Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslam Ansiklopedisi
Faiz dosyasi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="FaKiR" data-source="post: 86716" data-attributes="member: 10"><p><u><span style="color: red"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">7. Gerekçe</span></strong><span style="font-family: 'Verdana'">: Bu faizli işlem, tüketim kredisi için caiz değil, üretim kredisi için ise caizdir.</span></span></u></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Değerlendirme</span></strong><span style="font-family: 'Verdana'">: Bu farklı hüküm de indi olup, herhangi şeri bir delil veya kaideye dayanmamaktadır. Buna göre yürütülen “günlük zaruri ihtiyaçlar (tüketim kredisi) haram işlemi helal kılmaz, fakat ikinci bir fabrika kurma ihtiyacı (üretim kredisi) ise haramı helal kılar mantığı çok garip olduğu kadar aynı zamanda “zaruret, haramı helal kılar” şeri ve nassi kural ve kaideye tümüyle ters düşmektedir.</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Hulasa, bugünkü bankaların parasal işlemleri faiz esasına dayanmaktadır. Dolayısıyla, faiz sistemiyle çalışan bankaların, belli bir vadeye kadar yatırılan TL veya döviz mukabilinde, yüzdelik hesaba verdikleri aylık veya yıllık nemâ, kesinlikle faizdir. Kezâ bankaların, yüzdelik hesaba göre özel veya tüzel kişilere açtıkları kredi karşılığında, aldıkları aylık ya da yıllık nema da faizdir"(9) Faizin hükmü de malumdur. </span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Nitekim <strong>İmam Nevevi</strong>, “Kitabu’l-İdah fi-Menasiki’l-Haccı ve’l-Umra”adlı eserinde bu hükmü net bir biçimde açıklayan şu ifadelere yer vermektedir. </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">“İhramlı bir kimsenin, bütün ihram yasaklarından, mazeretli haller ve yerler dışında, oldukça uzak durması gerekir. Ne yazık ki, avam tabakasından bazı kişiler, daha sonra fidyesini vermekle günahından kurtulacağını düşünerek haram işlemekte ve fidyesini vermek niyetiyle bazı yasakları işleme cesaretini göstermektedirler. Bu düşünce açık bir hata ve çirkin bir cehalettir. Çünkü yasağı işlemek kendisine haram kılınmıştır. Buna muhalefet ederek yasağı işleyince günaha girmiş olur ve fidye vermesi de gerekir. Ancak, daha sonra verilecek fidye, kendisine haram bir fiili işlemeye yönelmesini helal kılmaz. Böyle bir kanaate dayanarak haram işleyen kişinin cehaleti “ben içki içerim veya zina ederim, nasıl olsa bana uygulanacak had cezası beni temizler” diyen kişinin cehaletine benzer.(10)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Başta haram bir faiz akdi olan faizli kredi çekme fiili, daha sonra bu işlemin faizinin enflasyon altına düşerek reel faiz olmaktan çıkması, o haramı helal kılamaz.(</span></strong><span style="font-family: 'Verdana'">11) </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Hatta, <strong>faizini fakirlere, yoksullara veya kamu hizmetlere sarf etmek niyetiyle bankaya faizle yatırılan para faizinin, daha sonra gerçekten fakirlere ve yoksullara dağıtılması dahi, bu iyi niyetli bilgisizin işlediği bu haram fiilini helal kılamaz ve onun günahından onu kurtaramaz. Veya yetimlere yardım etmek niyetiyle hırsızlık yapmak, uyuşturucu satmak, meyhane çalıştırmak gibi hiçbir çirkin ve haram fiil, ne böyle bir yardım niyetiyle ne de sonradan öyle yapmakla helal olabilir.