EY DOST! Hanımına iyi huylu olmalısın, onunla yumuşaklıkla sohbet ve tatlı sözle konuşmalısın. Peygamberimiz “İnsanların hayırlısı, eşine ve ev halkına hayırlı ve faydalı olan kimsedir” buyurur. Eşini üzüntülü bulduğunda onu çok sevdiğini söylemelisin, şefkatle gönlünü almalısın. Çünkü o evinde mahpus ya da meyus, ümitsiz olabilir. Onun dert ortağı sen olmalısın. Çocukların terbiyesinde de eşine yardım etmelisin. Çünkü çocuk, annesine, gece gündüz ağlamak ve sızlamak suretiyle hiçbir zaman istirahat vermez. Ona yardım edene Mevlası da yardım eder. İşlerindeki kusurlarından ötürü kızmamalısın, kötü söz söylememelisin. Ve bir günden de çok küsmemelisin. Eşinin kötü huyları baş gösterince kabahati kendinde bulup: “Ben iyi olsaydım, o da iyi olurdu” diye düşünmelisin. Hanımın kızınca sen susmalısın. Erkek susunca hanımı pişman olup özür diler. Her hizmetini seve seve yapmaya başlayınca, ona dua, Hakk’a şükür ve sena etmelisin; çünkü erkeğe uygun bir hanım, şükrü edilemeyen bir nimettir. Hanımına öyle davranmalısın ki eşin, “Kocam beni herkesten çok seviyor” demelidir.
Evin idaresi ve geçimi hususunda ona danışmalı, onunla konuşmalısın. Diğer büyük işlerini ona anlatıp üzmemelisin. Eşinin günah olmayan kusurlarını ve hareketlerini görmezlikten ve bilmezlikten gelmelisin. Gizli hallerini ve ayıplarını ise herkesten saklamalısın. Eşin ile şakalaşıp lâtifeler, çeşitli oyunlar yapmalısın. Sevgili Peygamberimiz eşleri ile oynar, onlara karşı insanların en zarafetlisi olurdu. Hatta bir defasında Hz. Aişe ile yarış ettiklerinde Hz. Aişe geçti; sonra bir daha yarış yaptıklarında Resulullah geçti. Tatlı sözle konuşmalar sizi birbirinize bağlar. Eşi işe karşılıklı farz olan bilgileri, ilimleri konuşmalı okumalıdır. Kendi giydiğinden giydirmeli, kendi yediğinden yedirmelidir. Eşine, üzüntülerini, sıkıntılarını, düşmanlarını ve borçlarını asla söylememelidir; çünkü bunları kendisi aşsa bile onun dünyasında bir iz bırakacaktır.
Eşinin yüzünden ve arkasından hayır dua edip beddua etmemelidir. Çünkü o gece gündüz onun hizmetindedir. Ekmeğinin pişiricisi, yemeğinin pişiricisi, çamaşırının dikicisi ve yıkayıcısı, malının, çocuklarının ve şerefinin koruyucusudur. Hem enisi (dostu), hem munisi, hem yâri, hem nigârıdır.
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Evin idaresi ve geçimi hususunda ona danışmalı, onunla konuşmalısın. Diğer büyük işlerini ona anlatıp üzmemelisin. Eşinin günah olmayan kusurlarını ve hareketlerini görmezlikten ve bilmezlikten gelmelisin. Gizli hallerini ve ayıplarını ise herkesten saklamalısın. Eşin ile şakalaşıp lâtifeler, çeşitli oyunlar yapmalısın. Sevgili Peygamberimiz eşleri ile oynar, onlara karşı insanların en zarafetlisi olurdu. Hatta bir defasında Hz. Aişe ile yarış ettiklerinde Hz. Aişe geçti; sonra bir daha yarış yaptıklarında Resulullah geçti. Tatlı sözle konuşmalar sizi birbirinize bağlar. Eşi işe karşılıklı farz olan bilgileri, ilimleri konuşmalı okumalıdır. Kendi giydiğinden giydirmeli, kendi yediğinden yedirmelidir. Eşine, üzüntülerini, sıkıntılarını, düşmanlarını ve borçlarını asla söylememelidir; çünkü bunları kendisi aşsa bile onun dünyasında bir iz bırakacaktır.
Eşinin yüzünden ve arkasından hayır dua edip beddua etmemelidir. Çünkü o gece gündüz onun hizmetindedir. Ekmeğinin pişiricisi, yemeğinin pişiricisi, çamaşırının dikicisi ve yıkayıcısı, malının, çocuklarının ve şerefinin koruyucusudur. Hem enisi (dostu), hem munisi, hem yâri, hem nigârıdır.
Erzurumlu İbrahim Hakkı