Ensar

Kýrýk Testi

Well-known member
Ensar kelimesi, “yardım etmek” anlamındaki “n-s-r” kökünden türeyen nasîr veya nâsır sıfatının çoğuludur. İslâm literatüründe ensar, Hz. Peygamberi ve muhacirleri yurtlarında barındırmak ve korumak suretiyle onlara büyük yardımda bulunan Evs ve Hazrec kabilelerine mensup Yesribli (Medineli) Müslümanlar için kullanılmıştır. Enes bin Mâlik’in belirttiğine göre bu isim ilk defa Kur’ân-ı Kerimde yer almıştır. Ensar bu anlamıyla Kur’ân’da iki âyette (Tevbe 9/100, 117) muhacirlerle birlikte geçmekte ve Allah’ın her iki topluluktan da hoşnut olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Haşir Sûresinin 9. âyetiyle Enfâl Sûresinin 72. ve 74. âyetlerinde ensar kelimesi zikredilmekle birlikte Hz. Peygambere (a.s.m.) ve muhacirlere yaptıkları hizmetler, gösterdikleri fedâkarlıklar belirtilerek kendileri övülmüştür.

Evs ve Hazrec kabileleri Kahtânilerin Ezd kolundan gelmektedir.
Hz. Peygamber (a.s.m.), nübüvvetin on birinci yılının hac mevsiminde Akabe’de karşılaştığı Hazrec kabilesinden altı kişiyi İslâma davet etti. Müslümanlığı hemen kabul eden bu kişiler yeni dinlerini Medine’de yaymak için harekete geçtiler ve bu sayede bir çok kişi Müslüman oldu. Ertesi yıl yine hac mevsiminde, onu Hazrec, ikisi Evs kabilesinden olmak üzere on iki kişilik bir heyet Mekke’ye gelerek Hz. Peygamberle (a.s.m.) yeni bir görüşme yaptı. İslâm tarihinde “Birinci Akabe Biatı” adıyla anılan bu toplantıdan bir yıl sonra yetmiş beş Medinelinin katılımıyla “İkinci Akabe Biatı” gerçekleşti. Medineli Müslümanlar Hz. Muhammed’i (a.s.m.), canlarını, mallarını ve ailelerini korudukları gibi koruyacaklarına, kendisine biat edeceklerine, hiç kimseden çekinmeden hak yolda yürüyeceklerine dair yemin ettiler. Bu biatlar sonunda Hz. Peygamber Mekkeli Müslümanlara Medine’ye hicret edebileceklerini bildirdi. Onlar da bu emre uyarak Mekke’yi terk etmeye başladılar; daha sonra Resûl-i Ekrem de (a.s.m.) Ebû Bekir’le (r.a.) birlikte Medine’ye hicret etti.

Hz. Peygamber (a.s.m.), hicretten hemen sonra gerçekleştirdiği kardeşlik akdi merasiminde her Mekkeli’yi bir Medineli ile kardeş ilân etti. Medineli Müslümanlar muhacirleri öz kardeşleri gibi kabul ettiler ve ellerindeki her imkânı onlarla paylaştılar.

Ensar Akabe’de Hz. Peygambere (a.s.m.) verilen sözü tutarak onu her türlü tehlikeden korumuş, gerek Medine’deki Yahudilere ve münafıklara, gerekse Bedir Gazvesi’nden itibaren Mekkeli müşriklere ve diğer düşmanlara karşı mücadelelerde daima Resûl-i Ekrem’in (a.s.m.) ordusunda yer almışlardır.
 
Üst