</strong></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Yukarıda söz konusu olan “Yayımlanmayan Bir Reddiye = Faizli İşlemin Enflasyon Altındaki Faizi “ meselesi hakkında beyan ettiğimiz tespitler paralelinde, <strong>Prof. Dr. Hayrettin Karaman Hoca Efendi</strong>’nin 02 Haziran 2006 Cuma tarihli Yeni Şafak Gazetesinde yayımlanan müdellel görüşü, makalemizin yeniden gündeme taşınmasına ve içeriğinin toplumumuzla paylaşılmasına vesile oldu. </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Sayın Karaman’ın bu husustaki yazısının ilgili son üç paragrafı aşağıya alınmıştır. Bu üç paragraftan birinci paragrafı “<strong>faizsiz kredinin ve faizsiz bir alış-veriş akdinin bedelinde zaman akışı içinde meydan gelen değer kaybı”nın dini açıdan caiz olduğunu açıklarken –ki ben de eskiden beri bu görüşü savunmaktayım</strong>. Çünkü, bu bir fazlalık değil, oluşan zarar karşılığıdır</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">İkinci paragrafı da “faizli kredinin ve faizle yatırılan paranın enflasyon altına düşen faizin ve faizli kredi işleminin şer’an caiz olmadığını beyan ederek şöyle der:</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Bir müslüman bir akit ve anlaşma yaparken gelir ve giderinde, akdin sonucunda faizi öngörmemiş, faizi akde sokmamış olursa, borcun ödenmesi geciktiğinde, vadesinde ödeme yapılmadığında -gecikme dönemi içinde meydana gelen- enflasyon farkı ödemeye dâhil edilir. Aksi halde borçlu borcunu tam değil, eksik ödemiş olur. Eğer borç, Allah rızası için ödünç para vermeden hâsıl olmuş bulunursa ödeme zamanının geçmesi, vadenin gelmesi ve geçmesi söz konusu olmaksızın ödeme enflasyon farkı ile birlikte yapılır.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Eğer akit banka ile yapılmış ise; yani bankaya mevduat yatırılmış veya kredi alınmış ise bu da bir akittir, ancak burada akde faiz dahil edilmiştir, belli bir zaman sonunda şu kadar faiz alınacak veya verilecektir, bu alış-veriş akdin hükmüne dahildir. Müslümanın işte böyle bir akdi yapması caiz değildir. Ödeme zamanı geldiğinde alınan veya verilen faiz enflasyonun altında kalsa bile bu durum, başta yapılan faizli akit günahını ortadan kaldırmaz. Bir kimse, daha sonra evleneceği bir kadınla -evlenmeden, nikâh akdi yapmadan önce cinsel temas yapsa bu zinadır; daha sonra onunla evlenmek niyetinde olması ve zamanı gelince evlenmesi zina güna¬hını ortadan kaldırmaz… </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Ayrıca bankaya yatırılan paralar yüksek ve reel faizlerle isteyene kredi olarak verildiği için, mevduat sahibine paranın reel faizi verilmezse bile bu paraya reel faiz tahakkuk etmiştir, banka bu faizi almıştır ve buna mevduat sahibi razı olmuştur. <strong>Bankaya para yatıran ama bankanın kazandığı reel faizi (bunun bir kısmını ) almayan, bankaya bırakan mevduat sahibi eğer haramdan sakınmak isteyen bir mümin ise, bilerek reel faiz alan kimseden daha büyük bir yanlışa düşmektedir; çünkü bu ikincisi hiç olmazsa-haram işleyerek-dünyasını kurtarmıştır, birincisi ise hem haram işlemiş, hem de dünyevi bir menfaat elde etmemiştir</strong>. (02 Haziran 2006 –Cuma/Yeni Şafak Gazetesi)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Şu hususlara da dikkat çekerek makalemi noktalayacağım.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Şuna inanmalıyız ki, kul ile yaratıcı arasındaki ilişki hasta ile doktor arasındaki ilişkiye benzer. Dolayısıyla <strong>kulun kendine yararlı gördüğü değil, yaratıcının kuluna yararlı gördüğü maslahatlar yararlıdır</strong>. Hastanın istediği ilaç değil, doktorun hastasına uygun gördüğü ilaç yararlıdır.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Faiz iktisadi kanserdir, fert veya toplumun ekonomik hayatına girince ekonomiyi çökertir.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Faiz, merhametli kredi açma anlamına gelen karz-ı hasen gibi sevgi, yardımlaşma ve kaynaşma duygularının katilidir. Egoisttir, pek çok yüce ahlaki değerleri yok etmiştir.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Faiz, bütün semavi dinlerde zararlı görüldüğü için yasaklanmıştır. İlkel çağlardan beri vardır.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Ortadoğu İslam âlimleri genel olarak, faizsiz kredi veya meşru alış-veriş bedelinde meydana gelen değer kaybını, gecikme zammını ve hatta gecikme zammını içeren kredi kartlı alış-verişi bile caiz</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">görmemektedirler.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Müdellel olarak tartışılan ve sonuca bağlanan bu husus, <strong>Mecmeu’l-Fıkhi’l-İslami</strong> tarafından da karar halinde yayımlanmıştır.(12)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Bu tartışma İslam diyarında yapılan işlemlerle ilgilidir. </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Yüce Allah’dan “ <strong>Allahım! Bize hakkı hak olarak gösterip ona ittiba etmeyi, batılı batıl olarak gösterip ondan sakınmayı nasip eyle</strong>” anlamındaki Resulü Ekrem’in duasıyla sürekli münacatta bulunma ve gereği gibi yaşama imkânını lütfetmesini niyaz ederim.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> <strong>Doç.Dr.Abdulaziz BEKİ</strong></span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'"> DİB Kayseri Eğitim Merkezi</span></strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'">DİPNOTLAR</span></strong><span style="font-family: 'Verdana'">:</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(1)Gazali, Mustasfa, 1/61; İbn Rüşt, Bidayetu’l-Müçtehit 2/166, Molla Husrev, Miratu’l-Usul, 2/289.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(2)Nevevi, Ravdatu’t-Talibin, 1/428;İmam Remli, Nihayetu’l-Muhtac Şerhu’l-Minhac, 11/392; İbn Abidin, 5/209 vd, el-Bahru’r-Raik, 16/122 vd.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(3)İbn Abidin, Tenbihü’r-Rukud ala Mesail’in-Nukud, Mecmuatu’r-Resail, II/56 vd.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(4)Abdulaziz BEKİ, İslam’da Güncel Ticari Meseleler, 94-96.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(5)Fethu’l-Bari, Ale’l-Buhari, 8/37; el-Müntaka Şerhu’l-Muvatta, 3/265.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(6)Umdetu’l-Kari, Şerhu’l-Buhari, 4/225, 13/293.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(7)İmam Rabbani, Mektubatı 1/108. Mektup no:102</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(8)İmam Rabbani, Mektubatı 1/108. Mektup no:102</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(9)El-Cezeri, II/246-247; ez-Zuhayli, IV/682.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(10)İmam Nevevi, Kitabu’l-İdah fi-Menasiki’l-Haccı ve’l-Umra, s.188.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">(11)Geniş bilgi için bak: İbn Abidin, 2/544.</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">(12)Mecelletü’l- Mecme’i-l-Fıkhi’l-İslami, S.V, C: 5/2261</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="FaKiR, post: 86716, member: 10"] [U][COLOR=red][B][FONT=Verdana]7. Gerekçe[/FONT][/B][FONT=Verdana]: Bu faizli işlem, tüketim kredisi için caiz değil, üretim kredisi için ise caizdir.[/FONT][/COLOR][/U] [B][FONT=Verdana]Değerlendirme[/FONT][/B][FONT=Verdana]: Bu farklı hüküm de indi olup, herhangi şeri bir delil veya kaideye dayanmamaktadır. Buna göre yürütülen “günlük zaruri ihtiyaçlar (tüketim kredisi) haram işlemi helal kılmaz, fakat ikinci bir fabrika kurma ihtiyacı (üretim kredisi) ise haramı helal kılar mantığı çok garip olduğu kadar aynı zamanda “zaruret, haramı helal kılar” şeri ve nassi kural ve kaideye tümüyle ters düşmektedir.[/FONT] [B][FONT=Verdana]Hulasa, bugünkü bankaların parasal işlemleri faiz esasına dayanmaktadır. Dolayısıyla, faiz sistemiyle çalışan bankaların, belli bir vadeye kadar yatırılan TL veya döviz mukabilinde, yüzdelik hesaba verdikleri aylık veya yıllık nemâ, kesinlikle faizdir. Kezâ bankaların, yüzdelik hesaba göre özel veya tüzel kişilere açtıkları kredi karşılığında, aldıkları aylık ya da yıllık nema da faizdir"(9) Faizin hükmü de malumdur. [/FONT][/B] [FONT=Verdana]Nitekim [B]İmam Nevevi[/B], “Kitabu’l-İdah fi-Menasiki’l-Haccı ve’l-Umra”adlı eserinde bu hükmü net bir biçimde açıklayan şu ifadelere yer vermektedir. [/FONT] [FONT=Verdana]“İhramlı bir kimsenin, bütün ihram yasaklarından, mazeretli haller ve yerler dışında, oldukça uzak durması gerekir. Ne yazık ki, avam tabakasından bazı kişiler, daha sonra fidyesini vermekle günahından kurtulacağını düşünerek haram işlemekte ve fidyesini vermek niyetiyle bazı yasakları işleme cesaretini göstermektedirler. Bu düşünce açık bir hata ve çirkin bir cehalettir. Çünkü yasağı işlemek kendisine haram kılınmıştır. Buna muhalefet ederek yasağı işleyince günaha girmiş olur ve fidye vermesi de gerekir. Ancak, daha sonra verilecek fidye, kendisine haram bir fiili işlemeye yönelmesini helal kılmaz. Böyle bir kanaate dayanarak haram işleyen kişinin cehaleti “ben içki içerim veya zina ederim, nasıl olsa bana uygulanacak had cezası beni temizler” diyen kişinin cehaletine benzer.(10)[/FONT] [B][FONT=Verdana]Başta haram bir faiz akdi olan faizli kredi çekme fiili, daha sonra bu işlemin faizinin enflasyon altına düşerek reel faiz olmaktan çıkması, o haramı helal kılamaz.([/FONT][/B][FONT=Verdana]11) [/FONT] [FONT=Verdana]Hatta, [B]faizini fakirlere, yoksullara veya kamu hizmetlere sarf etmek niyetiyle bankaya faizle yatırılan para faizinin, daha sonra gerçekten fakirlere ve yoksullara dağıtılması dahi, bu iyi niyetli bilgisizin işlediği bu haram fiilini helal kılamaz ve onun günahından onu kurtaramaz. Veya yetimlere yardım etmek niyetiyle hırsızlık yapmak, uyuşturucu satmak, meyhane çalıştırmak gibi hiçbir çirkin ve haram fiil, ne böyle bir yardım niyetiyle ne de sonradan öyle yapmakla helal olabilir.[/B][/FONT] [FONT=Verdana]Yukarıda söz konusu olan “Yayımlanmayan Bir Reddiye = Faizli İşlemin Enflasyon Altındaki Faizi “ meselesi hakkında beyan ettiğimiz tespitler paralelinde, [B]Prof. Dr. Hayrettin Karaman Hoca Efendi[/B]’nin 02 Haziran 2006 Cuma tarihli Yeni Şafak Gazetesinde yayımlanan müdellel görüşü, makalemizin yeniden gündeme taşınmasına ve içeriğinin toplumumuzla paylaşılmasına vesile oldu. [/FONT] [FONT=Verdana]Sayın Karaman’ın bu husustaki yazısının ilgili son üç paragrafı aşağıya alınmıştır. Bu üç paragraftan birinci paragrafı “[B]faizsiz kredinin ve faizsiz bir alış-veriş akdinin bedelinde zaman akışı içinde meydan gelen değer kaybı”nın dini açıdan caiz olduğunu açıklarken –ki ben de eskiden beri bu görüşü savunmaktayım[/B]. Çünkü, bu bir fazlalık değil, oluşan zarar karşılığıdır[/FONT] [FONT=Verdana]İkinci paragrafı da “faizli kredinin ve faizle yatırılan paranın enflasyon altına düşen faizin ve faizli kredi işleminin şer’an caiz olmadığını beyan ederek şöyle der:[/FONT] [FONT=Verdana]Bir müslüman bir akit ve anlaşma yaparken gelir ve giderinde, akdin sonucunda faizi öngörmemiş, faizi akde sokmamış olursa, borcun ödenmesi geciktiğinde, vadesinde ödeme yapılmadığında -gecikme dönemi içinde meydana gelen- enflasyon farkı ödemeye dâhil edilir. Aksi halde borçlu borcunu tam değil, eksik ödemiş olur. Eğer borç, Allah rızası için ödünç para vermeden hâsıl olmuş bulunursa ödeme zamanının geçmesi, vadenin gelmesi ve geçmesi söz konusu olmaksızın ödeme enflasyon farkı ile birlikte yapılır.[/FONT] [FONT=Verdana]Eğer akit banka ile yapılmış ise; yani bankaya mevduat yatırılmış veya kredi alınmış ise bu da bir akittir, ancak burada akde faiz dahil edilmiştir, belli bir zaman sonunda şu kadar faiz alınacak veya verilecektir, bu alış-veriş akdin hükmüne dahildir. Müslümanın işte böyle bir akdi yapması caiz değildir. Ödeme zamanı geldiğinde alınan veya verilen faiz enflasyonun altında kalsa bile bu durum, başta yapılan faizli akit günahını ortadan kaldırmaz. Bir kimse, daha sonra evleneceği bir kadınla -evlenmeden, nikâh akdi yapmadan önce cinsel temas yapsa bu zinadır; daha sonra onunla evlenmek niyetinde olması ve zamanı gelince evlenmesi zina güna¬hını ortadan kaldırmaz… [/FONT] [FONT=Verdana]Ayrıca bankaya yatırılan paralar yüksek ve reel faizlerle isteyene kredi olarak verildiği için, mevduat sahibine paranın reel faizi verilmezse bile bu paraya reel faiz tahakkuk etmiştir, banka bu faizi almıştır ve buna mevduat sahibi razı olmuştur. [B]Bankaya para yatıran ama bankanın kazandığı reel faizi (bunun bir kısmını ) almayan, bankaya bırakan mevduat sahibi eğer haramdan sakınmak isteyen bir mümin ise, bilerek reel faiz alan kimseden daha büyük bir yanlışa düşmektedir; çünkü bu ikincisi hiç olmazsa-haram işleyerek-dünyasını kurtarmıştır, birincisi ise hem haram işlemiş, hem de dünyevi bir menfaat elde etmemiştir[/B]. (02 Haziran 2006 –Cuma/Yeni Şafak Gazetesi)[/FONT] [FONT=Verdana]Şu hususlara da dikkat çekerek makalemi noktalayacağım.[/FONT] [FONT=Verdana]Şuna inanmalıyız ki, kul ile yaratıcı arasındaki ilişki hasta ile doktor arasındaki ilişkiye benzer. Dolayısıyla [B]kulun kendine yararlı gördüğü değil, yaratıcının kuluna yararlı gördüğü maslahatlar yararlıdır[/B]. Hastanın istediği ilaç değil, doktorun hastasına uygun gördüğü ilaç yararlıdır.[/FONT] [FONT=Verdana]Faiz iktisadi kanserdir, fert veya toplumun ekonomik hayatına girince ekonomiyi çökertir.[/FONT] [FONT=Verdana]Faiz, merhametli kredi açma anlamına gelen karz-ı hasen gibi sevgi, yardımlaşma ve kaynaşma duygularının katilidir. Egoisttir, pek çok yüce ahlaki değerleri yok etmiştir.[/FONT] [FONT=Verdana]Faiz, bütün semavi dinlerde zararlı görüldüğü için yasaklanmıştır. İlkel çağlardan beri vardır.[/FONT] [FONT=Verdana]Ortadoğu İslam âlimleri genel olarak, faizsiz kredi veya meşru alış-veriş bedelinde meydana gelen değer kaybını, gecikme zammını ve hatta gecikme zammını içeren kredi kartlı alış-verişi bile caiz[/FONT] [FONT=Verdana]görmemektedirler.[/FONT] [FONT=Verdana]Müdellel olarak tartışılan ve sonuca bağlanan bu husus, [B]Mecmeu’l-Fıkhi’l-İslami[/B] tarafından da karar halinde yayımlanmıştır.(12)[/FONT] [FONT=Verdana]Bu tartışma İslam diyarında yapılan işlemlerle ilgilidir. [/FONT] [FONT=Verdana]Yüce Allah’dan “ [B]Allahım! Bize hakkı hak olarak gösterip ona ittiba etmeyi, batılı batıl olarak gösterip ondan sakınmayı nasip eyle[/B]” anlamındaki Resulü Ekrem’in duasıyla sürekli münacatta bulunma ve gereği gibi yaşama imkânını lütfetmesini niyaz ederim.[/FONT] [FONT=Verdana] [B]Doç.Dr.Abdulaziz BEKİ[/B][/FONT] [B][FONT=Verdana] DİB Kayseri Eğitim Merkezi[/FONT][/B] [B][FONT=Verdana]DİPNOTLAR[/FONT][/B][FONT=Verdana]:[/FONT] [FONT=Verdana](1)Gazali, Mustasfa, 1/61; İbn Rüşt, Bidayetu’l-Müçtehit 2/166, Molla Husrev, Miratu’l-Usul, 2/289.[/FONT] [FONT=Verdana](2)Nevevi, Ravdatu’t-Talibin, 1/428;İmam Remli, Nihayetu’l-Muhtac Şerhu’l-Minhac, 11/392; İbn Abidin, 5/209 vd, el-Bahru’r-Raik, 16/122 vd.[/FONT] [FONT=Verdana](3)İbn Abidin, Tenbihü’r-Rukud ala Mesail’in-Nukud, Mecmuatu’r-Resail, II/56 vd.[/FONT] [FONT=Verdana](4)Abdulaziz BEKİ, İslam’da Güncel Ticari Meseleler, 94-96.[/FONT] [FONT=Verdana](5)Fethu’l-Bari, Ale’l-Buhari, 8/37; el-Müntaka Şerhu’l-Muvatta, 3/265.[/FONT] [FONT=Verdana](6)Umdetu’l-Kari, Şerhu’l-Buhari, 4/225, 13/293.[/FONT] [FONT=Verdana](7)İmam Rabbani, Mektubatı 1/108. Mektup no:102[/FONT] [FONT=Verdana](8)İmam Rabbani, Mektubatı 1/108. Mektup no:102[/FONT] [FONT=Verdana](9)El-Cezeri, II/246-247; ez-Zuhayli, IV/682.[/FONT] [FONT=Verdana](10)İmam Nevevi, Kitabu’l-İdah fi-Menasiki’l-Haccı ve’l-Umra, s.188.[/FONT] [FONT=Verdana](11)Geniş bilgi için bak: İbn Abidin, 2/544.[/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2](12)Mecelletü’l- Mecme’i-l-Fıkhi’l-İslami, S.V, C: 5/2261[/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslam Ansiklopedisi
Faiz dosyasi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst