EY ! KABE YOLCUSU
Ey! Kabe yolcusu, Ey! Fazilet zengini;
Meleklere vermedi, Rabbim senin dengini.
Ah! Bir görsen yüzünün, o nurâni rengini;
Ne mutlu ki, en kârlı ticaret şimdi senin;
Karşılığı yüzbindir, Kâbe'de bir secdenin…
Ey! Kabe yolcusu, Ey! Davetli misâfir;
Nebîler sana yoldaş, Peygamberler müzâhir.
Arafat müjdesinden, şüpheye düşme sakın;
Yeniden doğmuş gibi, olacağın gün yakın…
Bekliyor şimdi seni, bir sabır imtihanı ;
Önce kendi içinde gizlenen nefsi tanı.
Öfke ve isyan ile, sevindirme şeytanı ;
Kazanmak istiyorsan, Mina'daki savaşı,
İbrahim gibi fırlat, elindeki her taşı…
Yakında giyeceksin, beyaz ihramlarını ;
Çözeceksin ölümün, ölümsüz sırlarını .
Bıraktın.. Gidiyorsun, işte bütün varını ;
Sana hüzün vermesin, çoluk çocuk ve eşin,
Kabe'da bekliyor, milyonlarca kardeşin…
Kabe'yi ilk gördüğün, o muhteşem anda sen ;
Nasıl bir vecd içinde, ürpereceksin bilsen.
Ne tende can kalacak, ne dünyada bir hissen ;
Unutma ki makbûldür, o anda her dilekler,
Etrafında, pervane misâlidir melekler…
Kalkınca gözlerinden, asırların perdesi;
Bir yanda çınlayacak, Bilâl'in yanık sesi,
Bir yanda sahâbenin, meleklerle secdesi,
Resûl'ü göreceksin, mihrâbında Kâbe'nin;
Şâhidi olacaksın, daha nice sahnenin.
Hâcer'i göreceksin, koştururken Merve'de,
İbrahim, insanlara haccı haber vermede,
Âdem'i göreceksin, o Cebel-i Rahme'de;
Açtıkça göreceksin, o gönül gözlerini;
Arafat kumlarında, Peygamber izlerini…
Ey! Kabe yolcusu, tevekkül âbidesi;
Söküp attın içinden, artık hevâ hevesi.
Şimdi "zikrullah" diyor, bedenin her zerresi;
Var git artık rehberin, İlâhi Kelâm olsun ,
Gurbet elden sılaya, binlerce selâm olsun…
Cengiz Numanoğlu
http://www.cengiz-numanoglu.com/
Ey! Kabe yolcusu, Ey! Fazilet zengini;
Meleklere vermedi, Rabbim senin dengini.
Ah! Bir görsen yüzünün, o nurâni rengini;
Ne mutlu ki, en kârlı ticaret şimdi senin;
Karşılığı yüzbindir, Kâbe'de bir secdenin…
Ey! Kabe yolcusu, Ey! Davetli misâfir;
Nebîler sana yoldaş, Peygamberler müzâhir.
Arafat müjdesinden, şüpheye düşme sakın;
Yeniden doğmuş gibi, olacağın gün yakın…
Bekliyor şimdi seni, bir sabır imtihanı ;
Önce kendi içinde gizlenen nefsi tanı.
Öfke ve isyan ile, sevindirme şeytanı ;
Kazanmak istiyorsan, Mina'daki savaşı,
İbrahim gibi fırlat, elindeki her taşı…
Yakında giyeceksin, beyaz ihramlarını ;
Çözeceksin ölümün, ölümsüz sırlarını .
Bıraktın.. Gidiyorsun, işte bütün varını ;
Sana hüzün vermesin, çoluk çocuk ve eşin,
Kabe'da bekliyor, milyonlarca kardeşin…
Kabe'yi ilk gördüğün, o muhteşem anda sen ;
Nasıl bir vecd içinde, ürpereceksin bilsen.
Ne tende can kalacak, ne dünyada bir hissen ;
Unutma ki makbûldür, o anda her dilekler,
Etrafında, pervane misâlidir melekler…
Kalkınca gözlerinden, asırların perdesi;
Bir yanda çınlayacak, Bilâl'in yanık sesi,
Bir yanda sahâbenin, meleklerle secdesi,
Resûl'ü göreceksin, mihrâbında Kâbe'nin;
Şâhidi olacaksın, daha nice sahnenin.
Hâcer'i göreceksin, koştururken Merve'de,
İbrahim, insanlara haccı haber vermede,
Âdem'i göreceksin, o Cebel-i Rahme'de;
Açtıkça göreceksin, o gönül gözlerini;
Arafat kumlarında, Peygamber izlerini…
Ey! Kabe yolcusu, tevekkül âbidesi;
Söküp attın içinden, artık hevâ hevesi.
Şimdi "zikrullah" diyor, bedenin her zerresi;
Var git artık rehberin, İlâhi Kelâm olsun ,
Gurbet elden sılaya, binlerce selâm olsun…
Cengiz Numanoğlu
http://www.cengiz-numanoglu.com/