Kýrýk Testi
Well-known member
Kàdiriyye tarikatının kurucusudur. Asıl adı Muhyiddîn Ebû Muhammed Abdülkàdir bin Ebî Sâlih Mûsâ Zengîdost el-Geylânî’dir ve 1077 tarihinde Hazar Denizinin güney batısındaki Gîlân eyalet merkezine bağlı Neyf köyünde dünyaya geldi ve 1166 tarihinde Bağdat’ta vefat etti. Babası Ebû Sâlih Mûsâ çevresinde dindarlığıyla temâyüz etmiş; annesi ise, devrin tanınmış zâhid ve sûfîlerinden es-Savmaî’nin kızı Fâtımâ’dır ve kadın velîlerdendir. Soyu babası tarafından Peygamberimizin (a.s.m.) torunu Hz. Hasan’a (r.a.) dayanır. Bilindiği gibi Hz. Hasan’ın soyundan gelenlere Şerif denilir ve Şerifler de üç kola ayrılır. Bunlardan birisi Kàdirîlerdir.
Küçük yaşta babasını kaybettiği için dedesinin himayesinde büyüdü. 18 yaşına geldiğinde annesinden izin alarak bir kervanla Bağdat’a ilim tahsiline gitti. Bağdat o zaman önemli bir ilim ve kültür merkeziydi. Orada İslâm dünyasının meşhur âlimlerinden fıkıh (İslâm hukuku), hadis, tefsir, edebiyat gibi çeşitli ilmî sahalarda dersler aldı. Kendisine tahsis edilen bir medresede bu ilimleri ders olarak okuttu. Ancak bir süre sonra bütün bunları bırakarak 25 yıl kadar süren inzivâ hayatına çekildi. İnzivâdan sonra Mekke-i Mükerremeye giderek orada birçok sûfîye hırka giydirdi. Tasavvufta en yüksek makamlar olan Gavs-ı Âzam, Ferîd-i Âzam ve Kutb-u Âzam makamlarına yükselerek bu ünvanlarla anıldı. Tasavvuf ehli, “kendisinden sonra gelen bütün evliyâlar makamlarını ondan alır” der.
Abdulkâdir-i Geylânî Hazretleri sûfî olmakla birlikte aynı zamanda çok büyük bir âlimdir. Zira Selef âlimleri denilen İslâmın ilk dönem âlimlerinin üzerinde durdukları konuları derinlemesine işledi, Kur’ân ve hadislerden çıkardığı metodla en ince meselelere herkesin anlayabileceği izahlar getirdi. Yazdığı kitaplardan bazılarının isimleri ise şunlardır: el-Gunye li-Tâlibi Tarîki’l-Hak, Fütûhu’l-Gayb (İbni Teymiye tarafından şerh yapılmıştır), Mektûbât, Sırru’l-Esrâr ve Mazharu’l-Envâr, ed-Delâil.
Küçük yaşta babasını kaybettiği için dedesinin himayesinde büyüdü. 18 yaşına geldiğinde annesinden izin alarak bir kervanla Bağdat’a ilim tahsiline gitti. Bağdat o zaman önemli bir ilim ve kültür merkeziydi. Orada İslâm dünyasının meşhur âlimlerinden fıkıh (İslâm hukuku), hadis, tefsir, edebiyat gibi çeşitli ilmî sahalarda dersler aldı. Kendisine tahsis edilen bir medresede bu ilimleri ders olarak okuttu. Ancak bir süre sonra bütün bunları bırakarak 25 yıl kadar süren inzivâ hayatına çekildi. İnzivâdan sonra Mekke-i Mükerremeye giderek orada birçok sûfîye hırka giydirdi. Tasavvufta en yüksek makamlar olan Gavs-ı Âzam, Ferîd-i Âzam ve Kutb-u Âzam makamlarına yükselerek bu ünvanlarla anıldı. Tasavvuf ehli, “kendisinden sonra gelen bütün evliyâlar makamlarını ondan alır” der.
Abdulkâdir-i Geylânî Hazretleri sûfî olmakla birlikte aynı zamanda çok büyük bir âlimdir. Zira Selef âlimleri denilen İslâmın ilk dönem âlimlerinin üzerinde durdukları konuları derinlemesine işledi, Kur’ân ve hadislerden çıkardığı metodla en ince meselelere herkesin anlayabileceği izahlar getirdi. Yazdığı kitaplardan bazılarının isimleri ise şunlardır: el-Gunye li-Tâlibi Tarîki’l-Hak, Fütûhu’l-Gayb (İbni Teymiye tarafından şerh yapılmıştır), Mektûbât, Sırru’l-Esrâr ve Mazharu’l-Envâr, ed-Delâil.