Evlilikte Sevgi Nasıl Canlı Tutulur?

Þefkat_

Well-known member
Evlilikte Sevgi Nasıl Canlı Tutulur?


show_image.php

"20 yıllık evliyiz" dedi kadın. "Eşimin geleceği saatte kal­bim hâlâ çarpar. O da beni görmek için koşarak gelir."

Belki kimilerine garip gelebilir. "Böyle bir şey olabilir mi? Günümüzde sevgi mi kaldı? Deliler gibi seviyorum, diyen nice çiftler, üç-beş ay sonra mahkeme kapısını çalıyor" diye­bilirsiniz.

Peki, bu çift, sevgilerini nasıl korumuş ve canlı tutmayı başarmış olabilir? Bunun sırrı ne?

Evet, sevgi kâinatın mayası olduğu gibi evliliğin de özü­dür. Eğer bir şeyin özüne bakarsanız dış kabuğunun iyi-kötü-çirkin güzel olması, sizi fazla ilgilendirmez.

Mesela cevizin kabuğuna değil, özüne talip olan, ondan faydalanır. Şayet erkek, sevgisini eşinin dış güzelliğinden ziyade iç. gü­zelliğine, yani güzel ahlâkına, şefkatine, nezaketine bina eder ve en önemlisi onu kendisine arkadaşlık edecek latif bir hediye olarak görürse o zaman samimi sevgi ortaya 'çıkar. Eşi de ona ciddi ve samimi hürmet ve sevgiyle karşılık verir.

Yıllar geçip ihtiyarlasalar bile sevgileri eskimez ve eksil­mez, tam tersine taze ve canlı kalır. Önemli bir zattan gelen hediyenin maddî değerinden çok manevî değerine kıymet verilir. Bu hediye, o zatın somut bir iltifatı olduğu için yıllar geçse de o sevgide bir azalma olmaz.

Tam tersine antika bir hediye olarak kıymeti daha da ar­tar. Bir padişahtan gelen elmanın içinde, lezzetinden çok padişahtan gelmesinin zevkinin olması bunun içindir.

Eşler de birbirlerini hayat fırtınaları arasında dayanacak­ları, koruyup kollayacakları, yalnızlıklarını, elem, keder, sı­kıntı ve mutluluklarını paylaşacak bir hediye olarak sevme­lidir.

Eşler birbirini, kırılacak bir vazo, kuruyacak bir çiçek de­ğil, daima canlı, ruhlu, hisli, heyecanlı, zevkli, latif ve eşsiz birer hediye olarak görmelidir ya da kendilerine verilen bir emanet gözüyle bakmalıdırlar.

O zaman bu sevgi, bir nevi ölümsüzlük sırrına erer. Böyle bir arkadaşlık zahirî ve dün­yevî maksatlardan öteye geçer. Menfaatler çerçevesinde ol­madığı ve araya riya girmediğinden halis, canlı ve daimi olur. Çünkü onlar, sevginin eskimeyen boyutunu yakaladık­larından yıllar, onların sevgilerini yıpratmak yerine canlan­dırır.



Yazar: Gülay Atasoy
 

nurul reþha

Well-known member
“Hem, refika-i hayatını, rahmet-i İlâhîyenin munis, lâtif bir hediyesi olduğu cihetiyle sev ve muhabbet et. Fakat çabuk bozulan hüsn-i suretine muhabbetini bağlama. Belki kadının en cazibedar, en tatlı güzelliği, kadınlığa mahsus bir letafet ve nezaket içindeki hüsn-i sîretidir. Ve en kıymettar ve en şirin cemali ise, ulvî, ciddî, samimî, nuranî şefkatidir. Şu cemal-i şefkat ve hüsn-i sîret, ahir hayata kadar devam eder, ziyadeleşir. Ve o zaife, lâtife mahlûkun hukuk-u hürmeti o muhabbetle muhafaza edilir. Yoksa, hüsn-i suretin zevaliyle, en muhtaç olduğu bir zamanda, bîçare, hakkını kaybeder.” (Sözler, 32. Söz, Bediüzzaman Said Nursî)
“Refika-i hayatına meşru dairesinde, yani, lâtif şefkatine, güzel hasletine, hüsn-i sîretine binaen samimî muhabbet ile refika-i hayatını da naşizelikten, sair günahlardan muhafaza etmenin netice-i uhreviyesi ise, Rahîm-i mutlak, o refika-i hayatı hurilerden daha güzel bir surette ve daha ziynetli bir tarzda, daha cazibedar bir şekilde, ona dâr-ı saadette ebedî bir refika-i hayatı ve dünyadaki eski maceraları birbirine mütelezzizâne nakletmek ve eski hatıratı birbirine tahattur ettirecek enis, lâtif, ebedî bir arkadaş, bir muhip ve mahbup olarak verileceğini vaat etmiştir. Elbette vaat ettiği şeyi kat’î verecektir.” (Sözler, 32. Söz, Bediüzzaman Said Nursî)

Cenab-ı Hak Risale-i Nur’daki manevî reçeteleri evlilik hayatımızda uygulama iştiyakını hepimize nasip etsin.Amin...


paylaşımlar çok güzel kardeş eline sağlık...
 
Üst