Konuya cevap cer

Evet kardeşlerim, Risâle-i Nûr'daki hususiyetler; şimdiye kadar te'lif edilen hiç bir eserde görülmüyor. Bunu ne biliyorsun diyebilirsiniz? Ömrünü vakfedip cildlerle eser okuyan hakikî ilim adamlarından Risâle-i Nûr'u okuyanlar bu hakikatı ilân ediyorlar. Ve o şahsiyetler, şu zamanda yaşayan insanların, ilmi ne kadar yüksek ve zengin olursa olsun Risâle-i Nûr'u okumağa muhtaç oldukları kanaatına varıyorlar. Gurur, kibir ve enaniyet gibi hastalıklara müptelâ olmaktan fazla korkan

 

sh:» (G: 208)

 

âlim, fâzıl ve münevverler Risâle-i Nûr'a derhâl sarılıyorlar. Bazılar altmış yetmiş yaşlarında oldukları halde Risâle-i Nûr'a talebe olmıya çalışıyorlar. Risâle-i Nûr'un en mühim husûsiyetlerinden birisini müellifi şu şekilde buyurmuştur: (Herhangi bir eser okunur, malûmat elde edilir. Fakat Risâle-i Nûr aynı zamanda akıl ile beraber kalbe ve ruha bir mânevî, zevkli dersi de verir.)


 Evet kardeşlerim.. Risâle-i Nûr'un bu hususiyeti okuyucularında göz ile görünüyor. Türk Müslaman gençliği de kendini karanlık fikirli değil, imanlı, münevver ilim ve fen adamı yapmak istiyor. Bunun içni her türlü malûmatın esasını hâvi eseri okuyacak hukuk, tıp ve fen fakültelerinin talebeleri kendi mesleklerini alâkadar eden bahisleri, Risâle-i Nûr'da okudukları zaman ilmî, içtimaî, ve ruhî, çeşitli bilgilerin hakikatlarını elde etmeye muvaffak oluyorlar. 


Edebiyat meraklıları da Risâle-i Nûr'u okuyorlar. Kelâm, kitabet, şiir kudretleri Risâle-i Nûr'u okumadan evvel bir ise okuduktan sonra on oluyor. Risâle-i Nûr-u okuyan, herhangi bir ilim meclisindeki tartışmalarda mutlaka zaferi kazanıyor. Hakikatı en açık bir ifade ile anlatıyor. Risâle-i Nûr'u tam kabul ile okuyan hâkimlerin isâbetsiz karar verdikleri görülmüyor. Hakikî medeniyetin ve yüksek içtimâiyâtın ve in-

 

sh:» (G: 209)

 

sanlık kanunlarının esası KUR'ÂN'dır. Aradıklarınızı Kur'ân-ı Kerîm'in hakikî bir mübarek tefsiri olan Risâle-i Nûr'da bulacak ve takdir hisleri içinde def'alarla okumak iştiyakına sahip olacaksınız. Üniversiteye gitmeden evvel Risâle-i Nûr'u tamamen okumuş olmak faydaların üstünde bir fayda temin eder. Yoksa büyük felâketlere düçar olmak kuvvetle muhtemeldir. 


Risâle-i Nûr'un üslûbu başlıbaşına yekta ve hiç bir üslûpla kabil-i kıyas olmayan bir üslûptur. Bu çekici, akıcı üslûp devamlı bir okuma iştiyâkı uyandırır. İşte o zaman insana bu asırda eşsiz bir te'lifin tatlı ve bambaşka üslûbunun verdiği bir haz ile Nûr Külliyatını bir an evvel okumak için gayret ve heves geliyor. Kur'ân-ı Kerîm; mânası bilinmeden okunduğu halde okuyana mânevî bir tesir yapar. 


Risâle-i Nûr'da Kur'ân-ı Kerîm'in İ'câz-ı Mânevîsi olduğu için içerisinde rastlanan arabî kelimelerin bazılarını anlayamazsınız da onların feyzi, ruhu insana nüfuz eder ve ediyor. Evet Risâle-i Nûr'dan bir parça okuyan takdirkâr bir münevver, okuduğu bir parça ile Risâle-i Nûr Külliyatının bir şaheser olduğu hükmünü veriyor ve vermektedir. Risâle-i Nûr'un öyle emsalsiz bir te'lifi var ki; hakikatlarını her âlim anladığı gibi, her okuyabilene ve her dinleyene -cahil de olsalar-

 

sh:» (G: 210)

 

anlamak ve anlatmak kudret ve hususiyetine mâliktir. 


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst