Konuya cevap cer

Ek Bölümler - Sayfa 336


bir dâhidir. Ve bütün ömrü boyunca bir karakter halinde takip ettiği bu titiz muhasebe ve murakabe usulünü, bütün talebelerine de telkin etmiştir. Binaenaleyh bir Nur talebesine olur olmaz eseri okutturmak ve her sözü dinlettirmek kolay birşey değildir. Zira, onun gönlünün mihrak noktasında yazılı olan şu “Dikkat!” kelimesi, en hassas bir kontrol vazifesi görmektedir.


İşte Bediüzzaman, kudretli bir ıslahatçı ve harikalar harikası bir pedagog (mürebbî) olduğunu, yetiştirdiği ter temiz nesille fiilen ispat etmiş ve iktisat tarihine nurdan pırıltılarla yazılan bir atlas sayfa daha ilâve eden bir nâdire-i fıtrattır.


Tevazuu ve mahviyetkârlığı:


Nur Risalelerinin bu kadar harikulâde bir şekilde cihana yayılmasında, bu iki hasletin çok faydası olmuş ve pek derin tesirleri görülmüştür.


Çünkü, Üstad, sohbet ve teliflerinde kendine bir “kutbu’l-ârifîn” ve bir “Gavsu’l-vâsılîn” süsü vermediği için, gönüller ona pek çabuk ısınmış, onu ter temiz bir samimiyetle sevmiş ve derhal ulvî gayesini benimsemiştir.


Mesela, ahlâk ve fazilete, hikmet ve ibrete ait olan birçok sohbet ve telkinlerini, doğrudan doğruya nefsine tevcih eder. Keskin ve âteşîn hitabelerinin ilk ve yegâne muhatabı, öz nefsidir. Oradan, merkezden muhite yayılırcasına, bütün nur ve sürura,saadet ve huzura müştak olan gönüllere yayılır.


Üstad, hususî hayatında gayet halim-selim ve son derece mütevazidir. Bir ferdi değil, hiçbir zerreyi incitmemek için âzamî fedakârlıklar gösterir. Sayısız zahmet ve meşakkatlere, ıztırap ve mahrumiyetlere katlanır—fakat imanına, Kur’ân’ına dokunulmamak şartıyla...


Artık o zaman bakmışsınız ki, o sâkin deniz, dalgaları semâlara yükselen bir tufan, sahillere heybet ve dehşet saçan bir umman kesilmiştir. Çünkü o, Kur’ân‑ı Kerimin sadık hizmetkârı ve iman hudutlarını bekleyen kahraman ve fedai bir neferidir. Kendisi bu hakikati veciz bir cümleyle şu şekilde ifade eder:



Bediüzzaman/Üstad: (bk. bilgiler – Bediüzzaman Said Nursî)Gavsu’l-vâsılîn: hakikate, marifete ermiş kişilerin başı
Nur Risaleleri: Risale-i Nuratlas: ipekten yapılmış kumaş; düz, pürüzsüz
binaenaleyh: bundan dolayıcihan: dünya, âlem
fazilet: değer, üstün özellikfedai: bir ideal uğruna canını esirgemeyen kimse
fiilen: fiille, davranış ve hareketlerlehakikat: birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti
halim-selim: yumuşak huylu ve doğruhaslet: huy, karakter
heybet: hürmetle beraber korku veren hâlhikmet: bir gaye ve faydaya yönelik olarak, tam yerli yerine koyma
hitabe: konuşmahizmetkâr: hizmet yapan kimse
hudut: sınırkudretli: güç ve iktidar sahibi
kutbu’l-ârifîn: âriflerin en büyüğü, en ileri gelenimahrumiyet: yoksun kalma
mahviyetkârlık: alçakgönüllülük, gösterişsizlikmeşakkat: güçlük, zorluk
mihrak noktası: odak noktasımuhasebe: öz eleştiri, hesap yapma, düşünme
muhatab: hitap edilen, kendisine konuşulanmuhit: çevre
murakabe: kendi iç alemine bakma, nefsini kontrol altına alma, Allah tarafından sürekli denetlendiği bilincinde olmamürebbî: terbiye eden, eğiten, yetiştiren
mütevazi: alçakgönüllü, büyüklenmeyenmüştak: arzulu, istekli
nefer: askernefis: kendisi; maddî ve hazır lezzetlere düşkün olan duygu
nâdire-i hilkat: yaratılış olarak benzersiz olansaadet: mutluluk
sadık: içten bağlısemâ: gökyüzü
sürur: sevinçtalebe: öğrenci
telkin: fikrini kabul ettirme, zihinde yer ettirmetevazu: alçak gönüllülük, büyüklenmeme
tevcih etmek: yöneltmektufan: çok şiddetli ve her tarafı kaplayan fırtınalı yağmur
ulvî: yüce, büyükumman: deniz
veciz: kısa ve özlü sözyegâne: tek
âteşîn: ateşliâzamî: en çok, en fazla
ıslahatçı: iyileştirici, düzeltici
 


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst