Konuya cevap cer

Ek Bölümler - Sayfa 327


Bununla da kalmadı; derhal gerek idarî ve gerek adlî çok mühim takipler ve pek ciddî tetkikler, uzun ve müselsel mahkemeler cereyan etti. Neticede, bu İlâhî tecellînin gönüller ülkesine kurulan bir iman ve irfan müessesesinden başka birşey olmadığı tahakkuk edince, adaletin İlâhî bir surette tecellîsi şu şekilde zuhur etti: Bediüzzaman Said Nursî ve bütün Risale-i Nur eserlerinin beraati kararı resmen ilân edildi. Ve artık, ruhun maddeye, hakkın bâtıla, nurun zulmete, imanın küfre her zaman galebe çalacağı, ezelden ebede değişmeyecek olan İlâhî kanunların başında gelen bir hakikat olduğu güneşler gibi belirdi.


Herhangi bir iklimde zuhur eden bir ıslahatçının mahiyet ve hakikatini, sadakat ve samimiyetini gösteren en gerçek miyar, dâvâsını ilâna başladığı ilk günlerle, muzaffer olduğu son günler arasında ferdî ve içtimaî, uzvî ve ruhî hayatında vücuda gelen değişiklik farklarıdır, derler.


Meselâ, o adam ilk günlerde mütevazi, âlicenap, feragat ve mahviyetkâr, hülâsa, bütün ahlâk ve fazilet bakımından cidden örnek olan gayet temiz ve son derece mümtaz bir şahsiyetti. Bakalım, cihadında muzaffer olup hislerde, emellerde, gönüllerde yer tuttuktan sonra, yine o eski temiz ve örnek halinde kalabilmiş mi? Yoksa, zafer neş’esiyle, birçok büyük sanılan kimseler gibi yere göğe sığmaz mı olmuş?


İşte, büyük küçük herhangi bir dâvâ ve gaye sahibinin mahiyet ve hakikatini, şahsiyet ve hüviyetini en hakikî çehresiyle aksettirecek olan en berrak ayna budur.


Tarih boyunca, bu müthiş imtihanı kazanmanın şaheser misalini, evvelâ peygamberler ve bilhassa Sultanu’l-Enbiya Sallâllahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz, sonra onun halife ve sahabeleri ve daha sonra onların nurlu yolunda yürüyen büyük zatlar vermişlerdir.








Bediüzzaman Said Nursî: (bk. bilgiler)Sallâllahu Aleyhi ve Sellem: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
Sultanu’l-Enbiya: Peygamberlerin Sultanı Hz. Muhammedadalet: her hak sahibine hakkının tam ve eksiksiz verilmesi
adlî: adliyeye aitahlâk: huy, tabiat, insanın davranış tarzı, tutum ve tavrı
beraat: temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılmasıbilhassa: özellikle
bâtıl: hak olmayan, doğru olmayancereyan etme: meydana gelme
cihad: din uğrunda çaba harcama; mücadeleebed: sonu olmayan, sonsuzluk, sonsuz
emel: arzu, istekevvelâ: öncelikle, ilk olarak
ezel: başlangıcı olmayan, sonsuzfazilet: değer, üstün özellik
feragat: hakkından kendi isteğiyle vazgeçmeferdî: kişisel
hak: doğru, gerçekhakikat: doğru, gerçek; asıl ve esas
hakikî: asıl, gerçekhalife: Hz. Peygamberden sonra idarecilik görevini üstlenen kişi
hülâsa: özet olarakhüviyet: kimlik
idarî: idareye aitirfan: bilgi, anlayış
içtimaî: sosyal, toplumsalküfür: inkâr ve inançsızlık
mahiyet: öz nitelik, özellikmahviyetkâr: alçakgönüllü
misal: benzer, örnekmiyar: ölçü, ölçüt, ayar
muzaffer olma: kazanmamüessese: kurum
mühim: önemlimümtaz: seçkin, üstün
müselsel: silsile halinde, zincirlememütevazi: alçakgönüllü, gösterişsiz
netice: son, sonuçneş’e: sevinç
ruhî: ruhsalsadakat: bağlılık, doğruluk
sahabe: Hz. Peygamberi (a.s.m.) gören ve onun yolundan giden Müslümanlartahakkuk etme: birşeyin doğruluğunun anlaşılması
tecellî: görünüm, yansımatetkik: inceleme, araştırma
uzvî: bedenselvücuda gelen: oluşan, meydana gelen
zuhur etme: ortaya çıkma, görünmezulmet: karanlık
âlicenap: yüksek ahlâklı, şerefliçehre: yüz
İlâhî: Allah tarafından olanıslahatçı: düzeltici
 


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst