Evlilik, ne zaman?

Eyvàh!

Well-known member
Evlilik, ne zaman?

Evlilik kararı duygu mantık dengesi içinde düşünülerek karar verilmesi gereken bir konudur. Bu dönemleri evlilik düşüncesinin gelişimi açısından değerlendirelim:
13-20 yaş arası duygusal merkezli düşünce ağırlık bastığı için bu dönemde ciddi bir ilişki geliştirmek ve evlilik hayali kurmak hüsranla neticelenebilir. Çünkü kişi karşısındakini gerçekçi olarak algılayamaz. Başkalarının o kişi hakkında gördükleri olumsuzlukları o kişi göremez. Bu yaşlarda âşık olup hayatı ile ilgili önemli kararlar veren kişilerin çoğu sonradan mutsuz olabilir. Bundan dolayı bu yaşlarda belki dıştan masumca görünen kız erkek arkadaşlıkları gençler ve aileleri için sonu çok üzücü olaylara neden olabilir. Çünkü bu yaşta dünyayı yakıp yıkmak zihinde kolaydır. Neticesini düşünmeden birçok hata yapılabilir.
Eğer bu yaş dilimi içindeyseniz, en iyisi eğitiminizle ve kişisel gelişiminizle ilgilenin. Diğer işleri zamanı gelince düşünün.
21-32 yaş arası duygu ve mantık bir arada çalışmaya başlar. Birisini çok beğenirsiniz; ama onun yaşantı tarzıyla sizinkinin arasındaki farkı görüp yeri geldiğinde “Yaa galiba yanlış yapıyorum.” diyebilirsiniz. Bu yüzden evlilik kararı vermek için en uygun yıllar özellikle bu dönemin ortası ve sonrası olan 24-29 yaşları arasıdır. Evlilik gibi önemli bir karar bu dönem içinde mantık ve duygu dengesi içinde verilmelidir.
33 yaş ve sonrası dönem halk arasında “Armudun sapı, üzümün çöpü” olarak bilinen dönemdir. Yani mantıksallığın yoğunlaştığı ve duygusallığın geri planda kalması nedeniyle kişinin karşısındakini fazlaca objektif algılama, bütün kusurlarını görebilme ve bu yüzden de duygusal olarak bağlanmada zorluklar yaşadığı dönemdir. Bu yaşa kadar evlenmediyseniz acele edin; her geçen gün duygusallığınızdan bir şeyler kaybedecek, çok mantıklı düşünen biri olacaksınız. Ama evlilik sadece mantıkla yapılacak bir iş değildir.

Duygu mu mantık mı?
İnsanlar hayatta duygu ve mantık arasında bir denge içinde yaşama eğilimi içindedirler. Belirtilen yaşlar kesin çizgiler olmamakla beraber hayat boyu insanların duygu mantık silsilesi genel olarak şöyle işler:

1-12 yaş arası: Yoğun duygusal dönem

13-20 yaş arası: Duygusal dönem

21-32 yaş arası: Duygu-mantık dengesinin oturduğu dönem

30-50 yaş arası: Mantıksal dönem

50 yaş ve sonrası: Mantıktan duygusallığa doğru geçişin olduğu dönem

HAKAN METAN
Ailem Dergisi
Sayı:244
 

Eyvàh!

Well-known member
Evlilik, nasıl ve ne zaman?



Evlenmenin, kişinin durumuna göre farz, mekruh, sünnet, mubah ve haram yönleri vardır. Mesela kişi, geçimsiz biri ise ve dahası ailesine haram yedirecekse böyle bir kimsenin evlenmesi mekruh sayılmıştır.

Haram yiyen bir kişi bu durumundan ötürü hesaba çekileceği gibi, böyle birinin başkasının kızına ve ondan doğacak çocuklara haram yedirmesi de haramdır. İşte bu durumda olan bir kişinin evlenmesi bir kısım ulemaya göre en azından tahrimen mekruh sayılmıştır. Kişinin mali imkânı var ve zina korkusu yoksa onun evlenmesi sünnettir. Zinaya düşme ihtimali olan kişinin evlenmesi ise farzdır. Bu itibarla evliliğin hükmü şahısların durumuna göre değişmektedir.

Hz. Mesih ve Hz. Yahya evlenmemişlerdir ve Hz. Mesih ve Hz. Yahya gibi imana hizmet eden, ahlaksızlığa sapmamış, daha tertemiz bir hayli bekâr vardır. Evet, bu mevzu şahıslara göre değişmektedir. Mutlak bir şey söylemek oldukça zordur. Kimisi evlenmeden âlâ-i illiyyine çıkar, kimisi evlenerek âlâ-i illiyyine çıkar. Kimisi evlenmez esfel-i safiline sukut eder, kimisi evlenir esfel-i safiline sukut eder.

İzdivaç yapan arkadaşlarıma, evlendikten sonra nefsin kadınlara olan alakasının kesilip kesilmediğini, evliliğin bu meseleye bir çare olup olmadığını sormuştum. Onların vermiş olduğu cevaplardan, izdivacın günahlara karşı bir sütre olduğuna/olacağına şahit olmuştum.

Ancak, hedefi ve gayesi olmayan izdivaçlar, niyetsiz ameller gibi bereketsizdirler. Gaye olmayınca bazen dinine-diyanetine bakılmadan hiç tanınmayan birisiyle sırf boyuna posuna bakılarak evliliğe benzeyen bir araya gelmeler uhrevî derinliğinin olmaması yanında çok defa imtizaçsızlıklar ve geçimsizliklerle sonuçlanır. Hele bir de, Kur'ân'a inanan ve inanmayan, Resûlullah'ı (sallallahu aleyhi ve sellem) tanıyan ve tanımayan iki kişi bir araya gelmişse.. evet, aileler arasında inanma ve inanmama açısından zıt düşünceler söz konusu ise, dinî, fikrî sürtüşmeler kaçınılmaz olur ve telâfisi imkânsız uyuşmazlıklar baş gösterir.

"Gayeli izdivaç", enine-boyuna düşünülerek, hissin yanında aklî-mantıkî olan izdivaçtır. Ve evlenmede "maksat" düşünülerek hareket edildiğinden ailede huzur vardır. Neticesi düşünülmeden ve bir gaye gözetilmeden yapılan evliliklerin neticesinde ise, değişik sıkıntılar söz konusudur. Böyle bir yuvada, aile fertleri sürekli huzursuzluk yaşarlar.

Bu meselelerin içine hiç girmeyenlere gelince, bunlar çok fazla bir şey bilmezler. "Böyle başladık gidiyoruz" der ve safiyane yürür, giderler.



Fethullah GÜLEN
 
Üst