Filistinli Mühendisten Türklere mektup

HAFIZ

Well-known member
Filistinli Mühendisten Türklere mektup

Filistinli İnşaat Mühendisi Muin Naim, internet kanalıyla gönderdiği mektubunda; "Biz Filistin halkı olarak kıyamet gününde ve Allah'ın huzurunda hakkımızı helal etmeyeceğiz. Biz burada ölürsek sizin payınız var bunda; eğer her biriniz çıkıp da elinden geleni yapmazsa. Allah'ın huzurunda kardeşlik hakkımızı isteyeceğiz sizden" dedi.
Naim, mektubunda Gazze'de yaşanan dramı gözler önüne serdi. Naim'in Türk halkından yardım istediği mektupta şu ifadeler yer aldı:

- "BİLGİSAYARIMIN PİLİNİN SON DAKİKALARINI KULLANIYORUM"

"Gazze'den selamlar gönderiyorum. Ama Allah bilir belki size gönderebileceğim son selam olabilir; çünkü bilgisayarımın pilinin son dakikalarını kullanıyorum. Gazze'de elektrik, petrol ve su bitmiş durumdadır. Hastanelerde jeneratörlerin son mazot litreleri kullanılıyor, ondan sonra hastanelerdeki elektrikler de kesilecek. O saatten 24 saat içerisinde 400 diyaliz hastası ölüme mahkum olacak ve yoğun bakımda olan yaklaşık 200 genç ve yaralıyı kaybedeceğiz. Bununla birlikte sürekli ilaç ve elektrik
gerektiren ameliyatlar durdurulacak. Bu hepsi değil, Gazze'nin dramı daha çok hikaye anlatıyor. Mesela fırınlarda ekmek yok, pazarda un yok, ilaçların çoğu bitmiş durumda, sınırlar İsrail ve Mısır tarafından kapatılıyor.

- "BOYNUNUZA EMANETTİR Kİ TÜRK HALKINA SÖYLEYİN..."

Boynunuza emanettir ki Türk halkına söyleyin; biz Filistin halkı olarak kıyamet gününde ve Allah'ın huzurunda hakkımızı helal etmeyeceğiz. Biz burada ölürsek sizin payınız var bunda; eğer her biriniz çıkıp da elinden geleni yapmazsa. Allah'ın huzurunda kardeşlik hakkımızı isteyeceğiz sizden.

- "KENDİMİ FİLİSTİNLİ BİR TÜRK OLARAK TANITIYORUM"

Ben kendimi Filistinli bir Türk olarak tanıtıyorum. O kadar seviyorum ki sizi; onun için sizden bir şey yapmanızı bekliyorum. Ben Türkiye Cumhuriye ti'nde okumuş bir Filistinli inşaat mühendisi. Saygılarımla Muin Naim*."
 

hulusi

Well-known member

DAYAN MUİN...DAYAN GAZZE...

Az önce televizyonlara Gazze’den bağlanıp “Ölmezsem sonra yine konuşuruz” diye espri yapan Filistinli Muin Naim’i tanıyorum.

Bu espriyi yaptığı sırada İsrail savaş makinesi onun evine doğru ilerliyordu.

Hamas’ın Türkçe bilen sözcülerinden biri olmuş Muin.

Benim ODTÜ’den arkadaşım.

ODTÜ’de bir zamanlar yüzlerce Filistinli öğrenci okurdu. (Kızlar da vardı ama onlar başörtüsü yasağından sonra gelmez oldular.) Şimdi Gazze’den telefonla bilgi alınan Türkçe bilen o Filistinlilerin çoğu ODTÜ’lüdür herhalde

Muin de onlardan biriydi.

O da diğer Filistinliler gibi okulun etrafındaki bakımsız, ucuz evlerde kalırdı. “Filistin kampı” derdik biz o evlere.

Bütün Filistinliler gibi onun da dersleri kötüydü. Kötü şartlardan gelmişti çünkü. Birlikte kaç defa Calculus dersini alıp, kaldık hatırlamıyorum. Ama Bahar Şenliği’nde Filistin standında yaptıkları lezzetli felafalleri hiç unutmadım.

Aynı öğrenci topluğunda bulunduk Muin’le. Şanlıurfa’ya, Antep’e gittik trenle, yolda uzun uzun Filistin’i konuştuk.

Ne yapacağını bilmiyordu Muin. Filistin’e dönmek, bütün hayatını bir trajedi ve mücadele içinde geçirmeyi en baştan kabul etmek demekti. Dönmemek ise, gurbette aynı sefaleti hem de ülkesine ihanet etmiş olma duygusundan bir an olsun kurtulamadan çekmeyi kabul etmek demekti.

Tanıdığım bütün Filistinliler gibi onun da hayatı politika ve mücadeleydi. Devrim yapmak, iktidara gelmek, toplumu dönüştürmek için değil, adam gibi yaşamak için, adamı da bırakın sadece yaşamak için. Bu dünya onlara normal ve basit bir hayat sürdürme fırsatı vermedi çünkü. Şimdi onlardan militan, terörist diye bahsedenler, Hamaslı, El Fetihli ya da başka bir örgütten olmanın Filistinli olmak, olmayan Filistin devletinin vatandaşı demek olduğunun farkında değiller.

Dün Muin’i televizyonda gördüm. Hamas sözcüsü olmuş. Türkiye televizyonlarına bağlanıp, bilgi veriyor. Hiç değişmemiş aynı muhlis Muin o. Aynı bacı kalfa Türkçesi. Aynı hınzır ses. Karıncayı incitemeyecek, iri cüsseli, saf, tertemiz, bir tek İsrail denince tepesi atan Muin o.

Şimdi siz Muin’e terörist mi diyorsunuz? Allah korusun Muin öldürüldüğünde İsrail, askerî hedefleri mi vurmuş olacak? İsrail bu kez çocuk ve kadın öldürmedi, hastaneye saldırmadı diye “ohh” mu çekilecek, “su testisi su yolunda kırılır” mı denilecek?

Peki, siz söyleyin. Muin’in yerinde olsaydınız siz ne yapardınız?

Bir sabah 2000 yıl önce bu toprakların sahibi olduğunu iddiasıyla Hititler gelse bizi evlerimizden atsa.

Sonra da boşalttığımız evlerimize, topraklarımıza yerleşse.

Bizi de birkaç mülteci kampında toplasa. Etrafımıza duvarlar örse.

Bir kısmımız Bulgaristan’a, Yunanistan’a, Suriye’ye, Gürcistan’a, İran’a kaçsa.

Oradaki mülteci kamplarında yaşamaya çalışsa. Hayatımız mahvolsa.

Ama ABD, AB ve tüm dünya Hititlerden yana olsa.

Müslüman ülkeler bile bize sahip çıkmasa.

BM’nin bize verdiği küçücük toprak parçası bile işgal altında olsa. Dünyanın buna bile sesi çıkmasa.

60 yıldır bu rezillik, bu hayat mücadelesi, bu haksızlık böyle devam edip gitse.

Siz de bu rezilliğin, bu hayat mücadelesinin, bu işgalin ortasına doğsanız.

Anneniz, babanız, bütün sevdikleriniz açlıkla, yoklukla, sefaletle mücadele ederken az ötede sizin evlerinize kurulmuş Hititler refah içinde yaşasa.

Bütün dünya onları tanısa, bütün dünya onları muhatap alsa.

Gülseler, eğlenseler, gelecek endişeleri olmasa.

Ve bütün bunları her gün görseniz. Bütün bu çelişkiyi her gün yaşasanız.

Her gün kendi vatanınızda kontrol noktalarında aşağılansanız.

Bir de haklarınız için mücadele ederken kendi vatanınızda adınız teröriste çıksa?

Eliniz kolunuz bağlanmış olsa.

Siz ne yapardınız?

Sadece taş atmak öfkenizi nereye kadar keserdi?

Dünyanın en iyi üniversitelerinde, en iyi şartlarda okumuş, yaşamış, “ilkel” güdülerinden kurtulmuş, dünyanın en derin
adamlarından biri olmuş Filistinli Edward Said’e İsrail hedeflerine taş attıran öfkenin Gazze sokaklarında her gün bu işkenceyi yaşayan sıradan bir Filistinli gence neler yaptırabileceğini düşünün. Hele son İsrail saldırılarından sonra?

Ve tekrar düşünün Siz Muin’in yerinde olsaydınız ne yapardınız?

“İsrail kendini savunuyor” diyen AB’nin adaletine mi güvenirdiniz?

“İsrail’i çok iyi anlayan” Obama’dan mı çözümü beklerdiniz?

Koltukları karşılığında, dünyanın egemenlerine zavallı Filistinlileri satan totaliter Arap rejimlerinden mi medet umardınız?

Bush ile işbirliği yapan, Hamas’ı bitirmek için Mısır’la işbirliği içinde Gazze’yi açlığa terk eden El Fetih’e mi katılırdınız?

2005’te Arap dünyasının en adil seçimleriyle, demokratik yollarla iktidara gelen, uyguladığı yanlış siyasi stratejilere rağmen bir şekilde İsrail karşısında durabilen tek Filistinli güç haline gelmiş Hamas’a mı katılırdınız?

Yoksa kan ve barut kokan, abluka yüzünden insanların ot yediği Gazze sokaklarında “Bütün dünya buna inansa bir inansa hayat bayram olsa” tarzında mı takılırdınız?

Türkiye’de “Ama Hamas da” diyerek suça ortak olanlar, suça sessiz kalanlar tüm bunları hiç düşündü mü?

Buradaki “ama” ile “Ama Ermeni çeteleri de Türkleri öldürdü”deki ama arasında bir fark olmadığını hiç düşündü mü?

Peki, siz bu berbat şartlarda yine de bir Muin olabilir miydiniz?

Bir insandan ancak canlı bir bomba yaratacak bu şartlarda onun kadar muhlis, sevecen ve vicdanlı kalabilir miydiniz?

Siz bu şartlarda bile Muin gibi espri yapabilir miydiniz? Serinkanlılığınızı koruyabilir miydiniz?

Az önce “ Ölmezsem yine bağlanırım” diye espri yaptı televizyonda ODTÜ’den Filistinli arkadaşım Muin.

Tam o sırada İsrail savaş makinesi evine doğru ilerliyordu.

O öyle söylediğinden beri ben merakla ve endişe içinde televizyon başındayım ve onun yeni bir kanala canlı bağlanmasını bekliyorum.

Ölme Muin. Öldürme Muin.

Çok bekledin. Çok sabrettin.

Sakin, huzurlu bir hayatı sen de hak ettin.

Dayan Muin... Dayan Gazze...

YILDIRAY OĞUR
başka bir bölümü açmıştım bu konuyu tevafuk olunca buraya taşıdım..
 

HAFIZ

Well-known member
KEŞKE SESİMİZ ULAŞSA GEREKLİ MERCİLERE..her müslüman ülke 5000 adet iyi donanıma sahip askerini filistine yollasa.10 İSLAM ulkesi bunu yapacak olsa sanırım müslümanların sırtı yere gelmez.ve bu tam tehcizatlı ordu herdaim hazır ve nazırda dursa..nerde bir kardeşinin kanı akmaya başladı yarasını sarmaya koşsa..
bu dünya düzeninde bunlar bir hayalden öteye geçmiyor malesef..
D-8 var olsaydı ve müslümanlar tarafından destek görseydi bu sorun olmayacaktı
UYANIN EY İNSANLIK..SIRAYI ALMADAN
 
Üst