Konuya cevap cer

1.BEYT

 

Hudâ Rabb'im Nebim hakka Muhammeddir Rasûlullah

Hem İslam dînidir dînim kitâbımdır Kelâmullah

 

Hudâ Rabb'imdir, Peygamberin Muhammed Rasûlullahtır. (sallallahu aleyhi ve sellem)

Dînim, İslam dînidir. Kitabım Allah'ın kelâmıdır.

 

2.BEYT

 

Akâid içre Ehli Sünnet oldu mezhebim cem'â

Amelde bu Hanîfe mezhebidir mezhebim vallah

 

İtikadlar içerisinde gittiğim yol, Ehli Sünnet velCemaat mezhebidir. Doğrusu o haktır.

Amelde ise Ebû Hanîfe rahimehullah'ın görüşleri mezhebimdir. Buna Allah'a andederim.

 

3.BEYT

 

Dahî zürriyetiyim Hazreti Âdem Nebî'nin hem

Halîlin milletiyim dahi kıblem Ka'be Beytullah

 

Aynı zamanda Hazreti Âdem aleyhisselam'ın neslindenim.

Ve İbrahim aleyhisselam'ın milletindenim. İbadetlerde yöneleceğim yer, Ka'be Beytullahtır

 

4.BEYT

 

Bulunmaz Rabb'imin zıddı ve niddi misli alemde

Ve sûretten münezzehtir mukaddestir Teâlallah

 

Âlemde Rabb'imin zıddı, benzeri, ortağı yoktur.

Rabb'im Teâlallah, sûretten münezzehtir, paktır, yücedir.

 

5.BEYT

 

Şeriki yok berîdir doğmadan dahi doğurmadan

Ehaddir küfvi yok İhlas içinde zikreder Allah

 

(Rabb'imiz altı i'tibâriye ve sekiz subûtiye sıfatla vasıflandığı için) Şerîki, ortağı yoktur. Doğmaktan, doğurmaktan münezzehtir.

Bir tek'tir; dengi yoktur. İhlas sûresi içinde Allah Teâlâ sıfatlarını böylece bildirdi.

 

6.BEYT

 

Ne cismi ne arazdır ve mütehayyiz ne cevherdir

Yemez içmez zaman geçmez berîdir cümleden Allah

 

Rabbimiz Teâlâ, cisim değil, araz değil; bir mekana ihtiyacı yoktur. Cevher de değildir.

Yemez, içmez, üzerinden zaman geçmez. Hâsılı, madde ve sıfatlarının hepsinden Allah Teâlâ münezzehtir.

Not..

Araz : Süratle varlığını kaybeden ve cevhersiz olmayan, şekil, renk gibi nesneye ;

Cevher : Kendisiyle olup başkasına muhtac olmayan ve taksim kabul etmeyen küçük parçaya denilir.

 

7.BEYT

 

Tebeddülden teğayyürden dahi elvân u eşkalden

Muhakkak ol müberrâdır budur selb-i Sıfâtullah

 

(Maddeden enerjiye, enerjiden maddeye) Dönüşmekten, renklerden, sûretlerden,

Gerçekten O berîdir. Allah Teâlâ'nın hakkında düşünülmez selbî sıfatlar bunlardır.

 

8.BEYT

 

Ne göklerde ne yerlerde ne sağ u sol ne ön ardda

Cihetlerden münezzehtir ki olmaz hiç mekânullah

 

Gökler, yer; sağ, sol; ön ve arka gibi

Cihetlerden , Rabb'imiz Teâlâ münezzehtir. Zira Allah Teâlâ'nın mekanı asla olmaz

 

9.BEYT

 

Hudâ vardır varlığına yok evvel u âhir

Yine Ol varlığıdır Kendi'den ğayrı değil Vallah

 

Allah Teâlâ vardır, lakin varlığına başlangıç ve sonuç yoktur.

O'nun varlığı, Kendi'nden başkası değildir.

 

10.BEYT

 

Bu âlem yoğiken ol var idi ferd u tek u tenha

Değildir kimseye muhtac ve hep muhtac ğayrullah

 

Bu âlem yok iken dahi, O hakîkî mevcud var idi. Tek ve yalnız idi.

Artık, Allah Teâlâ gayrına muhtac değildir. Dâimâ ğayrı O'na muhtacdır.

 

11.BEYT

 

A'na hâdis hulûl etmez ve bir şey vâcib olmaz kim

Her şeyde hikmeti vardır abes fi'l işlemez Allah

 

O'na hâdis hulûl etmez. Ve hiçbir şey O'na vacib olmaz. Çünkü

Her işte O'nun hikmeti vardır. Elbette Allah Teâlâ başıboş iş işlemez. (Binaenaleyh)

 

12.BEYT

 

Hulûl etmez O Zat abde ve hiçbir ferde zulmetmez

İbâdın aslahı lazım değil kim halk ede Allah

 

O Zat bir kula hulûl etmez. Ve hiçbir ferde zulmetmez.

Kendisi'ne kulunun yararına sebebleri yaratmak gerekmez ki, onu yaratsın.

 

13.BEYT

 

A'na bir kimse cebrile bir iş işledemez asla

Ne kim Kendi murad eyler vücûda gelir Billah

 

Hiçbir kimse O'na cebren iş yaptıramaz

Kendisi neyi dilerse, o nesne Allah Teâlâ'nın kudretiyle meydana gelir..

