Ek Bölümler - Sayfa 338
Evet, Müslüman ırkımıza Risale-i Nur Külliyatı gibi muazzam bir iman ve irfan kütüphanesini hediye eden, gönüller üzerinde mukaddes bir nur müessesesi kuran mümtaz ve müstesna zâtın kudret-i ilmiyesi hakkında tafsilâta girişmek, öğle vakti güneşi tarif etmek kadar fuzulî bir iştir.
Yalnız, yanık bir şairimizin,
Hüsn olur kim seyrederken ihtiyar elden gider
dediği gibi, hayatının her lâhzasında İlâhî tecellilere mazhar bulunan bu mübarek zâtın, ilim ve irfanından, ahlâk ve kemâlâtından bahsetmek, insana bam başka bir zevk ve İlâhî bir haz veriyor. Bunun için sözü uzatmaktan kendimi alamıyorum.
Üstad, Risale-i Nur Külliyatında dinî, içtimaî, ahlâkî, edebî, hukukî, felsefî vetasavvufî en mühim mevzulara temas etmiş ve hepsinde de harikulâde bir surettemuvaffak olmuştur.
İşin asıl hayret veren noktası, birçok ulemanın tehlikeli yollara saptıkları en çetin mevzuları gayet açık bir şekilde ve en kat’î bir surette hallettiği gibi, en girdaplı derinliklerden, Ehl-i Sünnet ve Cemaatin tuttuğu nurlu yolu takip ederek sâhil-i selâmete çıkmış ve eserlerini okuyanları da öylece çıkarmıştır.
Bu sebeple, Risale-i Nur Külliyatını aziz milletimizin her tabakasına kemâl-i emniyet ve samimiyetle takdim etmekle şeref duyuyoruz. Nur Risaleleri, Kur’ân-ı Kerîmin nur deryasından alınan berrak katreler ve hidayet güneşinden süzülen billûr huzmelerdir. Binaenaleyh, her Müslümana düşen en mukaddes vazife, imanı kurtaracak olan bu nurlu eserlerin yayılmasına çalışmaktır. Zira, tarihte pek çok defalar görülmüştür ki, bir eser nice fertlerin, ailelerin, cemiyetlerin ve sayısız insan kitlelerinin hidayet ve saadetine sebep olmuştur. Ah, ne bahtiyardır o insan ki, bir mü’min kardeşinin imanının kurtulmasına sebep olur!
Ehl-i Sünnet ve Cemaat: (bk. bilgiler) | ahlâkî: ahlâkla ilgili |
aziz: çok değerli, izzetli | bahtiyar: talihli, mutlu |
billûr: billûr gibi saf, temiz, beyaz | binaenaleyh: bundan dolayı |
cemiyet: topluluk, toplum | edebî: edebe, terbiyeye dair |
felsefî: felsefeyle ilgili | fuzulî: lüzumsuz, gereksiz |
girdap: suların dönerek çukurlaştığı yer; tehlikeli yer | harikulâde: olağanüstü |
haz: zevk | hidayet: doğru ve hak yolda oluş |
hukukî: hukukla ilgili | huzme: demet, deste, bir ışık kaynağından çıkan sütun halindeki ışık |
hüsn: güzellik | ihtiyar: dileme, istek, irade |
irfan: bilgi, anlayış | içtimaî: sosyal, toplumsal |
katre: damla | kat’î: kesin |
kemâl-i emniyet: tam emniyet ve güvenlik | kemâl-i samimiyet: tam samimiyet ve içtenlik |
kemâlât: faziletler, iyilikler, ahlâk ve huy güzellikleri | kudret-i ilmiye: ilmî güç, ilimdeki üstünlük |
lâhza: göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, an | mazhar olma: erişme, nail olma |
muazzam: azametli, çok büyük | mukaddes: kutsal |
muvaffak olma: başarılı olma | mübarek: hayırlı, değerli |
müessese: kuruluş | mühim: önemli |
mümtaz: seçkin, üstün | müstesna: benzeri olmayan, sıra dışı |
mü’min: iman eden; Allah’a ve Onun gönderdiği şeylere inanan | nur deryası: nur denizi; nurların, aydınlıkların kaynağı olan Kur’ân |
saadet: mutluluk | suret: biçim, şekil |
sâhil-i selâmet: kurtuluş sahili; güvenli yer | tafsilât: ayrıntı |
takdim etmek: sunmak | tasavvufî: tasavvufla alâkalı, tasavvufa ait |
tecelli: görünme, yansıma | ulema: alimler |
zira: çünkü | Üstad: (bk. bilgiler – Bediüzzaman Said Nursî) |
İlâhî: Allah tarafından olan
|
|