NuruAhsen
Sonsuz Temâþâ
İNSAN, kalbine uyan bir kalp aradığı, bu zor hayatı bir arkadaşla paylaşmak istediği için Hz. Âdem’den bu yana insanlığın ezici çoğunluğu evliliği tercih etmiştir. Ancak ‘iki ayrı insan’ tarafından oluşturulan aile, bunun doğal sonucu olarak, çatışma ve uyumsuzluk potansiyelini de taşır her zaman. Farklı ortamlarda yetişmiş, değişik kişiliklere sahip iki ayrı insanın, uzun yıllar boyunca hep uyumlu olmalarını ümit etmek fazla iyimser bir beklentidir. Ve hayatın zorluklarına karşı bir liman olarak düşünülen ailenin bazen kendisi bir fırtınalı denize dönüp, sorun çözmeye değil sorun üretmeye başlayabilir. Bir artı birin iki bile değil üç etmesi iken istenen, bazen bir artı bir eksi iki etmeye başlar. Bu durumda evliliği masaya yatırmanın, problemlere neşter vurmanın zamanı gelmiş demektir. Bunun en doğru bir yolu da bir uzmana başvurup aile terapisi görmektir.
Genel bir tarif olarak, aile terapisi, bir terapistin yardımıyla aile içi diyalogu düzelten, netleştiren, eşlere anlaşılabilir konuşmayı ve konuşarak anlaşabilmeyi öğreten, karı-kocanın olaylara tek yönlü bakış açısını değiştirip genişleten, aile içinde problem olan davranışlarının farkına varmayı sağlayan bir süreçtir.
Evlilik sorunlarında çevredeki akraba ve yakınlar tarafından yardım amaçlı müdahaleler yapılabileceği gibi, bir terapist tarafından da profesyonel yardım yapılabilir. Ama öyle ama böyle, ciddi bir problem yaşandığında ve ilişki bir ‘fasit daire’ye döndüğünde mutlaka aile dışından bir müdahaleye ihtiyaç vardır. Çünkü iyi işlemeyen bir sistemin düzelmesi için, sistemin kurallarının değişmesi gerekir. Bozuk bir sistemi değiştirmek ise o sistemin içindeyken (hatta bozulmanın bizzat bir sebebi iken) pek mümkün değildir. Ancak dışardan ve tarafsız gözle bakan birisi sisteme doğru teşhisi koyup yerinde müdahaleyi yapabilir. Nitekim problemli evlilikler için Kur’ân’da tavsiye edilen de budur: ‘her iki aileden tecrübeli kişilerin hakemliğinde bir değerlendirme.’ (Nisâ: 35)
Bu tür bir yardımı hakkıyla yapanlar da vardır mutlaka, haklarını yemek istemem (ben maalesef pek görmemiş olsam da). Ancak aile-akrabalık ilişkilerinin çoğunlukla gereğinden bile fazla sıkı olduğu ülkemizde, hele akrabaların aile içi problemlere bazen taraf bazen de sebep olduğu durumlarda, bu müdahaleler ‘karı-kocanın arasını bulmak’tan ziyade ‘bizimkini desteklemek’ amacıyla yapılmakta ve sonuç hüsran olmaktadır çoğunlukla. Dost ve arkadaşlarla yapılan sohbetler ise genellikle danışmak yerine paylaşmak amaçlı olduğundan, sıklıkla sadece çevredeki dedikodu çarkına malzeme sağlamaktadır maalesef. O yüzden bu yardımı bir profesyonel terapistten almak daha uygun olacaktır. Evi için mühendislere danışan insanın, evliliği için de bir psikiyatristten yardim istemesinde bir gariplik yoktur zaten. Nitekim son yıllarda evlilik terapisine başvuran çiftlerin sayısı sürekli artmaktadır.
Genel bir tarif olarak, aile terapisi, bir terapistin yardımıyla aile içi diyalogu düzelten, netleştiren, eşlere anlaşılabilir konuşmayı ve konuşarak anlaşabilmeyi öğreten, karı-kocanın olaylara tek yönlü bakış açısını değiştirip genişleten, aile içinde problem olan davranışlarının farkına varmayı sağlayan bir süreçtir.
Evlilik sorunlarında çevredeki akraba ve yakınlar tarafından yardım amaçlı müdahaleler yapılabileceği gibi, bir terapist tarafından da profesyonel yardım yapılabilir. Ama öyle ama böyle, ciddi bir problem yaşandığında ve ilişki bir ‘fasit daire’ye döndüğünde mutlaka aile dışından bir müdahaleye ihtiyaç vardır. Çünkü iyi işlemeyen bir sistemin düzelmesi için, sistemin kurallarının değişmesi gerekir. Bozuk bir sistemi değiştirmek ise o sistemin içindeyken (hatta bozulmanın bizzat bir sebebi iken) pek mümkün değildir. Ancak dışardan ve tarafsız gözle bakan birisi sisteme doğru teşhisi koyup yerinde müdahaleyi yapabilir. Nitekim problemli evlilikler için Kur’ân’da tavsiye edilen de budur: ‘her iki aileden tecrübeli kişilerin hakemliğinde bir değerlendirme.’ (Nisâ: 35)
Bu tür bir yardımı hakkıyla yapanlar da vardır mutlaka, haklarını yemek istemem (ben maalesef pek görmemiş olsam da). Ancak aile-akrabalık ilişkilerinin çoğunlukla gereğinden bile fazla sıkı olduğu ülkemizde, hele akrabaların aile içi problemlere bazen taraf bazen de sebep olduğu durumlarda, bu müdahaleler ‘karı-kocanın arasını bulmak’tan ziyade ‘bizimkini desteklemek’ amacıyla yapılmakta ve sonuç hüsran olmaktadır çoğunlukla. Dost ve arkadaşlarla yapılan sohbetler ise genellikle danışmak yerine paylaşmak amaçlı olduğundan, sıklıkla sadece çevredeki dedikodu çarkına malzeme sağlamaktadır maalesef. O yüzden bu yardımı bir profesyonel terapistten almak daha uygun olacaktır. Evi için mühendislere danışan insanın, evliliği için de bir psikiyatristten yardim istemesinde bir gariplik yoktur zaten. Nitekim son yıllarda evlilik terapisine başvuran çiftlerin sayısı sürekli artmaktadır.