 

14.BEYT

 

A'nın her bir kemâli bîteğayyür hâsıl olmuştur

Ki yoktur muntazır olunacak hiçbir Kemâlullah

 

Allah Teâlâ'nın Zât-ı Şerîf'inin kemâlatı, Zât'ıyla birlikte ezelîdir; değişmeyi kabul etmez.

Çünkü Allah Teâlâ'nın hakkında sonradan meydana gelecek bir kemal söz konusu değildir.

 

15.BEYT

 

Sıfât-ı bâkemal ile O daim muttasıfdır kim

Kalu noksan sıfatlardan berîdir Zülcelâlullah

 

Celal ve Azamet sahibi olan allah Teâlâ, kemal sıfatlarıyla daima vasıflanır.

(Mahluka isnadı mümkün olan) Bütün noksan sıfatlardan beridir.

 

16.BEYT

 

Sekizdir çün sıfât-ı zâtî İlm ile İrâdetdir

Hayât u Kudret u Halk-ı Basar Sem'u Kelâmullah

 

Allah Teâlâ'nın Zâtî olan subûtî sıfatları; İlim, irade

Hayat, Kudret, Halk, Basar, Semi' ve Kelam olmak üzere sekizdir.

 

17.BEYT

 

Alîm Ol'dur ki erişmez ilmine kimsenin aklı

İhâta eylemişdir cümle bu eşyayı İlmullah

 

Alîm O'dur ki ilmine kimsenin aklı erişmez.

Allah Teâlâ'nın İlmi her şeyi kuşatmıştır. ( Alîm, " bilici " demektir ki sıfatı, İlimdir. Böylece )

 

18.BEYT

 

Mürid Ol'dur Dileyicidir ve her şey üzre kâdirdir.

Ne kim diler olur peydâ alâ vefki Murâdıllah

 

Müriddir= Dileyicidir. Ve herşey üzere kâdirdir.

Artık kendisi neyi dilerse, O'nun muradına muvafık olarak peyda olur.

 

19.BEYT

 

Cemîi hayr u şerri Ol diler takdîr u halk eyler

Velî hayrı sever ancak ki sevmez şerleri Allah

 

Bütün hayrları, şerleri Kendisi diler; tesbit eder; yaratır.

Allah Teâlâ, kulunun ancak hayrlı işlerini sever; şer işlerini sevmez.

 

20.BEYT

Basîr Ol'dur hakîkatde ki hep eşyâya nâzırdır

Velî gözden münezzehtir Basardır min Sıfâtillah

 

Basîr= Görücü O'dur ki gerçekte her şeyi kontrol altına alıp bakar.

Lâkin göz(gibi alet, edevat)den münezzehtir. Basar yani görmek, Allah'ın sıfatlarındandır.

21.BEYT

 

Semîi' Ol'dur işidir her avazı sır ile cehri

Münezzehdir kulaktan Ol sıfattır A'nda Sem'ullah

 

Semîi'=işitici O'dur, ki gizli ve âşikar her avazı işitir.

Kulaktan münezzehtir ancak Semi'=işitmek Allah Teâlâ'nın sıfatıdır.

 

22.BEYT

 

Mütekellimdir Ol ammâ berîdir dilden ağızdan

Hurûf u lafzı savt ile değil vasf-ı Kelâmullah

 

Allah Teâlâ, Mütekellim=Konuşucudur. Amma dil ve ağızdan beridir.

Kelâmullah=Allah'ın konuşma sıfatı, ses, harf ve lafızla değildir.

 

23.BEYT

 

Subutiyye sıfâtı kim ne aynıdır ne ğayrıdır

Kadîm dâim ve Zât'ıyla kâimdir Sıfâtullah

 

Allah Teâlâ'nın subûtiye sıfatları, ne Kendisi ne de başkasıdır;

Ezelîdir, dâimîdir, Zât'ıyla kâimdir.

 

24.BEYT

 

Hakk'ın mukrim ibâdıdır melekler yerde göklerde

Avâmından avâm-ı nâsı efdal eylemiş Allah

 

Yerde ve göklerde melekler, Hakk Teâlâ Hazretleri'nin şerefli kullarıdır.

Allah Teâlâ, insanlardan avam mü'minleri, meleklerin avâmından üstün kılmıştır.

 

25.BEYT


Yemek içmek hem erkeklik dişilik yokdur anlarda

Hakka hiç âsi olmazlar muti'dirler li Emrillah

 

Meleklerde, yemek, içmek, erkeklik ve dişilik yoktur.

Allah Teâlâ'nın emrlerine tabiî olarak boyun eğerler. Asla Cenâb-ı Hakk'a âsî olmazlar.

 

26.BEYT

 

Ve Cebrâil u Mikâil u İsrâfil u Azrâilu

Mukarrebdir Peygamberdir bu dördü hep Emînullah

 

Cebrâil, Mîkâil, İsrâfil ve Azrâil,

Allah'a en yakın elçilerdir. Bu dördü Allah Teâlâ'nın emin kullarıdırlar.

 

27.BEYT

 

Hakkın yüzdört kitâbı kim nebîler üzre inmiştir.

Kitabdır anların dördü suhuf yüzü Kelâmullah

 

Allah Teâlâ tarafından nebîler üzerine yüzdört kitab inmiştir.

Dördüne kitab, yüzüne suhuf denilir. Hepsi Allah Teâlâ'nın kelâmıdır.

