Efendimizin Evlilikleri,Evlilik..

Gül-i İkra

Well-known member
EVLİLİĞİN HÜKÜMLERİ

Farz evlilik: Eğer insan, kendini muhafaza edemiyorsa, harama düşme ihtimali varsa, evlenmesi farzdır.

Sünnet evlilik: Harama düşme ihtimali olmadığı halde vakti geldiğinden dolayı ve Efendimiz’in sünnetine tabi olmak için evleniyorsa bu, sünnet evliliktir.

Haram evlilik: Evlendiğinde eşine zulmedecekse, haram yedirecekse, bakımını görümünü yapamayacaksa bu şahsın evlenmesi haramdır.


EVLİLİĞİN HİKMETLERİ

“O Allah ki, sizi bir tek canlıdan yarattı ve bundan da, gönlü kendisine ısınsın diye eşini yarattı.” (Araf, 189)

“O Allah’ın delillerinden biri de, kendilerine ısınmanız için size içinizden eşler yaratması, birbirinize karşı sevgi ve şefkat var etmesidir.” (Rum, 21)


Abdullâh İbn-i Mesûd radiyallâhu anh anlatıyor: Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem ile bulunduğumuz sırada Resûlullâh şöyle buyurdu: “Kimin evlenmek külfetine gücü yeterse evlensin! Zîrâ tezevvüc, gözü haramdan son derece muhafaza eder. İffeti de o nisbette korur. Nikâh masrafına muktedir olmayan kimse de oruç tutsun: Zîrâ oruç, sâim için ş‏ehveti keser.” Yeni evlenen Cabir bin Abdullah’a Allah Resulü şöyle buyurur: “Âilene kar‏şı âkıl ol, reş‏id, bağlı ol! Allâh'dan evlâd taleb ediniz!”

“Evleniniz, çoğalınız, ben kıyamette sizin çokluğunuzla övüneceğim"
 

Gül-i İkra

Well-known member
EFENDİMİZ’İN ÇOK EVLENMESİNİN HİKMETLERİ


Peygamberler sultanı Zât-ı Risâlet-penâhın izdivaçlarında, değişik yönler vardır: Zât-ı Ahmediye (sav)’ye taâlluk eden hususlar, umumî olarak izdivaçlarında gözetilmiş olabilecek hedef ve maksatlar; bir kısım zarûretler ve nihayet zevcâtın hususi durumlarının gereğini yerine getirme gibi keyfiyetler... Şimdi sırasıyla bu hususları teker teker tahlil edelim.
Mevzûu ilk önce, O pâk şahsiyete bakan yönüyle ele alalım. Her şeyden evvel bilinmelidir ki, O mübeccel Zât, yirmibeş yaşına kadar hiç evlenmedi. O sıcak memleketin hususi durumu da nazar-ı itibara alınacak olursa, bu kadar zaman iffetiyle yaşaması ve bunun da, dün ve bugün böylece kabul ve teslim edilmesi, O’nda iffetin esas olduğunu ve müthiş bir irade ve nefis hâkimiyeti bulunduğunu gösterir. Eğer bu hususta, küçük bir inhiraf bulunsaydı, dünkü ve bugünkü düşmanları, bunu cihâna ilân etmekten bir an bile geri kalmayacaklardı. Halbuki eski ve yeni bütün hasımları, O’na hiç olmayacak şeyleri isnad ettikleri halde, bu istikamette birşey söyleme cüretini gösterememişlerdir.


Peygamberimiz (sav) ilk izdivaçlarını, yirmibeş yaşlarında iken yaptılar. Bu izdivaç Allah (cc) ve Resûlü (sav) katında çok yüce ve müstesnâ; fakat başından iki defa evlenme geçmiş kırk yaşındaki bir kadınla olmuştu. Bu mutlu yuva tam yirmiüç sene devam etmiş ve peygamberliğin sekizinci senesi, kapanan bir perde gibi arkada acı bir hasret bırakarak sona ermişti. Bu defa Efendimiz (sav) yirmibeş yaşına kadar olduğu gibi, yine yapayalnız kalmıştı. Evet, aile, çoluk-çocuk her şeyiyle yirmiüç senelik bu mesûd hayattan sonra, yeniden dört-beş sene bekâr olarak yaşamışlardı ki; yaşları da elli üçe ulaşmış bulunuyordu.
 
Üst