Konuya cevap cer

Ek Bölümler - Sayfa 342


kulaklarda kalacak olan sözlerin tanzim ve tertibiyle değil, bilâkis kalblerde, ruhlarda, vicdan ve fikirlerde kudsî bir ideal halinde insanlıkla beraber yaşayacak olan din hissinin, iman şuurunun, ahlâk ve fazilet mefhumunun asırlara, nesilleretelkiniyle meşgul olan bir dâhidir. Artık bu kadar ulvî bir gayenin tahakkuku için candan ve cihandan geçen bir mücahid, pek tabiîdir ki, fâni şekillerle meşgul olamaz.


Bununla beraber, Üstad, zevk inceliği, gönül hassasiyeti, fikir derinliği ve hayal yüksekliği bakımından harikulâde denecek derecede edebî bir kudret ve melekeyi hâizdir. Ve bu sebeple, üslûp ve ifadesi, mevzua göre değişir. Meselâ, ilmî ve felsefî mevzularda mantıkî ve riyazî delillerle aklı ikna ederken, gayet veciz terkipler kullanır. Fakat gönlü mest edip ruhu yükselteceği anlarda ifade o kadar berraklaşır ki, tarif edilemez. Meselâ, semalardan, güneşlerden, yıldızlardan, mehtaplardan ve bilhassa bahar âleminden ve Cenâb-ı Hakkın o âlemlerde tecellî etmekte olan kudret ve azametini tasvir ederken üslûp o kadar lâtif bir şekil alır ki, artık her teşbih, en tatlı renklerle çerçevelenmiş bir levhayı andırır; ve her tasvir, harikalar harikası bir âlemi canlandırır.


İşte bu hikmete mebnîdir ki, bir Nur talebesi Risale-i Nur Külliyatını mütalâasıyla—üniversitenin herhangi bir fakültesine mensup da olsa—hissen, fikren, ruhen, vicdanen ve hayalen tam mânâsıyla tatmin edilmiş oluyor.


Nasıl tatmin edilmez ki, Risale-i Nur Külliyatı, Kur’ân-ı Kerîmin cihanşümul bahçesinden derilen bir gül demetidir. Binaenaleyh, onda, o mübarek ve İlâhî bahçenin nuru, havası, ziyası ve kokusu vardır.


Ruhun bu ihtiyacını söyler akan sular,

Kur’ân’a her zaman beşerin ihtiyacı var.



Ali Ulvi Kurucu





Ali Ulvi Kurucu: (bk. bilgiler)Cenâb-ı Hak: Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
azamet: büyüklükbeşer: insan
bilhassa: özelliklebilâkis: aksine, tersine
binaenaleyh: bundan dolayıcihan: dünya
cihanşümul: dünya çapındadâhi: son derece zeki, dehâ ve hikmet sahibi
edebî: edebiyata dairfazilet: değer ve üstünlük
felsefî: felsefeyle ilgilifâni: geçici, yok olucu
harikulâde: olağanüstühassasiyet: hassas olma, duyarlılık
hikmet: sebep, sır, gayehâiz: sahip
ilmî: ilme ait, bilimselkudret: güç ve iktidar
kudsî: kutsallevha: tablo
lâtif: ince, güzel, hoşmantıkî: mantıkla ilgili
mebnî: bina edilen, ondan dolayımefhum: anlam
mehtap: ay ışığımeleke: yetenek, beceri
mensup: bağlımest: kendinden geçmiş
mevzu: bahis, konumânâ: anlam
mübarek: bereketli, hayırlımücahid: cihad eden
mütalâa: dikkatle okuma, incelemeriyazî: matematikle ilgili
tabiî: doğal, normaltahakkuk: gerçekleşme
tanzim: düzenlemetasvir: anlatma; şekil ve suret verme
tecellî: belirme, görünmetelkin: bir fikri kabul ettirme, aşılama
terkip: birleştirme, sentez, inşatertib: düzenleme
teşbih: benzetmeulvî: yüce, büyük
veciz: kısa, özlü ve çarpıcı sözziya: ışık, parlaklık
Üstad: (bk. bilgiler – Bediüzzaman Said Nursî)üslûp: ifade tarzı
İlâhî: Allah tarafından olanşuur: bilinç, anlayış


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst