Kýrýk Testi
Well-known member
Batısından Atlas Okyanusuna kıyısı olan bir Batı Avrupa ülkesidir. Başkenti Paris olan ülkenin yüz ölçümü 543.965 km2’dir. 1993 sayımlarına göre nüfusu 57.690.000’dir. Halkın % 93’ünün konuştuğu resmî dil Fransızca’dan sonra ikinci büyük dil % 2,6 oranıyla Arapça’dır. Halkın % 76,4’ünü Katolikler, % 3,7’sini diğer Hıristiyanlar, % 3’ünü Müslümanlar, % 1,1’ini Yahudiler oluşturmaktadır.
Fransa sömürgeci ülkeler arasında ilk defa Afrika kıtasına yönelen ülkedir. Senegal ile başlayan Afrika sömürgeciliğinde en büyük gelir kaynağını köle ticareti teşkil etti. 17. ve 18. yüzyıllarda Hint yarımadasını da kapsamına alan Fransız sömürgeciliğinin İslâm dünyasını ciddî bir şekilde etkilemesi 19. yüzyılın ilk yarısına rastlar. 1830 yılında Cezayir’i ele geçirmeye çalışan ve ummadığı bir direnişle karşılaşan Fransa; ancak 1847’de Emir Abdülkadir el-Cezâirî’nin teslim olmasıyla amacına ulaştı. 1881’de Tunus’u savaşmadan ele geçirdi. İngiltere ve İspanya ile anlaşma yaparak Fas’a da hükmetmeye başladı. Fransız sömürgeciliği Birinci Dünya Savaşı ile doruk noktasına ulaştı. Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopan Suriye ve Lübnan’ın da etki alanına alınmasıyla 1920’deki Fransız sömürgelerinin arâzi toplamı 12.5 milyon km2’yi buldu.
Fransa’nın İslâmiyetle tanışması 8. yüzyılın başlarına rastlar. İslâm ordusu 717-718 yıllarında Pireneler’i aşarak Fransa topraklarına girdi. 721-726 yılları arasında gerçekleştirilen seferler sonunda Müslümanlar hâkimiyetlerini Rhone Vadisi ve Lyon’a kadar genişlettiler. Fransa’nın Müslümanlarla olan sıkı ticarî ve siyasî ilişkileri, özellikle Kanûnî Sultan Süleyman ve Birinci François’ın zamanında oldu. Yirminci Yüzyıl ortalarında Müslüman sömürgelerin bağımsızlıklarına kavuşmasından sonra ise bu yeni ülkelerle Fransa arasındaki organik bağlar iktisadî, siyasî ve askerî iş birliğine dönüşmüş, bu durum Fransa içinde Müslüman cemaatlerin doğmasına yol açmıştır.
Fransa sömürgeci ülkeler arasında ilk defa Afrika kıtasına yönelen ülkedir. Senegal ile başlayan Afrika sömürgeciliğinde en büyük gelir kaynağını köle ticareti teşkil etti. 17. ve 18. yüzyıllarda Hint yarımadasını da kapsamına alan Fransız sömürgeciliğinin İslâm dünyasını ciddî bir şekilde etkilemesi 19. yüzyılın ilk yarısına rastlar. 1830 yılında Cezayir’i ele geçirmeye çalışan ve ummadığı bir direnişle karşılaşan Fransa; ancak 1847’de Emir Abdülkadir el-Cezâirî’nin teslim olmasıyla amacına ulaştı. 1881’de Tunus’u savaşmadan ele geçirdi. İngiltere ve İspanya ile anlaşma yaparak Fas’a da hükmetmeye başladı. Fransız sömürgeciliği Birinci Dünya Savaşı ile doruk noktasına ulaştı. Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopan Suriye ve Lübnan’ın da etki alanına alınmasıyla 1920’deki Fransız sömürgelerinin arâzi toplamı 12.5 milyon km2’yi buldu.
Fransa’nın İslâmiyetle tanışması 8. yüzyılın başlarına rastlar. İslâm ordusu 717-718 yıllarında Pireneler’i aşarak Fransa topraklarına girdi. 721-726 yılları arasında gerçekleştirilen seferler sonunda Müslümanlar hâkimiyetlerini Rhone Vadisi ve Lyon’a kadar genişlettiler. Fransa’nın Müslümanlarla olan sıkı ticarî ve siyasî ilişkileri, özellikle Kanûnî Sultan Süleyman ve Birinci François’ın zamanında oldu. Yirminci Yüzyıl ortalarında Müslüman sömürgelerin bağımsızlıklarına kavuşmasından sonra ise bu yeni ülkelerle Fransa arasındaki organik bağlar iktisadî, siyasî ve askerî iş birliğine dönüşmüş, bu durum Fransa içinde Müslüman cemaatlerin doğmasına yol açmıştır.