Konuya cevap cer

Cevap: Vecize Analizi - 7 "Ahiret gibi dünya saadeti dahi ibadette ve Allah





İbadet ve Allaha asker olmak iki cihan saadetinin vesilesidir. Külliyatın muhtelif yerlerinde asker tabiri geçmektedir. Bir tabura mensup olan her bir asker bir nizama tabidir. Nizam devam ettikçe muvaffakiyet artar. Nizam bozulursa ordu basit bir kuvvet karşısında dahi dayanamaz. Huzuru bozulur. Dünyamız da büyük bir taburdur tabiri caizse. Bu taburun muvaffakiyetide nizama bağlıdır. O nizamı tatbik eden dünyada terakki eder. Allaha asker olmak ise hem dünya hem ahiret saadetinin vesilesidir.


Dünya saadeti özellikle son asırlarda müslümanlarda bariz bir şekilde görünmüyor. Bunun sebebi ise tarihi incelediğimzde açık bir şekilde görünür. Batı dünyası, zaten tahrif edilmiş olan dinlerine olan taasubu bıraktıkları anda maddeten terakki etmişlerdir. Dinlerine sarıldıkları sürecede müslümanlar tarafından hezimete uğramışlardır. Müslümanlarda ise durum tam tersi görünmekte. Ne zamanki Allahın koyduğu fıtri ve şer'i kanunlarını umumen tatbik etmişiz; Allah asırlarca maddeten ve manen terakki nasib etmiştir. En meşhur ilim adamları  Osmanlıdan çıkmış, en güçlü devlette, tam anlamıyla İslamiyetin bayraktarlığını yapan Osmanlı Devleti olmuştur. İslamiyeti yaşaması hasebiyle uzun bir süre dünya üzerindeki hakimiyetini sürdürmüştür.


Ne zamanki (son yüzyıllar) en mukaddes ve hak din olan İslamla bağlarını koparmaya ve batının sefih, bozuk medeniyetini taklid etmeye başlamışsa da maddeten ve manen düşüşler gerçekleşmeye başlamıştır. Burdan şunu anlamak mümkün. Allah kafirde olsa fıtri olan kanunlarını kim tatbik ederse onu muvaffak ediyor. Yani sadece ibadet kafi gelmiyor. Aynı zamanda çalışmakta gerekiyor. Bu yüzdendir ki Üstad ibadette ve asker olmaktadır ifadesini kullanıyor. Çünkü silahı kuşanmak tek başına yetmez, aynı zamanda onu kullanmakta gerekir. Müslümanların dünya saadetine mani olan en büyük sebeplerden biri budur. İbadet var, fakat ilim terkedilmiş. Bid'alar ve hurafeler dinimizin içine sokulmuş. Tevekkül, tembellik olarak algılanmaya başlamış. Batı dünyasının ne kadar sefaheti var ise hepsine dört elle sarılmışız. Onlar bizim terkettiklerimizle biz onların terkettikleriyel yaşar olmuşuz. Sonuç olarakta onların eski hallerine düşmemiz kaçınılmaz olmuştur. Allah kim çalışır ve gayret gösterirse kafirde olsa neticesini verir.


Tam anlamıyla huzurdan, saadetten bahsedicek olursak batılılar (İslama tabi olanları ayırıyoruz) fıtri kanunları tatbik etmekle her ne kadar maddeten terakki etselerde manen yine de huzursuzlardır. Maddi terakkiyatları ise onlara dünyada çalışmalarının karşılığı olarak verilmiş peşin ücretlerdir. Ahiretleri ise karanlıktır.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst