Eş dost arkadaş kardeş sohbet muhabbet samimiyet ihlas

Mustafa Kalkan

Active member
Evet isterseniz bu yazımızda başlıkta sözünü ettiğimiz bu kavramlar üzerine biraz biraz düşünelim ve bunları atölyemizde işleyelim. Şu zamanda bu kavramlar genelde bizler için ne ifade ediyor? İçleri dolu mu boş mu? Kendimizi de yoklayarak müzakereye başlayalım.

EŞ: Eş dediğimizde aklımıza hayat arkadaşı sırdaş çocuklarımızın anası-babası bir ömür boyu hatta ve hatta ahirette de sürecek bir arkadaşlık beklentisi içine girdiğimiz can yoldaşı akla gelir değil mi?

Peki bizler bu seviyeye bu değerlere ne kadar yakınız? Eşler olarak birbirimize ne kadar bağlıyız? Aile hayatının neresindeyiz? Eşimize saygı ve sevgimiz ne kadar? Hiç sorguluyor muyuz? Acaba Efendiler Efendisi sevgili Peygamberimiz Muhammed Aleyhissalatü vesselam eşlerine karşı nasıldı? Hiç örnek aldık mı? Hayatımızda uyguladık mı?

Akşama kadar işte yorulup gelen kocamıza bir güler yüz gösterdik mi? Onun hatırını sorduk mu? Ona karşı alakadar olduk mu? Ona tatlı tuzlu güzel yemekler hazırladık mı? Yoksa akşama kadar dizi film, kadın programları izledik ve gezmeden geç geldik de eşimize az mı ilgi gösterebildik? Dizilerden ve değişik programlardan erkeğe nasıl isyan edilir, nasıl hatırı sevgisi otoritesi ayaklar altına alınır, bunu öğrenip eşimizi kırdık mı? Onu hiçe sayıp incittik mi? Ekonomik durumumuzu göz ardı edip başkalarında her gördüğümüzü isteyip onu zor duruma mı soktuk?

Maddi imkanlarımız iyi iken şen şakrak yanından ayılmayıp içine düşerken; zor zamanlarda ona baş kaldırıp DIRDIR edip sürekli söylenerek onu rencide mi ettik? Çarşı Pazar alışverişinde eşimizi sokak sokak çanta ve cüzdan gibi mi dolaştırdık. BABALAR BANKA GİBİDİR lafzına uygun olarak, ‘parası varken paşa, parası olmayınca tuşa’ mı getirdik? Maddi zorluklar baş gösterince sürekli konuşarak hiçbir yardımda veya gayrette bulunmayarak zaten bunalımda olan kocamızı daha buhranlara mı sürükledik?

Çocuklarımızla bir olup onu rencide ederek çocuklarımızın gözünde BABA imajını ve saygısını sıfıra mı indirdik? Emekli olunca onu rahatsız edecek her türlü davranışı sergileyip evimizin sadece kendimize ait olduğunu zannedip, eşimizi sokağa kovabilme çabasını mı sergiledik?

Çalışabilecekken aylak aylak gezip evdeki hanımımıza tüm geçim yükünü yükleyip üstelik çocuk bakımını da onlara yük edip gençliğinde eziyet mi çektirdik? Sarhoş sarhoş eve gelip, yok yere dayak atıp, hizmetçi gibi görüp, küfürler savurup onu incitip bir de kadınlık yapmasını mı bekledik? Başka kadınlarla eşimizi aldatıp, eve yere bakmayıp yuvamızı OTEL gibi kullanarak, bir eş ve çocuklarımızın bizi beklediğini mi unuttuk? Onu kıskanmayarak, başkalarının karşısında savunmasız ve tedbirsiz mi bıraktık? Kültürel ve okumuşluk farkını devamlı yüzüne çarpıp aşağıladık mı? Vs vs uzayıp giden soruların neresindeyiz?

Peygamber Efendimiz (SAV) ‘Evlilik iki bedende tek ruhtur’ buyuruyor… Bunu yaşantımıza layıkıyla uygulayabiliyorsak birbirimizi sayıp sevebiliyorsak ne mutlu bize… Aile hayatımız Cennet köşelerinden bir köşe ise ne mutlu bize… Sanırım Hz Ali efendimiz ile Hz Fatıma annemizin hayatını iyice inceleyip örnek almamızda çok fayda var.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Güzel bir konuya işaret etmişsiniz. Bu gibi konuların çok olması aksini iddia eden konulara cevab nitelik kazandıracaktır. Nitekim geçen bir sitede google reklamında şöyle diyor "Tasasız aldatmak suç değil hemen kaydol şehrinizdeki evli bayanlarla arkadaşlık kurmaya başla" bu sadece bir reklamın sözleri ama neticesi çok vahim. Bizler sünneti seniyyeden ne kadar uzaklaşırsak o zaman ruh ve kalbimiz ve diğer latifelerimizde bir o kadar bozulacağını unutmamalıyız. Kainatın efendisi peygamberimiz s.a.v. bizlere en güzel örnektir. O ne buyurmuşsa insanın tabiatına en uygun ve en münasib olduğu ehli küfür dahi inanmaktadır.
 
Üst