nur Muhammed (s.a.v.) ise, Kabe'nin örtüsüne yapışmış, bir parmağını da göğe doğru kaldırmıştı. ...Ve az sonra Rahmâni Rahîm'in rahmet deryası coştu ve yağmur, bardaktan boşalırcasına Mekke ve halkının üzerine döküldü. Öyle ki, kendilerini zorlukla evlerine atabildiler. Bir anda vadiler dolup taştı. Yüzler ve gözler sevinçle doldu. Evet, Hz. Muhammed (s.a.v.), insanlığa maddî manevî rahmet ve bereket getirmek, insanlığı ve dünyayı mes'ud ve mamur etmek üzere vazifelendirilmişti. Daha çocukluğundan itibaren de bu ulvî ve büyük vazifenin sahibi bulunduğunun izlerini üzerinde taşıyordu! [COLOR="Red"]Fâtıma Hâtûn 'un Peygamberimize Sevgisi[/COLOR] Ebû Tâlib'in hanımı Fâtıma Hâtun'un da Peygamber Efendimize olan sevgisi ve şefkati sonsuzdu. Onu öz evlâdı gibi seviyor, bakımına son derece dikkat ediyordu. Hattâ, onu yedirip doyurmadan, çocuklarına bakmıyor ve onlarla ilgilenmiyordu. Böylece, Dürrü Yetim'e, annesiz kalmış olmanın ızdırap ve hasretini hissetirmemeye çalışıyordu! Sevgili Peygamberimiz de, Fâtıma Hâtûn'a sevgi ve saygısında hiçbir zaman kusur etmiyordu. Ömrünün sonuna kadar da kendisine yapılan iyiliği unutmadı Öyle ki, Fâtıma Hâtûn, vefat ettiğinde "Bugün annem öldü!" diyerek ona karşı olan sevgisini ifade etmişti. Sonra da gömleğini çıkararak ona kefen yapmış ve beraberinde kabre inerek bir müddet mezarında uzanmıştı. Resûli Ekrem'in bu hareketi, ashabının gözünden kaçmadı. Sebebini sorduklarında, şu cevabı verdi: "Ebû Tâlib'ten sonra, bu kadıncağız kadar bana iyilik eden hiçbir kadın yoktur. Âhirette, Cennet elbiselerinden elbise giymesi için ona gömleğimi kefen yaptım. Kabre ısınması için de oraya kendisiyle birlikte uzandım."89 Kendisine yapılan iyilikleri, kim tarafından olursa olsun asla unutmayan ve o iyiliklerin altında kalmayıp birkaç misliyle mukabele eden büyük Peygamber (s.a.v.)... Resûli Ekrem'in bu yüksek hasletinin, bu müstesna sıfatının, insanların hidâyete ermesinde büyük tesiri olduğu, hayat safhaları içinde görülecektir. [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Dünyaya Gelişi ve Çocukluğu
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst