molla_zehra
Well-known member
Yüzyıllardır kanayan içli yaramızın tam göbeidir Filistin. Kaşıdıkça daha çok kanlanan ve kan emicilerin iştahını kabartan bir yaradır Filistin. Peygamberin merhamet, esirgeme, hoşgörü, kardeşlik ilkelerini taşıdını ayaıyla ta orta yerine, Kudüs'e basmasına ramen durulmayan bir fırtınadır Filistin. Kasırgasında milyonluk bir halkın yönünü yitirdii, pusula niyetine sarıldığı her adamın geri dönüp kendisine ihanet ettiğini gören bir bahtsızdır Filistin.
Filistin beslendikçe yaraları azan bir cüzzamlı düşmanla savaşmaktadır. Kendilerine en kutsal tarafından gönderilmiş aydınlık sunucularını lime lime doğ-ramış bir kahpe topluluktur onun düşmanı. Terkedilmiş, iyi anılan her eylemden kıyamete kadar uzaklaştırılmış zavallılar sürüşüdür onun kıyıcısı. Erdemi; kan ve gözyaşının sıcaklığında arayan, barbarlığından başka kaybedeceği bir şeyi kalmamış bir milletin karşısında kalplerini birer saatli bomba gibi kuranlardır Filistinliler. Onlar için savaşmak sevişmenin bir diğer adıdır. Kendi insanlıkları ve evlatlarına bırakacakları baştan başa ayrılıklar dolu bir toprak parçasıyla sevişirler onlar.
Küsmezler kadere. Kaderi inşa edene küsmezler. Her taze günle bilenirler bir sapanın söyleyeceği türküye. Her günün aydınlığında vedayla ayrılırken hanesinden, yol üzerinde merhametle kucağını açmış Azraile gülümserler. Belki en zor gelen can almadır; bir kurşunla parçalanmış minicik bir canın, canını cennete taşımak Azrail için. Lakin emir en büyüktendir ve O'ndan gelen her emrin binler güzelliği vardır.
Filistin kocaman bir coğrafyada inadına adamlık kaygısı veren onbinlerin yürek kabesidir. Yanıbaşlannda yıkılan dağların hüznünü, oralardan aldıkları evlat hasretli annelerin çığhldanyla ezer geçerler. Kimisi Grozni'dedir, kimisi Erit-re'de, kimisi Burma'da, kimisi Doğu Türkistan'da, kimisi Filipinler'de, kimisi Taşkent'te, kimisi Şam'da, kimisi de oralarda bir yerlerdedir. Ama ortak bir deftere kaydedilmiştir kaderleri. Acılar da, ayrılıklar da annelerin ve sevgililerin değiş tokuş yapabilecekleri kadar benzerdir. Yağmur oralarda her yağışında sokaklardaki kanı temizleyemez. Oralarda yağmur da sık yağmaz, yağsa da yağmurda ıslanacak çocuklar ve çocuklarını hasta olmamaları için eve çağıran anneler yoktur zaten.
Filistin, insanlık tarihinde adiliğin ve alçaklığın kitabının en uyumlu şekilde uydurulduğu yerdir. Orada ölenler insanlık ayıbına dahil değildir. Orada katledilen çocuklar, hapishanelerde çürütülen babalar, ağıtlarına gömülen analar, insanlık taifesine dahil edilmezler. Orada soyu kuruyasıca İsraüoğullanndan olmamanız zaten sizin insan hüviyetinizin hükümsüzlüğüne yeter de artar bile.
Filistin'de en zor şey müslüman olmaktır. İki milyara yakın aynı inançtan insanlarca; sadece katiliamlarda ve askerlerin kurşunlarıyla yere serildiğinizde, yanisi medya maymunlarınca adam yerine konulduğunuzda hatırlanırsınız. Siz ancak mazlum ve hayvan muamalesi gördüğünüzde varsınızdır. Çünkü iki milyar hayvan ruhlu insan günlerini daha çok daha iyi nasıl zevkle yaşarım hesabıyla geçirken, Filistin sadece yüreğinin ortasından çıplak ayağıyla göğün en doruğuna yükselen insanın; tertemiz, ahenkli, kıvanç sunucu ve dirilişler bahşeden kokusuysa haşhaşadır. Çünkü bu iş gariplerin işidir.
ADEM ÖZBAY
Filistin beslendikçe yaraları azan bir cüzzamlı düşmanla savaşmaktadır. Kendilerine en kutsal tarafından gönderilmiş aydınlık sunucularını lime lime doğ-ramış bir kahpe topluluktur onun düşmanı. Terkedilmiş, iyi anılan her eylemden kıyamete kadar uzaklaştırılmış zavallılar sürüşüdür onun kıyıcısı. Erdemi; kan ve gözyaşının sıcaklığında arayan, barbarlığından başka kaybedeceği bir şeyi kalmamış bir milletin karşısında kalplerini birer saatli bomba gibi kuranlardır Filistinliler. Onlar için savaşmak sevişmenin bir diğer adıdır. Kendi insanlıkları ve evlatlarına bırakacakları baştan başa ayrılıklar dolu bir toprak parçasıyla sevişirler onlar.
Küsmezler kadere. Kaderi inşa edene küsmezler. Her taze günle bilenirler bir sapanın söyleyeceği türküye. Her günün aydınlığında vedayla ayrılırken hanesinden, yol üzerinde merhametle kucağını açmış Azraile gülümserler. Belki en zor gelen can almadır; bir kurşunla parçalanmış minicik bir canın, canını cennete taşımak Azrail için. Lakin emir en büyüktendir ve O'ndan gelen her emrin binler güzelliği vardır.
Filistin kocaman bir coğrafyada inadına adamlık kaygısı veren onbinlerin yürek kabesidir. Yanıbaşlannda yıkılan dağların hüznünü, oralardan aldıkları evlat hasretli annelerin çığhldanyla ezer geçerler. Kimisi Grozni'dedir, kimisi Erit-re'de, kimisi Burma'da, kimisi Doğu Türkistan'da, kimisi Filipinler'de, kimisi Taşkent'te, kimisi Şam'da, kimisi de oralarda bir yerlerdedir. Ama ortak bir deftere kaydedilmiştir kaderleri. Acılar da, ayrılıklar da annelerin ve sevgililerin değiş tokuş yapabilecekleri kadar benzerdir. Yağmur oralarda her yağışında sokaklardaki kanı temizleyemez. Oralarda yağmur da sık yağmaz, yağsa da yağmurda ıslanacak çocuklar ve çocuklarını hasta olmamaları için eve çağıran anneler yoktur zaten.
Filistin, insanlık tarihinde adiliğin ve alçaklığın kitabının en uyumlu şekilde uydurulduğu yerdir. Orada ölenler insanlık ayıbına dahil değildir. Orada katledilen çocuklar, hapishanelerde çürütülen babalar, ağıtlarına gömülen analar, insanlık taifesine dahil edilmezler. Orada soyu kuruyasıca İsraüoğullanndan olmamanız zaten sizin insan hüviyetinizin hükümsüzlüğüne yeter de artar bile.
Filistin'de en zor şey müslüman olmaktır. İki milyara yakın aynı inançtan insanlarca; sadece katiliamlarda ve askerlerin kurşunlarıyla yere serildiğinizde, yanisi medya maymunlarınca adam yerine konulduğunuzda hatırlanırsınız. Siz ancak mazlum ve hayvan muamalesi gördüğünüzde varsınızdır. Çünkü iki milyar hayvan ruhlu insan günlerini daha çok daha iyi nasıl zevkle yaşarım hesabıyla geçirken, Filistin sadece yüreğinin ortasından çıplak ayağıyla göğün en doruğuna yükselen insanın; tertemiz, ahenkli, kıvanç sunucu ve dirilişler bahşeden kokusuysa haşhaşadır. Çünkü bu iş gariplerin işidir.
ADEM ÖZBAY