Konuya cevap cer

Ek Bölümler - Sayfa 330


Cenâb-ı Hak vaadinde hulf etmez—yeter ki, bu azim vaad-i İlâhîyi icap ettirecek şartlar tahakkuk etsin.


Bu âyet-i kerime, Üstadın karakter ve şahsiyetini tahlil hususunda bize nurdan bir rehber oluyor ve o nurun billûr ışığı altında artık en ince çizgileri ve en hassasnoktaları görüp sezebiliyoruz. Zira, madem ki bir insan Cenâb-ı Hakkın hıfz ve himayesinde bulunmak nimetine mazhar olmuştur; artık onun için korku, endişe, üzüntü, yılma, usanma ve saire gibi şeyler bahis mevzuu olamaz.


Allah’ın nuruyla nurlanan bir gönlün semasını hangi bulutlar kaplayabilir? Her an huzur-u İlâhîde bulunmak bahtiyarlığına eren bir kulun ruhunu, hangi fâni emel ve arzular, hangi zavallı teveccüh ve iltifatlar ve hangi pespâye gaye ve ihtiraslar tatmin,teskin ve tesellî edebilir?


Allah’tır onun yârı, mürebbîsi, velîsi;

Andıkça bütün nur oluyor duygusu, hissi.

Yükselmededir mârifet iklimine her an,

Bambaşka ufuklar açıyor ruhuna Kur’ân...

Kur’ân ona yâd ettiriyor “Bezm-i Elest“i.

Âşık, o tecellînin ezelden beri mesti...


İşte, Bediüzzaman, böyle harikalar harikası bir inâyete mazhar olan mübarek bir şahsiyettir. Ve bunun içindir ki, zindanlar ona bir gülistan olmuş; oradanebediyetlerin nurlu ufuklarını görür. İdam sehpaları, birer vaiz ve irşad kürsüsüdür. Oradan insanlığa ulvî bir gaye uğrunda sabır ve sebat, metanet ve celâdet dersleri verir. Hapishaneler birer medrese-i Yusufiyeye inkılâp eder. Oraya girerken, bir profesörün üniversiteye ders vermek için girdiği gibi girer. Zira oradakiler, onun feyizve irşadına muhtaç olan talebeleridir. Hergün birkaç vatandaşın imanını kurtarmak ve cânileri melek gibi bir insan haline getirmek, onun için dünyalara değişilmez birsaadettir.



Bediüzzaman: (bk. bilgiler – Bediüzzaman Said Nursî)Bezm-i Elest: Elest Meclisi; Allah’ın ruhları yarattığında, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” anlamındaki sorusuna, ruhların, “Evet, Rabbimizsin” diye cevap verdikleri an
Cenâb-ı Hak: Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allahazim: büyük, yüce
bahis mevzuu: söz konusubahtiyarlık: talihlilik
billûr: kristal; pek duru ve temizcelâdet: kahramanlık, yiğitlik
cânî: cinayet işlemişebediyet: sonsuzluk
emel: arzu, istekezel: başlangıcı olmayan, sonsuzluk
feyiz: mânevî gıda, bereketfâni: geçici
gülistan: gül bahçesihassas: duyarlı
hulf: verdiği sözü tutmamahuzur-u İlâhî: Allah’ın huzuru
hıfz: koruma, saklamaicap ettirme: gerektirme
ihtiras: hırs duymak, şiddetli arzu etmekiltifat: övgü
inayet: lütuf, iyilik, yardıminkılâp etme: dönüşme
irşad: doğru yolu gösterme, uyarmamazhar olma: elde etme, erişme
medrese-i Yusufiye: Hz. Yusuf’un (a.s.) hapiste kalmasına benzetilerek, iman ve Kur’ân hizmetinden dolayı tutuklananların hapsedildiği yer anlamında hapishanemetanet: sağlamlık
mârifet: Allah’ı tanıma, bilmemübarek: değerli, hayırlı
mürebbî: terbiye edici, eğiticinur: aydınlık
pespâye: aşağı, alçaksaadet: mutluluk
sebat: kararlılıksemâ: gök
tahakkuk etme: gerçekleşmetahlil: çözme, ayrıştırma
talebe: öğrencitecellî: görünüm, yansıma
teskin: sakinleştirmeteveccüh: yönelme, ilgi gösterme
ulvî: yüce, büyükvaad: söz
vaad-i İlâhî: Allah’ın vaadi, sözüvaiz: vaaz eden
ve sâire: ve diğerlerivelî: Allah dostu
yad etme: anma, anlatmazira: çünkü
âyet-i kerime: şerefli âyet, Kur’ân’ın herbir cümlesi


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst