NuruAhsen
Sonsuz Temâþâ
Mehmet Paksu'nun yazısı
Ben çalışan bir bayanım. Ev işlerinde eşimin yardım etmesini bekliyor ve bunu ondan istiyorum ama o bunların benim görevim olduğunu, bu konuda yardımcı olmayacağını söylüyor. Bu hususta eşime yaklaşımım nasıl olmalı?
"Hayat müşterek" derler. Ev içinde her şeyde ortaklık ve paylaşım vardır. Madem her ikiniz de çalışıyorsunuz, günün büyük bir kısmını evin dışında geçiriyorsunuz, belki de eve aynı saatlerde geliyorsunuz. Her ikiniz de yorulmuşsunuz, dinlenmeye ihtiyacınız var.
Yok, siz hem işe gideceksiniz hem de akşam gelince ev işleri yapacaksınız, buna ne vücut tahammül eder ne de ruhunuz kaldırır. Bir de çocuklarınız varsa, zaten başınızı kaşıyacak vaktiniz olmaz.
Aslına bakılırsa siz çalışarak bir fedakârlık yapıyorsunuz. Evin bütçesine katkıda bulunmakla "bir artı değer" üretiyorsunuz. Çünkü evin umuru erkeğin üzerinde olduğu gibi, sizin geçiminiz de eşinizin üzerindedir.
Bu hem Kur'ân'ın bir emridir hem de uygulamada Peygamberimiz'in sünnetidir. Ayetin hükmü çok açık:
"Annelerin yiyecek ve giyeceklerini uygun şekilde karşılamak babaya düşer." (Bakara, 2:233)
Eşi Hz. Aişe'nin anlattığına göre, Peygamberimiz ev işlerinde hanımlarına yardımcı olurdu. Elbisesini yamar, ayakkabılarının söküklerini diker, ev süpürür; deveyi bağlar, yemler, koyunları sağar; alış verişi kendisi yapar, aldıklarını kendisi taşırdı.
Peygamberimiz'in örnek oluşu, inanan insana bir ölçü olduğu gibi, karı kocanın iş hayatında bulunduğu modern toplumlarda ev işlerinin bir paylaşım içinde yürümesi de artık vazgeçilmez bir zorunluluk haline gelmiştir.
Erkekten yemek yapması, çamaşır yıkaması her zaman beklenmese bile, sofranın kurulmasında, evin tertip düzeninde, çocukların bakımında eşine destek olması pekâlâ mümkün...
Erkeğin bu desteği aynı zamanda eşine olan sevgisini de ortaya koyar.
BUGÜN