 

 

 28.BEYT

 

Zebûr'u verdi Dâvud'a dahi Tevrât'ı Mûsâ'ya

Ve hem İncîl'i İsâ'ya getirmiş Cebrâil Billah

 

Allah Teâlâ, dört kitabdan Zebûr'u Dâvûd'a, Tevrat'ı Mûsâ'ya,

İncil'i İsa'ya vermiştir. Cebrâil Allah Teâlâ'nın emriyle bunları, onlara getirmiştir.

 

29.BEYT

 

Habîbullah'a Kur'ân'ı getirdi hâcet oldukça

Yirmiüç yıl içre cümle kati' oldu o Vahyullah

 

Cebrâil, yirmiüç yıl, ihtiyac oldukça, Allah Teâlâ'dan vahiyle ayet ayet Kur'an'ı Habîbullâh'a getirmiştir.

Bundan sonra vahiy kesilmiştir.

 

30.BEYT

 

Dahi ben enbiyâ hakkında bildim ismet u fitnet

Nezâfet hem emânet sıdk ile tebliğ-i Hükmullah

 

Peygamberlerin, günahtan masum ve mahfuz, üstün akıl ve zeka sahibi,

Pak ve temiz; Allah'ın buyruklarını kullarına tebliğ etmede ve her hususta emîn; özlerinde ve sözlerinde doğru olduklarına ve Allah Teâlâ'nın hükümlerini bildirdiklerine inandım.

 

31.BEYT

 

Kazerle zenb u humk u kizb u ketbân u hıyânetle

Münezzehdir müberrâdır cemîi Enbiyâullah

 

Bütün nebîler, kir ve pislikten, ahmaklıktan, yalandan, hakkı, doğruyu gizlemek ve hıyanetten,

münezzehtirler; berîdirler

 

32.BEYT

 

Nebîler ismini bilmek dediler ba'zılar vâcib

Yirmisekizin bildirdi Kur'an'da bize Allah

 

Bazı alimler nebîlerin isimlerinin bilinmesi vacibdir dediler;

Kur'an-ı Kerim'de Allah Teâlâ nebilerden yirmisekizinin adını beyan etti; şöyleki...

 

33.BEYT

 

Biri Âdem biri İdris u Nuh Hûd ile Sâlih

Hem İbrâhîm u İshâk ile İsmâil Zebîhullah

 

34.BEYT

 

Dahi Ya'kub ile Şuayb u Lût ile Yahyâ

Zekeriyyâ ile Hârun ahi Mûsâ Kelîmullah

 

 35.BEYT

 

Ve Dâvud u Süleyman u dahi İlyâs u Eyyûbdur

Biri de Elyasa'dır dahi İsâ'dır o Rûhullah

 

36.BEYT

 

Birinin ismi Zülkifl u biri Yûnus nebidir hem

Hitâmı Ol Habîb-i Hakk Muhammed'dir Rasûlullah

 

Bazı alimler, Kur'an-ı Hakîm'in bildirdiği yirmisekiz enbiyanın isimlerini bilmenin vacib olduğunu söylediler. Bunların isimleri şöyledir: Adem, İdris, Nuh, Hûd, Sâlih, İbrâhim, İshak, Allah yolunda boğazlanmayı cân-ı gönülden kabul eden İsmâil, Ya'kub, Yûsuf, Şuayb, Lût, Yahyâ, Zekeriyyâ, Mûsâ kelimullah ve kardeşi olan Hârun, Dâvud, Süleyman, İlyas, Eyyub, Elyasa', Ruhullah olan İsa, Zülkifl, Yûnus ve bunların sonuncusu Allah'ın sevmiş olduğu Muhammed Rasûlullah..

 

37.BEYT

 

Üzeyr, Lokman u Zülkarneyn üçünde ihtilaf oldu

Ki ba'zı enbiyâdır der ve ba'zı der Veliyyullah

 

Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn'de ihtilaf edildi.

Bazıları bunların enbiyâ olduklarını, diğer bazısı Allah'ın dostları yani velî olduklarını söylediler.

 

38.BEYT

 

Cemîi enbiyâdan evvelidir Hazreti Adem

Kâmûdan efdal u âhir Muhammed'dir Habîbullah

 

Bütün enbiyânın ilki Hazreti Adem;

Sonuncusu Habîbullah Muhammed'dir ve hepsinden üstündür.

 

39.BEYT

 

İkisinin arasında kati çok enbiyâ geldi

Hisâbın kimseler bilmez bilir anı hemen Allah

 

İkisi arasında, birçok enbiyâ gelmiştir.

Onların hesabını Allah'tan başka kimse bilmez.

 

40.BEYT

 

Risâlât-ı rusul mevtiyle bâtıl olmaz ol kat'â

Ve efdaldir melekler cümlesinden Enbiyâullah

 

Rasullerin ölümleriyle, risâletleri asla bâtıl olmaz.

Peygamberler, büyük meleklerden daha büyüktürler


41.BEYT

 

Bizim Peygamber'in ahkâm-ı şer'î öyle bâkîdir

Ki ehli mahşeri bu şeri'le fasledecek Allah

 

Bizim Peygamberimiz'in getirmiş olduğu şeriatin hükümleri bâkîdir.

Nitekim mahşerde de Allah Teâlâ bu şeriatle mahluku arasında hükmedecektir.

 

42.BEYT

 

Ve mi'râc-ı Nebî hakdır Ana şahsıyla muhtasdır

Çıkıb fevk-al-ulâya Hakk'ı görmüştür Habîbullah

 

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in mi'râcı hak ve doğrudur; Onun şahsına hastır.

Habîbullah en yüksek mevkiye çıkmış ve orada Hakk Teâlâ'yı görmüştür.

 

43.BEYT

 

Cihan cümle sıfâtıyla ve eczâu sıfâtıyla

Hem ef'ali ibâdın hayr u şerri cümle Halkullah

 

Madde ve mana=mülk ve melekut âleminde ne varsa, tek tek ve toplu olarak;

Aynı zamanda kulların yapageldikleri hayr ve şerlerin hepsini Allah Teâlâ yaratmıştır.

 

44.BEYT

 

A'nın ilm u murâd u halk u takdîriyle hâdisdir

Ki yoktur hâlık u bârî iki âlemde ğayrullah

 

(Mahluk) O'nun ilmiyle, iradesiyle, yaratmasıyla, hüküm ve kudretiyle yoktan var olurlar.

Madde ve manada, dünya ve ahirette, Allah Teâlâ'dan başka yaratıcı ve var edici yoktur. ( Şu kadar ki, )

 

45.BEYT

 

İbâdın ihtiyârı vardır ef'âlinde cüz'îce

Ol ef'âl üzre bulmuşlar sevab hem İkâbullah

 

Kulda, akıl ve aklı kullanmaktan ibaret yapabilme gücü, cüz'î de olsa vardır.

Bunun için kullar, yaptıklarından dolayı sevab veyahud da azaba müstehak olurlar.

 

46.BEYT

 

Ol ef'âlin cümeylidir Hakk'ın hubb u rıdâsıyla

Kabîhinde bulunmaz ne mehabbet ne Rıdâullah

 

Kulun iradesiyle meydana gelen fiilinin güzelinde, Allah Teâlâ'nın sevgi ve rızası vardır.

Çirkininde ise, ne sevgisi ne de rızası vardır.

 

47.BEYT

 

Sevâb efdalidir Hakk'ın ve adlidir ikab A'nın

Vücûb icabsız Hakk'a bî istihkak abdullah

 

Allah Teâlâ üzerine hiçbir hak gerekli olmaksızın kuluna sevab vermesi, fazl u keremidir.

Kulu da hiçbir azaba müstehak olmaksızın, Allah Teâlâ'nın onu cezalandırması adaletidir.

 

48.BEYT

 

Mukârindir bu fi'le istitâat kim o kudretdir

Bulunsa istitâat olunur teklif Şer'ullah

 

İstitâat=yapabilme gücü, kulun işlediği işle beraberdir.

İstitâat kulda olduğu müddetçe, Allah Teâlâ'nın şeriatini tatbik etmeye mükelleftir.

 

49.BEYT

 

Ki abdin kendi vus'ında ne kim olmaz anı asla

Ana din içre teklif etmemişdir Ol Halîmullah

 

Kulun yapabilme veya terkedebilme gücü olmadığı yerlerde,

Allah Teâlâ, hilm sıfatıyla tecelli ederek, ona hükümlerini yüklemez.

 

50.BEYT

 

Haram erzakdır herkes yer içer kendi rızkın hep

Ve kimse kimsenin rızkın alıb ekil edemez Vallah

 

insanın boğazından geçen, helal olsun haram olsun, rızktır. Herkes kendi rızkını yer içer.

Hiçbir kimse diğerinin rızkını alıp yiyemez Vallâhi.

 

51.BEYT

 

Ecel vaktinde meyyittir o maktûl ecel birdir

Ve hâl-i ye'sin îmânı değil makbûl İndallah

 

Öldürülen, ecelinin vaktinde ölmüştür. Ve ecel birdir.

Ümidsizlik halinde iman etmek, Allah nezdinde makbul değildir.

 

52.BEYT

 

Heyûlâ yokdur ezhan içre bir cüzü olduğu hakdır

Ki ol vasf-ı tecezzîden birîdir der bu Ehlullah

 

Heyûlâ ezelî değildir. Ancak, cevherler (elektron, nötron, proton gibi aslî cüzler ) vardır.

Ehli Sünnet velCemaat dediler ki: Kâbil-i taksim olmayan cüzlerden Allah Teâlâ münezzehtir.

 

53.BEYT

 

Kabirde meyyite Münker Nekir dört şey sual eyler

Ki Rabb'in kim nebin kim nedir dînin ve kıblengah.

 

Ölene kabirde Nekir ve Münker adlı melekler gelip dört şey sorarlar:

Rabb'in kim, peygamber'in kim, dînin nedir, kıblen neresi?

 

54.BEYT

 

Cevâbın verenin canı ile cismi zevk eder anda

Şaşıb küffâr u âsiler çeker anda Azâbullah

 

Cevabını veren, ruh ve cismiyle zevki tadar.

Kafir ve âsîler şaşırırlar ve Allah'ın azabını çekerler

 

55.BEYT

 

Bu dünyaya gelen gider ki kalmaz canlı hiç kimse

Dahi yevmi kıyâmetde eder emvâti ba's Allah

 

Bu dünyaya gelen bütün canlılar, ölürler; canlı kalmaz.

Kıyamette dahi Allah Teâlâ ölenleri, beden ve ruhla haşre gönderecektir.

 

56.BEYT

 

Verirler defter-i a'mâlini her adamın anda

Kiminin sağ eline kimine soldan maâz Allah

 

Her adamın, ameli içinde bulunan defterini verirler.

Kimine defteri sağdan, Allah korusun kimisine de soldan..

 

57.BEYT

 

Kitâbıyla hisâbı var Hudâ'nın rûz-i mahşerde

Sorarlar herkesin ef'âl u akvâlin Biemrillah

 

Kıyamet gününde Allah Teâlâ'nın hükmü, hesabı vardır.

Melekler, Allah Teâlâ'nın emriyle herkesin işlediği işini, söylediği sözünü sorarlar.

 

58.BEYT

 

Kebâirle sağâir ehline ol gün şefâatler

Ederler enbiyâ u ehli ilm u Evliyâullah

 

Kıyamet gününde, büyük ve küçük günah işleyenlere,

Enbiya, ulemâ ve Allah'ın dostları şefaat ederler

 

59.BEYT

 

Ameller vezn olundukda Sırâtı geçmemiz hakdır

Ve Kevserle sekiz cennet verir mü'minlere Allah

 

Ameller terazide tartıldıktan sonra, Sırat Köprüsünden geçmemiz haktır.

Allah Teâlâ mü'minlere Havz-ı Kevser ve sekiz cenneti vermiştir.

 

60.BEYT

 

Girecek cennete mü'minler anda çok bulub ni'met

Görürler şübhesiz anda niteliksiz cemâlullah

 

Mü'minler cennete girecekler; onda nice nimetler bulacaklar.

Şüphesiz mü'minler Allah Teâlâ'nın Cemâli'ni niteliksiz göreceklerdir


61.BEYT

 

Ve cennetle cehennem şimdi var ehliyle bâkîdir

Cehennem yedidir ehlin yakar dâim o Nârullah

 

Cennet ve cehennem şimdi de vardır; ehliyle ebedîdirler.

Cehennem yedi kattır. Allah'ın ateşi onda, cehennemlikleri ebediyen yakar.

 

62.BEYT

 

Kazâ ile gelir her hayr u şer Tanrı cenâbından

Bulur hayr ehlin dâim olur şer ehline hemrah

 

Kulun lehinde olan nimet ve hayrlar, aleyhinde olan bela ve şerler, Allah Teâlâ'nın hükmü, takdiriyle gelir.

Vakti geldikçe, hayrlı sebeb hayrlılara, şerli sebeb belaya giriftâr olanlara yoldaş olur.

 

63.BEYT

 

Ve Peygamber ne kim eşrât-ı sâatden haber vermiş

İnandım cümlesin izhar eder vaktinde hem Allah

 

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, kıyametin alâmetlerinden her ne haber vermişse,

Cümlesine inandım. Vakti geldikçe Allah Teâlâ onları izhar eder.

 

64.BEYT

 

Çıkar Yer Dâbbesi Deccâl u Ye'cûc ile Me'cûc

Doğar gün mağribden çün iner gökden o Rûhullah

 

Dâbbet-ul-arz ( Sâlih Peygamberin devesinin yavrusu ), Deccal, Ye'cûc, Me'cûc çıkarlar.

Bir de mağribden güneş doğar; Rûhullah olan İsâ aleyhisselam da gökten iner.

 

65.BEYT

 

Kebîre mü'mini îmandan ihrâc eylemez dahi

Ne küfre dâhil ve ne tâatin habt ede İndallah

 

Büyük günahı irtikab, mü'mini imanından çıkarmaz.

Onu küfre sokmaz. Yapmış olduğu taatini Allah nezdinde düşürmez.

 

66.BEYT

 

O isyan eylemez anı muhalled hem cehennemde

Meğer ki i'tikad ede anı maâz Allah

 

İşlediği o büyük günah, mü'mini cehennemde ebedî bırakmaz.

Ancak kat'î delille haram olanı, helal saymak; yahud kat'î olan helali haram saymak, Allah korusun, küfre sokar.

 

67.BEYT

 

Hudâ afveylemez şirki ve illâ andan ednâyı

Dilediği kulundan her günahı afveder Allah

 

Hudâ Teâlâ, küfür ve şirki afuv etmez, amma ondan aşağı dilediği kulunun günahını afuv eder.

 

68.BEYT

 

Kebâirden kaçan câiz ikab olmak sağâirle

Ve bîtevbe giden câiz kebâirden geçe Allah

 

Allah Teâlâ'nın, büyük günahtan kaçan kimseyi küçük günahla cezalandırması,

Aynı zamanda büyük günah işleyip tevbesiz öleni afuv etmesi mümkündür.

 

69.BEYT

 

Kabul eyler duâyı Hakk Teâlâ Kendi fazlından

Ve hâcet-i ibâdı hem kabul eyler Raûf Allah

 

Sonsuz esirgeyici merhamet sahibi olan Allah Teâlâ, kulunun yalvarışını fazlıyla kabul eyler.

Kullarının ihtiyacını da fazl u keremiyle giderir.

 

70.BEYT

 

Dahi îman ile islam ikisi şey'i vâhiddir

Cenâb-ı Hakk'dan ol her ne getirdiyse Rasûlullah

 

Allah Teâlâ'ya, tasdikle gönül bağlayarak inanmak ve teslim olmak, yani iman ve islam birdir.

Hâsılı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in Allah'tan bildirdiği din, iman ve islamdır.

 

71.BEYT

 

Kamûsun dil ile takrîr u tasdîk eyledim bilkalb

Birine yokdur inkârım inandım şüphesiz Vallah

 

Binaenaleyh cümlesini ikrar ettim; kalbimle tasdik ettim.

Hiçbirine inkarım yoktur. Ve hepsinin gerçekten Allah'tan geldiğine inandım.

 

72.BEYT

 

Çu din a'mâli îmandan muhakkak başka hâricdir

Pes îman izdiyad nâkıs olmaz hıfzede Allah

 

Zira din ile amel, imandan haric bir şeydir.

İş böyle olunca iman, zâtı itibariyle ziyade ve eksik olmaz. Allah Teâlâ onu hıfzeder.

 

73.BEYT

 

Demem ki inşâAllah mü'minim bel mü'minim hakkâ

Bu ma'nâ ile îmanı kesbî u mahlûkdurur Lillah

 

Bunun için inşâAllah mü'minim demem. Bilakis hakîkaten mü'minim derim.

Bu itibarla iman, kesbî ve Allah Teâlâ'nın mahlukudur.

 

74.BEYT

 

Ve ammâ Tanrı'nın Kendi kuluna ma'rifet küncin

Hidayet kıldığı ma'nâ ile vehbîdir ol Tallah

 

Fakat Tanrı Teâlâ'nın, Kendi fazl u kereminden ma'rifet hazinesini hediye ettiğine itibarla iman,

Vehbî ve mücerred ihsan ve tevfîk olur.

 

75.BEYT

 

Ve îman-ı mukallid hem sahîh olmuşdur ammâ ki

Ol istidlâl aklı terk ile âsim olur Billah

 

Allah ve O'nun Rasûlü'ne, delilsiz ve başkalarına uyarak inanan kimsenin imanı sahihdir.

Fakat taklidci, aklî delilleri araştırmayı terketmekle,

Allah Teâlâ'ya karşı günahkar olur.

 

76.BEYT


Kerâmet-ı velî hakdır nebîsi mu'cizâtîdir

Keser az müddet içre çok mesafe Evliyâullah


Allah Teâlâ'nın sevdiği kulunun kerametleri haktır.

Ve onun kerâmetleri nebîsinin mucizeleridir.

Az bir müddette çok mesafeyi evliyaullah geçer.


77.BEYT


Bulurlar vak-i hâcetde taâmı hem libâs anlar

Behâim hem cemâdâtile söylerler Biiznillah


İhtiyac oldukca onlar, yiyecek ve giyecekleri bulurlar

Hayvanlarla, cansız varlıklarla Allah Teâlâ'nın izniyle konuşurlar


78.BEYT


Gehi su üzerinde meşî ederler vecd-i hâletle

Havada hem uçarlar hark eder âdâtını Allah


Bazan vecd u hâletle, su üzerinde yürürler.

Havada uçarlar. Allah Teâlâ tabiî kanunları onlara iptal eder.


79.BEYT

 

Erişmez bir velî hiçbir nebînin rütbesine hem

Ana ermez ki andan sâkıt ola emr u Nehyullah

 

 Hiçbir veli, hiçbir nebînin mertebesine ulaşamaz.

Ondan Allah'ın emr ve yasakları düşecek bir mertebeye de ulaşamaz.

 

80.BEYT

 

Ve efdal evliyâ Sıddîk-ı Ekber ba'dehu Fâruk

Ve Zinnûreyn'den sonra Alî'dir ol Veliyullâh

 

Ve evliyânın en üstünü, Sıddîk-i Ekber Hazreti Ebû Bekr'dir. Sonra Hazreti Ömer-ul-Fâruk'tur.

Sonra iki nur sahibi Hazreti Osman'dır. Sonra Allah'ın dostu Hazreti Ali'dir.

 

81.BEYT

 

Bu dördü hem hilâfetde bu tertib üzre kâimdir

Bu çâr-ı yârdan sonra hem efdal Evliyâullah

 

Dördünün hilâfeti de bu tertib üzeredir.

Bu çâr yâr güzin'den sonra, Evliyâullah'ın üstünleri


82.BEYT


Kalan ashabdır ki cümlesinin zikri hayrolsun

Cemîl âl u ashab-ı kirâmı sevmişem Billah


Dördünün hilâfeti de bu tertib üzeredir. Bu çâr-ı yâr-ı güzin'den sonra,

Evliyâullah'ın üstünleri, kalan ashâb-ı kiram'dır. Hepsinin zikri hayr olsun.

Hasıl, bütün ashâb-ı kirâmı Allah için severim.


83.BEYT


Aşere-i mübeşşere ve Fâtıma Hasen Hüseyn

Bu ümmetden bulâra cennetile neşhedu Billah


Bu ümmetten cennetle müjdelenen on nefer ve Fâtıma, Hasan, Heseyn Hazerâtına cennet müjdesi verilmiştir.

Biz dahi Allah için bunların cennetlik olduklarına şehadet ederiz.


84:BEYT


ve ğayrı kimseye aynıyla cennetlik denilmez ki

O ğayba hükmolur ğaybı ne bilsin kimse ğayrullah


Bunlardan başkasına bitta'yin cennetlik denilmez.

Zira o ğayba hüküm olur. Gaybı Allahtan başka kim bilebilir ki..


85.BEYT

 

Ve ashâb-ı kirâmın cümlesinden sonra ümmetden

Cemîl tâbiîn olmuştur efdal-i Evliyâullah

 

Ümmetten evliyânın en üstünleri, ashâb-ı kirâmın hepsinden sonra, tüm tâbiîndir.

 

86.BEYT

 

İmâm-ı müslimîn sultan müslim hür mükellef hem

Kureyşî zâhir olâlı edib tenfîz-i Hükmullah

 

Müslümanlara imam olacak sultan; müslim, hür, mükellef

Kureyşî ve açıkta olmalıdır ki, Allah'ın ahkâmını infaz etsin.

 

87.BEYT

 

Velî Hâşimli hem ma'sum olmak şart değildir kim

O fısk u cevr için hiç mün'azil olmaz Bişer'illah

 

Lakin Hâşimli ve masum olması şart değildir.

O fısk ve cefa vermekte, Allah'ın şeriatiyle asla azlolunmaz.


88.BEYT

 

Ve berr u fâcire uyub namazım kılarım bile

Hem anların cenazesi namazın kılıram Lillah

 

Salihe de fâsıka da uyup namazımı kılarım.

Salih olsun fâsık olsun, her müslümanın cenaze namazını Allah için kılarım.

 

89.BEYT

 

Adîn üzre hazarda hem seferde mesih câizdir

Ve müskir olmayan temr u anab suyu Mübâhullah

 

Hazarda ve seferde mes üzerine meshetmek caizdir.

Sekir vermeyen hurma ve üzümden çıkan meşrubatlar Allah'ın helal ettiği şeylerdir.

 

90.BEYT

 

Tasaddukla duâmızdan bulur emvâtimiz ni'met

Ve fazl-ı emkine eşhas u ezmân hakdır ey Vallah

 

Sadaka ve dualarımızdan ölülerimiz nimet bulurlar.

Bazı yerlerin, şahısların, zamanların üstünlüğü, hak ve gerçektir.

 

91.BEYT


Bilinmez müşrikîn etfâli cennetle mi nârda mı

Ve küffâra kirâmen kâtibeyn vermiş Kerîm Allah


Müşriklerin ergenlik çağına gelmeyen çocukları, cennette mi, ateşte mi bilinmez.

Kerim olan Allah Teâlâ, kafirlere bile amelleri tesbit eden melekleri tayin etmiştir.


92.BEYT


Ne ki ma^dûmdurur o şey ve mer'î ad olunmaz ki

Mükevvin kâinata benzemez şeydir Teâlallah


Olmayan bir şey, yoktur ve görülmesi de yoktur.

Kainatı yaratan Allah Teâlâ kainata benzemez bir şey'dir;

Allah Teâlâ, kainatın sıfatından münezzehtir.


93.BEYT


İsâbet-i ayn câizdir ve sihir insana vâki'dir

Beşer aklından efdaldir ulûm-i Enbiyâullah


Nazar değmesi mümkündür. İnsana sihir yapmak vâki'dir.

Enbiyâullah'ın ilimleri, tüm beşerin aklından üstündür.

 

 94.BEYT

 

Delîle müctehid evvel bakıb eyler isâbet hak

Ve sonra muhkeme bakıb hatâsın afveder Allah

 

Müctehidin bir önceki delile bakarak hüküm etmesinden sonra,

Muhkem bir delili görüp yeniden hüküm etmesi halinde Allah Teâlâ önceki hatasını afuv eder..

 

95.BEYT

 

Ve hak birdir muayyendir ve Kur'an ve hadîs ancak

Ne miktar olsa mümkün zâhirine hamlolur hergah

 

Ve hak birdir; Allah nezdinde bellidir. Kur'an ve hadis lafızları,

mümkün oldukça zahirine hamlolunur daima

 

96.BEYT

 

Bu zâhirden ol ehli bâtının da'vası ma'naya

Udûli hem nusûs u istihfaf-i Şer'ullah

 

Bâtınîlik iddiasına mebnî, Bâtınîlerin Kur'an ve hadis lafızlarını, bu zâhirî manasından başka bir manaya hamletmeleri,

açık manasını reddetmeleri, Allah Teâlâ'nın şeriatini hafife almaları...

 

97.BEYT

 

Hem istihlâl-i zenb u rahmet-i Hakk'dan ye'si hem de

Azâbından emîn olmak bu cümle küfürdür Billah

 

Yahud günah işlemeyi helal inanmak, Allah Teâlâ'nın rahmetinden ümid kesmek, yahud azabından emin olmak..

Bunların hepsi dinden çıkmaktır. Ve Allah Teâlâ'yı inkardır.

 

98.BEYT

 

Ve lafz-ı küfrî tav'ile ve kâhin sözlerin tasdîk

Küfürdür lakin inkarı yeniden tevbedir Lillah

 

Böylece ihtiyârî olarak inkara sirayet edecek söz sarfetmek, yahud kahinlerin sözlerini tasdik etmek küfürdür.

Bu küfürden dönüş, Allah'a yeni bir tevbeyledir.

 

99.BEYT

 

Hudâ otuziki farzı ibâdına buyurmuştur

Kamûsun farz bildim boynuma aldım Bitav'illah

 

Hudâ Teâlâ, otuziki farzı kullarına yüklemiştir

Hepsinin farz olduğuna inandım; ve Allah Teâlâ'ya boyun eğerek boynuma aldım.

 

100.BEYT

 

Şurûtu beşdir İslâm'ın ki tevhîd u salât u savm

Zekat u hac ğanîler hakkında bu cümle Farzullah

 

Allah'ın farzları ki, İslamın beş şartı; kelime-i şehadet, namaz, oruc,

Zenginlere zekat ve hac...

 


101.BEYT

 

Namazın farzı hâricde olanlar altı farz olmuş

Ve erkânı içinde oldular hem altı Farzullah

 

Namazın haricinde altı şart, içinde de altı rükün;

 

102.BEYT

 

Dışındaki taharet setri avret vakti bilmekdir

Ve abdest almak ve niyet hem istikbâl-i Beytullah

 

Haricindekiler; taharet, setri avret, vakti bilmek,

abdest almak, niyet etmek, Beytullah'a yönelmek;

 

103.BEYT

 

Namaz içinde tekbîr u kıyam ile kırâatdir

Rükû' u ka'de-i uhrâ ikişer secdedir Lillah

 

İçindekiler ise; tekbir kıyam, kıraat,

Rüku', Allah için iki secde ve son oturuştur.

 

104.BEYT

 

Vudûnun farzı yüzün ellerin dirseklerile hem

Başa mesheyleyib ayakları gaslet dedi Allah

 

Abdestin farzları; yüzü, dirseklere kadar yıkamak,

Başı meshetmek, bir de ayakları yıkamak üzere Allah'ın dört emridir.

 

105.BEYT

 

Ve guslün farzı üçdür mazmaza ile hem istinşak

Üçüncü cümle a'zâsın yumatdır tevbetn Lillah

 

Guslün farzları, ağzı çalkalamak, burna su çekmek,

Tüm bedeni yıkamak üzere üçtür. Bu Allah'a tevbe için yapılır.

 

106.BEYT

 

Teyemmüm eylemek vâcibdir abdest ile gusl için

Su bulunmazsa ya kudret yoğisedir bu Şer'ullah

 

 Suyu kullanmaya güç yoksa, yahud su bulunmazsa, abdest ve gusül için teyemmüm vacib olur.

Bu dahi Allah'ın şeriatidir.

 

107.BEYT

 

Anın rüknü iki urmak şurûtu beş biri niyyet

Saîd u tâhir u mesh biri acz-i İbâdullah

 

Teyemmümün rüknü, yüzü ve elleri meshetmek üzere iki vuruştur. Beş de şartları vardır:

Niyet, toprak (veya onun cinsi), toprağın da temiz olması, meshetmek, kulların suyu kullanmak da aciz kalmaları...

 

108.BEYT

 

Ve savmın farzı üç niyetle ekli nîki terk etmek

Fecir doğdukda gün batınca imsak oldu Emrullah

 

Orucun farzı, fecrin doğuşundan gün batıncaya kadar,

Niyetle, yemek, içmek ve temastan sakınmaktır. Allah Teâlâ'nın emri budur.

 

109.BEYT

 

Dahi haccın fürûzu üç biri ihrama girmekdir

Biri vakfe cebel üzre ziyâret oldu Beytullah

 

Haccın farzları, ihrama girmek, Arafat dağında durmak,

Beytullah'ı tavaf etmek üzere üçtür.


110.BEYT

 

Harâmı i'tikad etmek haram andan sakınmakdır

Helâli hem helal bilib bu oldu cümle Farzullah

 

Haramı haram inanmak ve ondan sakınmak;

Helali de helal inanmak dahi, Allah Teâlâ'nın bize emrettiği farzlardır.

 

111.BEYT

 

Hep ashâb-ı güzîn u tâbiîn u müctehidînin

Ne ki var Ehli Sünnet velCemâat cümle Ehlullah

 

Tüm ashâb-ı güzîn, tabiîn, müctehidler,

Hepsi, Ehli Sünnet velCemaattir; Allah'ın dostlarıdırlar.

 

112.BEYT

 

Kamûnun i'tikadı bu yüzon beyt içre bil Hakkı!.

Budur hak mezheb ancak bunda sâbit eylesin Allah

 

Ey Hakkı!.. Artık onların itikada dair ölçülerini, yukardaki yüzon beyt içerisinde bil.

Budur hak mezheb. Allah Teâlâ bizi bu itikad üzere sabit eylesin.

 

 113.BEYT

 

Eğer benden küfür amden hatâen sâdır olduysa

Ben ol küfrün cemîinden berî oldum Livechillah

 

Eğer benden kasden veya hatâen küfür sâdır olmuşsa,

Hepsinden beri oldum; Allah Teâlâ'ya yöneldim.

 

 114.BEYT

 

Dahi şer'a muhalifse eğer akvâl u ef'âlim

Ben anlardan rücu' etdim ve tubtu kurbeten Lillah

 

Sözüm, fiilim, şeriate muhalifse, ondan pişmanım; döndüm.

İbadet olarak Allah'a tevbe ederim. (Ve)

 

115.BEYT

 

Ne ki kılmış Habîbullah bize tebliğ-i ahkâmı

Kabul etdim âmentu Billah ve Hukmillah.

 

Allah'ın sevgili kulu, Allah Teâlâ'nın ne gibi hükümlerini bize bildirdiyse,

Kabul ettim; ona razı oldum. Allah Teâlâ'ya ve hükümlerine ve Peygamber'in getirdiklerine inandım.

 

116.BEYT

 

Dilim ikrârımı kalbimle tasdîk eyledim candan

Sen'in hıfzında îmânım emânet olsun ey Allah

 

Kalbimle candan tasdik ederek, dilimle söylerim.

Allah'ım, bu gönül bağlılığım, tasdik ve itirafım, dönüş ve ibadetlerim, hepsi, Sen'in hıfzında emanet olsun.

 

 

Allâhumme salli efdâle salâtin ve sellim ekmele selâmin alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin adede ma'lûmâtike ve midâde kelimâtike kullemâ zekerek-ez-zâkirûne ve ğafele an zikrik-el-ğâfilûn

 

Her şeyden yüce olan Cenâb-ı Hakk'a envâi hamd ve senâ ederiz. O'nun seçtiği kulu ve Rasûlü'ne salât ve selamlar olsun. Beytlerin Osmanlıca nazmı ve Türkçe tercümesi hitama ermiştir.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst